25de finaliz ha
***
Birkaç gün içinde olanlar oldukça garipti.
En azından Jungkook'a göre.Taehyung normalden çok daha farklıydı mesela. Yedi yıldır birbirlerine düşman gibilerdi. Her ne kadar ilk seneden beri Ravenclaw'lı oğlana aşık olsa da içinde yaşamıştı tüm bu hislerini. Duygularını bastırmıştı. Fakat şimdi öyle yapmıyordu, daha doğrusu buna gerek duymuyordu. Duygularını en uç noktada yaşıyordu ve Jungkook'un onun bu ani ruh hali değişimlerine şaşırmaması imkansızdı.
Daha önce onu böyle gördüğünü hatırlamıyordu Jungkook. Onun kendisine aşkla bakmasına alışık değildi. İltifatlarına hiç alışık değildi. Temaslarına da aynı şekilde. Fakat bu durum, Jungkook'un aksine Taehyung'u hiç etkilemiyor gibiydi. Son birkaç gündür aşırı flörtözdü ve bu Ravenclaw'lı oğlanı zor durumda bırakıyordu çünkü flörtöz Taehyung'a asla karşı koyamıyordu. Genelde bu tavırlarına sinirlenirdi ama aynı zamanda hoşuna da giderdi.
Şu kesindi; Sevgili değillerdi. Bu ikisi için imkansız gibi bir şeydi hatta. Okulda koridorlarda gezinirken birbirlerinin yanından hiçbir şey demeden geçiyorlardı fakat daha sonra birden boş bir sınıfa girip öpüşmeye başlıyorlardı. Eğer sevgili olsalardı böyle şeylere ihtiyaç duymazlardı. Gizlice buluşup takılmazlardı. Jungkook bu konuya çok fazla kafa yoruyordu ama durduk yere de yedi yıl boyunca düşman olduğu çocuğa 'Sevgili olduk mu? Olmadık mı?' diye soramazdı. Bazen Taehyung'un mimiklerinden bir şeyler anlamaya çalışıyordu ama oğlanın umursamazlığı onu delirtiyordu.
Jungkook kolay güvenen birisi değildi. Birine bağlanma korkusu da vardı. Bu korkusuna rağmen yedi yıl boyunca düşman olduğu kişiye bağlanmıştı ve Taehyung şu anda böyle yaparak sadece aklını karıştırıyordu onun. Slytherin'li oğlan, okulda Ravenclaw'lının yanından geçerken görmezden gelmesine rağmen bazen arkasını dönüp gidişini izlerdi hayranlıkla. Ortak dersleri olduğu zaman ona bakar, dalar giderdi ama en çok ikisi baş başayken yakın olurdu Jungkook'a. Yedi yılın acısını dudaklarından çıkarıyor gibiydi.
Bugün ise son sınıflar için Hogsmeade'e gitme günüydü. Normalde bu gezi üçüncü sınıfta düzenlenirdi fakat profesörler son sınıflara kıyamamıştı. Son bir kez arkadaşlarıyla gitmelerine izin vermişti. Çoğu kişinin ailesinden aldığı imzalı izin belgesi çoktan Müdür Lee Deokhwa'nın eline ulaşmıştı. Geziye katılmayan sadece birkaç yedinci sınıf öğrencisi vardı.
Jungkook ve Taehyung da elbette bunlardan biri değildi. İkisi de Hogsmeade gününü dört gözle beklemişti.
Sabah saat dokuzdu. Birkaç saat sonra gezi için son sınıf öğrencileri yola çıkacaktı ve şimdiyse kahvaltı yapıyorlardı. Jungkook, Namjoon'u bilimsel konuşmalarıyla baş başa bırakıp kendi binasının masasından kalkmış, Jimin ve Hoseok'un masasına atmıştı kendini. Hem buradan Slytherin masasındakileri daha kolay gözetleyebiliyordu.
"Kardeşim sen bi tık psikopata mı bağladın yoksa bana mı öyle geliyor?"
Jimin'in sesini duyunca başını çevirdi Jungkook ve sadece ne olduğunu sorar şekilde baktı. Hoseok ise onun bu bakışına cevap verdi. "Dakikalardır gri kafalı yılana bakıyorsun. Aranızda bizim bilmediğimiz bir şeyler mi geçti?"
Jungkook iç çekti. Günlerdir arkadaşlarından bu anlam veremediği ilişkiyi saklıyordu. Saklamak da denmezdi aslında buna. Sadece söylemek istememişti o an. Fakat son günlerde tek başına düşünürken delireceğini sandığı için şimdi söylemek zorundaymış gibi hissediyordu. Tavsiye alması lazımdı sanki. Zeki biriydi ama iş aşka gelince tüm beyni çalışmayı durduruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
amortentia | taekook
Fiksi PenggemarHem Slytherin'in hem de Hogwarts'ın gözdesi olan Kim Taehyung, onun ışığını çalan Ravenclaw'dan fazlasıyla nefret ediyordu. O çok gıcık olduğu Ravenclaw ise onu sinir etmeye bayılıyordu. Ama aşık olurlarsa belki işler biraz değişirdi? modern hogwar...