Yapabilirim ve yapmalıyım

258 22 18
                                    

Hayat ilginçtir bana göre. Bazen yüzünüze güler bazen sizi yerden yere vurur bazen hiç birşey hissettirmez ve bazen de çok duyguyu bir anda hissettirir.

Hayatın nedir deseler bilemem mesela hepimiz yaşıyoruz ama belki çoğu kişinin çözemediği bir sorudur bu.

Bazıları insanlardan nefret eder bazılarıysa insanları sever. Bazıları içe dönüktür bazıları içe dönük. Bazıları kimseye güvenmez bazıları güvenir.

Peki mutluluk nasıl olur ne olursa biz mutlu oluruz? İnsanların çoğu her kötü hissettiğinde söylenirler. Peki içine atanlar kimseye göstermeden içinde fırtınalar dönen o masum insanlar.

Ben onlardan biriyim herşeyi içime atar konuşmam. Ben bu hayatta 3. Kez birine güveniyorum ama ilk kez birine güvenmekten korkmuyorum.

Minho hyungla arabadayız. Birazdan kalabalıkta olucaz ama ben iyi hissediyorum.

Araba durduğunda geldiğimiz yere baktım. Bir müze.

"Seni çok kalabalığa sokmak istemedim burada insanlar olacaktır ama o kadar çok kişi yok ve kimse sana zarar veremez Jisung herkes sanatla uğraşıyor. İstediğimiz zaman şuradaki kapıdan çıkarız kimse de karışamaz tamam mı?"

Minho hyungun sözleri çok güzeldi ama yinede içeri girince olucakları biliyordum. Her dediğini biliyordum ama beynim bir türlü anlamak istemiyordu.

Arabadan indik ve müze girişinde görevliye biletlerimizi gösterip içeri girdik.

Çok fazla kişi yoktu. Yinede bazı şeylerin önünde yoğun bir topluluk vardı.

İlerlemeye başladık insanları düşünmeme kararı aldım.

Bir heykelin önünde durdum ve açıklamayı okumaya başladım. Kafamı dağıtıyordum. Birkaç eser daha inceledim. Sonra bir resimin önünde duran yoğun çoğunluğun hepsi birden çıkışa yöneldi yani bize doğru.

Ellerim titremeye ve nefeslerim kesikleşmeye başladı.

Minho hyungu unutmuştum bile.

Sonra omuzlarımdan tuttu ve beni kendine çekip sarıldı.

"Bem buradayken kimse sana zarar veremez. Dokunamaz bile sana sözüm olsun."

Tüm vücudum o anda durdu. Sanki kalbim bile atmıyordu. Hayatımda ilk kez dışarıda güvende hissettim.

Yada belkide onda evimi buldum...

(1saat sonra)

Müzeden çıkınca yine arabaya bindik bu sefer de bir yere gidiyorduk.

Önümüze birinin atlamasıyla minho ani bir fren yaptı. Kemerim olmasaydı büyük ihtimalle arabanın içinde olmazdım.

Önümüze çıkan kişiye baktığımda şok olmuştum.

Felixin arkadaşları Yang Jeongin ve sevgilisi Hwang Hyunjin.

Minho şoku atlatınca arabadan indi bende ne yapacağımı bilemeyip onunla birlikte indim.

"Çok üzgünüm görmemişim iyi misiniz? Birşey oldu mu?"

Minhonun endişesi çok tatlı gelmişti ama şuan bunları düşünemezsin Jisung.

"Bizim hatamızdı yola atlayan bizdik asıl biz özür dileriz."

Dedi adının Jeongin olduğunu bildiğim genç.

Sonra gözleri yavaşça beni buldu.

Şokla gözlerini açtı ve beni inceledi.

Açıkçası bu biraz rahatsız ediciydi.

"Sen Felixin kardeşi değil misin?"

"E-evet de siz nereden tanıyorsunuz."

"Evinize gelince hep kaçardın ama seni görmüştüm daha önce."

Kimsenin farketmediği biri olduğumu düşünen ben şuandan itibaren bu düşünceyi bırakıyordum.

"Ay hep tanışmak istemişimdir." Diye bağırdı Hyunjin.

Kulağım çınladığı için kulağımı kapadım.

"Hyun sesini kıs."

"Ay üzgünüm. Adın ne?"

"Jisung .Han Jisung."

"B-"

"Sen Yang Jeongin ve sende Hwang Hyunjin biliyorum."

"Uu namımız önden gidiyor." Dedi yanındaki genç.

O sırada Minho hyunga baktığımda bana parlak gözlerle baktığını gördüm. Kalbim hızlandı.

Bana gülümsedi.

Sonra çifte döndü ve konuştu.

"Lee Minho Jisungun bir arkadaşıyım. Memnun oldum siz nereye gidiyordunuz?"

Ona adını sorduklarını bile duymamıştım o gülümsediğinde tüm sesler yok olmuştu sanki.

Arkadaş. Psikoloğuyum demedi. Rahatsız olabileceğimi düşünmüş olmalı. İçimden bir ses sevgilisiyim demesini istiyordu.

Şuan yaparsam deli gibi görüneceğimden zihnimde kendimi tokatladım.

"Yakınlarda bir alışveriş merkezi var. Gelmek ister misiniz?" Dedi Jeongin.

Minho cevap verir diye sessiz kaldım. Vermediğinde ona baktım ve bana baktığını gördüm cevap vermemi istiyordu.

"G-gidebiliriz evet."

"Peki hadi gidelim."

"Arabayı parkedip geliyoruz."

Dedi Minho.

Arabaya bindik ve tekrar çalıştırdı.

"İnsanlarla konuştun ve kalabalık bir yere girmeyi hiç düşünmeden kabul ettin."

Düşününce bir aydınlanma geldi bunu yapmıştım.

"Bunu nasıl yaptın Jisung?" Dedi aklımı okurcasına.

"Bilmiyorum..."

Şimdi söylemezsem söyleyemezdim.

"... Sen yanımda olduğunda güvende hissediyorum."

Bir çırpıda söylemiştim. Sonra daha da cesaret alıp ona baktım.

Bana baktı ve gülümsedi.

"Bana güvenmen benim için çok değerli ama kendine güvenmezsen bu fobiyi yenemezsin Jisung. Alışveriş merkezinde bir süre kendin gezmeni istiyeceğim yapabilir misin?"

Bu beni korkutmuştu ama haklıydı.

"Yapabilirim ve yapmalıyım."

_________________________________________

Çok özür dilerim yazamadığım için bazı sorunlar çıktı ortaya ve onlarla uğraşmaktan telefona bile bakamıyorum.

Oy vermeyi unutmayın.

Sizi seviyorum başka bir bölümde görüşürüz.

~Anka

Agorafobi/MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin