Ömer kararını vermişti. Bundan sonra sorun odaklı değil, çözüm odaklı düşünecekti. Erkan'a gitmesinde yardımcı olduktan sonra hayatına devam edecekti. En azından bunu planlıyordu. Korktuğu tek şey ise bağlanmaktı. Bu hayatta arkadaşları hariç bağlandığı kim varsa onu terk etmişti. Son olarak annesi onu terk ettiğinde kendine bir söz vermişti; Artık kimseye bağlanmayacaktı.
Erkan sanki hissetmiş gibi Ömer'i aradığı zaman Ömer'in ağzından histerik bir hıh sesi gelmişti. Telefonu açıp kulağına götürdüğünde yarım ağız gülümsüyordu.
Erkan: "Alo."
Ömer: "Alo?"
Erkan: "Ya Ömer... Sen geçen gün özür dilediğinde... Saçma bir tepki vermiştim. Sanırım iletişim konusunda biraz eksiğim var ama olsun. Şimdi yüz yüze olmadığımız için daha rahatım ve o günkü çocukça davranışımdan dolayı senden özür diliyorum."
Ömer: "Sandığın kadar kafaya takmamıştım ama olsun. Özrünü kabul ediyorum. Neyse senin durumunda bir gelişme var mı?"
Erkan: "Birkaç gündür araştırmalar yapıyorum ama hala en ufak bir gelişme yok. Ömer sen benim geldiğim ilk gün müzedeki bir vitrinden bahsetmiştin. Belki de onunla alakalıdır."
Ömer: "Aslında olabilir ama devrilen vitrinden sonra bizim ekipten kimsenin oraya gidecek cesaretinin olduğunu düşünmüyorum."
Erkan: "Şu anlık tek umudumuz bu. Bir şekilde o vitrindeki taşa ulaşmalıyız."
Ömer: "Aslında lisedeyken ben, Kaan ve Emre gece vakti bir markete girmiştik. Yanlış anlama, hırsızlık için değil. Market sahibinin kızı benim siyah dranzamı kaçırıp babasının dolabına koymuştu. Kızın da onu geri vermeyeceğini bildiğimizden girmiştik."
Erkan: "Yani gece gidip taşı çalalım mı?"
Ömer: "Öneri kardeşim. Aklına yatmazsa hayatının kalanını burada geçirirsin."
Erkan: "Aslında benim için çok bir sorun olmaz. Önceki hayatımdaki çoğu şeyden daha iyi buradakiler. En azından burada arkadaşlarım var."
Ömer: "Tırsmadım değil şimdi. Beni öldürüp yerimi almaya falan çalışmazsın degil mi lan?"
Erkan: "Yok be oğlum, saçmaladın sende iyice."
Ömer: "Tamam o zaman yarın gidiyormuyuz müzeye?"
Erkan: "Of bu suç işleri benim karakterime çok ters ama olsun. Gidelim o zaman."
Ömer: "Bende her gün müze soyuyorum zaten amın evladı(!)"
Erkan: "Havlama lan hemen. Neyse o zaman yarın görüşürüz."
Ömer: "Görüşürüz"
Ömer telefonu kapattığında yüzünde salak bir sırıtış vardı. Sanırım ona yavaş yavaş ısınmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Me & Myself ⇜𝐏𝐎𝐑𝐂𝐀𝐘⇝
FantasyÖmer bir sabah uyandığında paralel evrendeki kendisi ile aynı yatakta olduğunu görür. Içinde gay ship yok çünkü yeter amk Aylar sonra kontrol edince milyon tane yazım hatası buldum aglicam...