15

84 8 4
                                    

Yazardan:

"Sen kapı mı dinliyordun, Jungkook?"

Jungkook, ağlamak istiyordu. Bu sefer yalandan değil, gerçekten ağlamak istiyordu.

Duydukları onu çok sarsmıştı. Ne diyeceğini bilemiyordu, çünkü ilk defa bu kadar güzel sevildiğini hissetmişti. Ama bunun içine etmeyi başarmıştı.

"Dinlemedim kapı falan." Dedi yutkunarak.

Zorla güldü Taehyung. Ona söylemek istediği o kadar şey vardı ki...
Jungkook ise hemen oradan uzaklaşmak istiyordu, zamanı geri almak ve düzeltmek istiyordu.
İlk defa Taehyung'un saf aşkını istediğini fark etti. Kalbi sızlarken gözleri doluyordu. Arkasına dönerek hızlıca yürürken Taehyung, peşinden koşup kolundan tuttu.

"Sadece," dedi nefes nefese.

"Bir kaç cümle söylememe izin ver, sonra bir daha karşılaşmayız, tamam mı?"

İstemiyordu, daha fazla duymak istemiyordu. Hatalı olduğunu biliyordu ama yüzüne vurulmasını istemiyordu.

Neden dinledim ki, diye düşündü. Sadece müdürün azarlamasını dinlemek isteyen Jungkook, farklı bir şey ile karşılaşmış, şoka girmişti.

"S-söyle." Dedi titreyen sesiyle.

Ağladığını belli etmemek için çabalıyordu.

"Sadece... Neden yaptın? Dur dur, cevap vermen için sormuyorum ama... Ama En azından, yaptıklarımı söylemeyebilirdin Jungkook. Beni, olduğu kadar sevmen bile yeterdi. Hayır, sevmene bile gerek yoktu, benim sevgim ikimize de yeterdi kook. Bunu mahvettiğin için mutlusundur umarım güzel gözlüm. Yaptıklarım için özür dilerim, hayatta başarılar, çünkü benden bu kadar." Diyerek yanından ayrıldığında daha çok şok olan Jungkook, tepkisizce kaldı.

Annesinden ve babasından göremediği sevgiyi, ilk defa bir adamdan duymuştu. Jungkook, seviliyordu, çok seviliyordu.

"Taehyung." Dedi.

"Özür dilerim."

***

Taehyung sınıfa veda edip çıkarken öğretmenler odasını es geçip bahçeye, arkadaşlarının yanına indi.

"Tae! Burdayız!"

Gülümseyerek arkadaşlarının yanına ulaştığında hepsinin yüzünün bir karış olduğunu görünce, gülümsemesi yavaşça soldu.

"Neyiniz var?"

"Mesleğinden alındın mı?"

"Jungkook, müdüre ağlamış."

Sorular direkt yüzüne vurulduğunda içi cız etse de gülümsemeye çalıştı.

"Sorun yok, arkadaşlar. Ben hallettim. Mesleğime bir şey olmayacak. Sadece o sınıfı bıraktım, girmeyeceğim. Jungkook ile gerekli konuşmayı da yaptım."

"Yani?" Dedi Namjoon.

"Yanisi, artık bitti."

"Taksit taksit konuşmasan diyorum?" Jin sinirle konuştuğunda Taehyung ona döndü.

"Jungkook bitti, Hyung. Kafamda bitirdim, kalbimde de bitireceğim. "

"Oh be!"

Hoseok Taehyung'a sarıldı.

"Benim hatam."

"Hayır hyung senin hatan değil, o çok fazla abarttı. Hak etmediğim kadar abarttı. Ama bitti, üzülmeyelim artık."

"Bence bunu kutlamalıyız! Taehyung parti yapalım! Bu akşam bizde, bekliyorum hepinizi!"

Jimin çok mutlu gözüküyordu, aslında Taehyung'un arkadaşları gerçekten bu kararı aldığı için çok mutluydu. Jungkook'tan çok haz ettikleri söylenemezdi, hele ki arkadaşına yaptıklarından sonra.

Ama Taehyung, dıştan gülse bile içi kan ağlıyordu, gerçekten bir köşeye geçip ağlamak, ciğeri sökülene kadar Jungkook'a olan aşkını haykırmak, nefes alamamak istiyordu. Benim Jungkook'umu geri ver demek istiyordu o cani çocuğa.

Sevgisi fazlaydı, hele ki hak etmeyen birine çok fazlaydı. Ama aşk böyle bir şeydi; hep hak etmeyenin üzerine kurulur, hayatları mahvederdi.

Ders zili çaldığında Jungkook yeni kendine gelmiş, sınıfa girmişti.

"Gördünüz mü size söylemiştim! Onun yüzünden artık Bay Kim bizimle olmayacak!"

"Homofobik gibi davrandı resmen."

"Adam arkadaşını sevsin, ne olmuş yani? Bence Bay Kim çok güzel sever. Şansını kaybetti, arkadaşı da o da."

"Çok mutsuzum gerçekten. Jungkook böyle biri değildi, hak edene muamele yapardı, beni hayal kırıklığına uğrattı."

Hyunjin sevgilisini kendisine çekerek güldü.

"Böyle olacağı belliydi. Jungkook Bay Kim'i karşı hep sertti, arkadaşlar. Sadece hiç bu kadar belli etmemişti. Bay Kim'e yazık oldu. Adamın gerçekten en sevdiği öğrencisi Jungkook'tu. Arkadaşını sevebilir, hatta Bay Kim Jungkook'u bile sevebilir, belki de Jungkook'un hoşuna gitmemiştir."

Felix, sevgilisinin koluna vurdu.

"Ben sana böyle davransam hoşuna gider miydi?"

"Ne alakası var hayatım, sadece objektif bakmaya çalışıyorum..."

Jungkook duyduklarına daha fazla dayanamayıp çantasını aldığı gibi sınıftan çıktı. Müdürden izin alıp bahçeye çıktığında Bay Kim, içeri giriyordu.

Jungkook, Bay Kim'in gözlerine baktığında, beklemediği bir şey oldu.

Bay Kim, onun yüzüne bile bakmadı.

'Daha yeni başlıyorum Jungkook.' diye geçirdi içinden.

***

Sonunda Taehyung sen de yani.

Neyse

Hoscagalin

Büyük BedenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin