12

82 5 2
                                    

Taehyung'un anlatımı ile;

2. Gün

Kalbim sanırım daha fazlasını kaldırmayacaktı.

Jungkook'un yaptığı şeyin haddi hesabı yoktu. İlk önce sınıfa dedikoduyu atıp hiçbir şey olmamış gibi davranmıştı. Sonra peşimden ayrılmayarak saçma sapan biyoloji soruları soruyordu. Herkes benim ve Jungkook'un üstüne geliyordu. Jungkook bundan haz alırken ben, kendimden nefret etmemek için zor tutuyordum.

Aşk, bu kadar kötü müydü? Gerçekten, Jungkook o kadar kötü müydü?
Benim minik Jungkook'um öyle yapmazdı, bana kıymazdı. En azından öğretmen olarak gördüğü zamanlarda sürekli neşeli olur, benimle konuşmak ona zevk verirdi.
Şimdi ise onunla konuşmak, bana acı veriyordu.

Arkadaşım diyerek olayı kıvırsa da, kalbim asla söz dinlemiyordu. Derslere enerjisiz giriyor, öğrencileri daha da meraklandırıyordum.
İlginç yanı, kimse bunu yargılamıyor, herkes kendisi olması için dua ediyordu!
Ne çılgın bir okuldu burası!

"Taehyung, derse girmeyecek misin?"

"O sınıfa girmek istemiyorum."

İki gün üst üste girersem, Jungkook kendisi olduğunu açıklayacaktı, eminim!

"O çocuğu öldüreceğim!"

"Özür dilerim."

"Anlamıyorum ya!"

"Taehyung derse girmelisin!"

"Taehyung, onu unut bence." Bunu söyleyen Yoongi'ye garip bir bakış attım. Onu unutmak mı?

Bu halde mi?
O beni unutsundu, ben onu unutamazdım.

"Gireceğim derse Jin hyung."

"Davetiye mi bekliyorsun?"

"Evet, Jungkook tarafından hem de."

"Sen hala nasıl onu sevebiliyorsun anlamıyorum!"

Jimin gerçekten beni dövecekti.

"Anlamıyorsunuz, ben... Onu gerçekten seviyorum. İlk başlarda cinsel olarak onu istesem de bu artık değişti. Onu gerçekten seviyorum. Gülüşü, sesi bile yeter ki ona geri dönmeme. Sadece biraz kalbimi kırdı, ama düzeltir o. Tanıyorum ben onu, pişman olur. Gönlümü alacak, biliyorum!"

Bu konuşmam enerjimi geri kazanmama neden oldu, tabi ki!
Sadece yaptıklarının farkında değildi, düzeltecekti. Yapmam gereken tek şey beklemekti.

"Hala Jungkook diyor. Git lan!"

Jimin'in beni kovalamasıyla kaçarak sınıfa nefes nefese girdim.

"Bay Kim! İyi misiniz!"

"İyiyim! Teşekkürler, Bay Park peşimden kovalıyordu da. Sanırım onu sinirlendirdim."

"Neden? Ah, suyunuz var değil mi?" Bu sınıfı seviyordum.

En çok Jungkook'u seviyordum.

"Evet var, teşekkür ederim."

"Bay Park neden kovalıyordu sizi? Aşk hayatınız yüzünden mi?"

Bunu kimin söylediğini dillendirmeme gerek var mı?

"Jeon, rahatsız etme."

Fısıltılar yükseldiğinde, kalemi masaya vurarak susturmaya çalıştım.

"Bugün, sinir sistemine devam etmeden önce atladığım bir kısma bakacağız. Eşeyli üremede sperm nerede ve nasıl oluşur, yumurta ile nasıl döllenir onu göstereceğim. Sanırım sadece anlatarak geçtim?"

Büyük BedenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin