Hürkan, Emre, Kaan, Emir ve ben müze geziyorduk. Tabi bu aptal fikrin sahibi her zamanki gibi Emir'di. Amk salağı bizi her hafta saçma salak yerlere götürüyordu. Tanrım hepsinden nefret ediyordum ama onlarsız da olmuyordu.
Kaan ve Emre'nin de benim gibi sıkıldığını fark ettim. Ama Hürkan bizim aksimize ilgi ile Emirin gösterdiği porselen çömleklere bakıyordu. İnek... Emre'yi Kaanın kafasına vururken gördüm. Kaan da altta kalmayı sevmediği için şu anda 5. Sınıf veletleri gibi müzede koşuşturmaya başlamışlardı.
Ağlicam ya, keşke annemin sözünü dinleyip arkadaşlarımı düzgün seçseydim. Etrafta ilgimi çeken başka bir şey olmadığı için son çare olarak Kaan ve Emreyi izlemeye başladım. Yaklaşık 2 dakikanın sonunda Emre, Kaan hâlâ arkasında mı diye bakmak icin arkasına bakarak koşarken cam bir vitrine çarpmıştı.
Sıçtık.
Kocaman sıçtık.
Baya büyük sıçtık hatta
Vitrinden düşen küçük taşa elimi attım. Elimi atmam ile eş zamanlı olarak tepeden tırnağa bir titreme gelmişti. Taşın üzerinde saçma yazılar vardı. Bizimkilerin koşarak kaçtığını gördüğümde derin bir siktir çektim.
Taşı yere fırlatarak koşmaya başladım. Umarım başımız belaya girmez.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Me & Myself ⇜𝐏𝐎𝐑𝐂𝐀𝐘⇝
FantasyÖmer bir sabah uyandığında paralel evrendeki kendisi ile aynı yatakta olduğunu görür. Içinde gay ship yok çünkü yeter amk Aylar sonra kontrol edince milyon tane yazım hatası buldum aglicam...