giriş | izmir'in en güzel kızı

194 7 0
                                    

Can ozan- gündelik düşler fırtınası 🎵

Can ozan- gündelik düşler fırtınası 🎵

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi ki doğdun ilk aşkım!

***

Alsancak bugün her zamankinden daha güzel. Yollarında narin kızım yürüyor diye mi? Narin kızım Alsancak'ta büyüyor diye mi güzel? İzmir'in havası, suyu, göğü bir başka bugün. Bugün aşkım doğmuş, bunu İzmir de biliyor.

Ben Teoman Karaca. Karşımda bir kız duruyor. Karamel rengi saçları ve kısık bakışları var. Yumuşacık dudakları ve ince, dağınık kaşları... Bense yanında mahallenin düşkünü gibi hissediyorum çoğu zaman. O İzmir'in en güzel kızı, ben üç numara saçlarıyla İzmir sokaklarını arşınlayan deli adam.

Serin bir İzmir akşamında tanıştık onunla. Deliye her gün bayram derler ama o akşam bir başka sevinç vardı içimde. Önce sesini duydum. İki yıl önceydi. Alsancak akşamlarından birinde gülüşü çalındı kulağıma. On yedi yaşındaydı. On yedi yaşındaydım. Hayat dolu bakışlarındaki ışık gözlerim alıyordu. Bende ne buldu bilmiyorum ama elimi tuttu.

Bir yaz akşamı, on yedi yaşımda, Alsancak'ta aşık oldum.

Şimdi gözlerime hala aynı ışıkla bakan kızı öpeceğim. Narin'im, narin kızım bugün on dokuz oldu.

"İyi ki doğdun aşkım."

*

Zamanın durmasını istediğimiz anlar olur bazen. Böyle zamanlar bana hep çok acıklı gelmiştir. Acizlik korkunç bir şey deyip duruyor abim. Ağzına yerleşmiş. Sigarasını yakamasa mesela hemen, "Acizlik korkunç bir şey Teoman'ım." der. Epey uzakta olan abime bakıyorum da... O da zamanın durmasını istiyor mudur acaba? Sevda ablaya sarılmış öylece denizi izliyor. Ne düşünüyor? Bu anda kalmayı istiyor mudur? İşte tam da güzel bir anda kalmayı istemek bana çok acıklı gelen kısmı bu işin. Bir daha böylesine huzurlu hissedebilecek miyim korkusu sarıyor insanı. Ellerimden kaçıp gidecekmiş gibi mutluluğum. Narin'leyken çok yaşıyorum bunu. Öyle masalsı geliyor ki bazı anlar sanki bir toz bulutu gibi dağılıp ellerimden gidecekmiş gibi hissediyorum.

Düşüncelerimi dağıtan şey Narin'in yanımdan kalkıp denize yürümeye başlaması oldu.

"Aşkım, üşüyeceksin."

Bana kısa bir bakış atıp omuz silkti. "Sen de gel!"

Ayağa kalkıp ayakkabılarımı çıkardım. Ben yanına gidene kadar onun adımları çoktan denize ulaşmıştı. Beni suya düşürmeye çalışınca belinden yakalayıp hain saldırıyı engellemeyi başardım.

"Ya Teoman!"
"Ne Teoman? Saftirik mi sandın sen beni?"

Dediğime gülüp birkaç adım daha denizin içine doğru yürüdü. Güneş çoktan batmıştı. Ay ışığı karanlık suyu aydınlatıyordu. Narin'in yüzü capcanlı, gülüşü parlaktı. Gülümsedim.

"On dokuz yaşında olmak nasılmış?" diye soruverdim.

"On dokuz yaşında olmak değil sadece." dedi. Bekledim. Sağına soluna bakındı. Abimle Sevda ablaya baktı. Sonra bir anda dudağımdan öptü beni. Neye uğradığımı şaşırdım ama aslında şaşırmamam gerekirdi. Narin beklenmedik anların insanıydı. Bu kısa öpücüğün ardından kollarını boynuma sardı.

"On dokuz yaşında olmanın bir numarası yok ama on dokuz yaşında sana aşık olmak çok güzel."

Gülümsedim. Rüzgarın yüzüne savurduğu saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdım. "Seni çok seviyorum, ölecek gibi."

"Ölmek yok." dedi çabucak. "Yaşamak var. Güzel yaşamak, sevmek, sevilmek... Kötü şeyler olmasın Teoman."

"Olmasın aşkım. Olmasın."

O güzel İzmir akşamında mırıltım denize karışıp kayboldu.

***

Bölüm Sonu.

bu kitap "çakıl taşlarına veda"nın güncellenmiş halidir.

Çakıl Taşlarına VedaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin