Alsancak'ta yerden bir çakıl taşı alıp avucuna bırakmıştım. Sevgili olmamızın üzerinden tam bir yıl geçmişti o gün. "Birlikte olduğumuz her sene için bir çakıl taşı." demiştim. Gülüp sarılmıştı bana. "O zaman sonsuz çakıl taşı." demişti. "Sahiller d...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gece saat bire yaklaşmıştı. Narin'in evinin önünde onu bekliyordum. Annemin yokluğumu fark etmesi an meselesiydi. Yine de bu korkunç senaryoyu görmezden gelmeye çalıştım. Az sonra Narin kapıyı açtı. Hızlı ama sessiz adımlarla gelip boynuma sarıldı. Belini sımsıkı sardım.
"Of... Nasıl özlemişim!" dedim saçlarından öperken.
Benden ayrıldı. "Annem uyuyor." dedi. "Sessiz ol, tamam mı?" dediğinde başımı sallayıp onu takip etmeye başladım. "Narin beni eve atıyorsun şu an." diye fısıldadım.
"Öyle bir şey yapmıyorum." diye inkar etti. Ardından işaret parmağını dudağına bastırarak sessiz olmamı söyledi.
Kazasız belasız odasına girdiğimizde hemen kapıyı kilitleyip bana yeniden sarıldı. "Kızım, bir daha sana bensiz tatil falan yok. Özlemekten geberdim ya!" dedim sıkı sıkı sarılırken.
"Ne yapayım? Annemlerle gitmek zorundaydım. Ben de seni özledim." dedi ensemdeki saçlarımla oynarken.
"Biz niye böyle bir şey yaptık? Çok gerginim şu an. Ya annen gelirse? Ya annem yokluğumu fark ederse..."
"Of... Hayatımda tanıdığım en korkak adamsın Teo!" dedi gülerek.
"Kızım ne alakası var ya? Allah Allah!" derken üzerimdeki kot ceketi çıkarıp kendimi arkamdaki yatağa bıraktım. "Bu pembe çarşaf ne? Beş yaşında mısın?" diyerek dalgaya aldım Narin'i.
O da yanıma gelip başını göğsüme koydu. "Sana ne! Ben seviyorum."
"Ben de seviyorum seni." dedim.
"Yaa Teoman..."
"Yaa... Sen bana iki güzel şey söyleme. Ama olsun... ben alışkınım."
"Üff ağlama hemen de." dedi. Arkasından hemen yanağımdan öptü. "Dur, tam anlayamadım. Şuradan da öp bakayım." dedim dudağımı uzatırken. Gülüp dudağıma da küçük bir öpücük bıraktı. Askılı badisinin açıkta bıraktığı omzuna bir öpücük de ben bıraktım. "Neler yaptınız? Anlar bakalım." dedim yanağımı öptüğüm omuzuna yaslayıp. Narin başladı anlatmaya. O kadar çok konuştu ki onu öpmeye bile fırsat bulamadan uyuya kaldım.
Uyandığımda beni izleyen bir çift kahverengi gözle karşılaştım. "Selam." dedi tatlı tatlı. "Uyuduğuna inanamıyorum."