Keyifli Okumalar...🖤
Devildom'un okulunun bile benim okuduğum okuldan en ufak farkının olmaması iç çekmemi sağladı. Masaya alnımı yaslayıp parmaklarımla yaptığım ufak seslerle kendime berbat, ama bir o kadarda dinlendirici bir melodi yaparken, gözlerimi yumdum.
Kimse yeni gelen bana en ufak yan bakış atmamıştı. Üzerime saldıran fakat Mammon tarafından alt edilen vampirler de sanki hiç bu okulda değiller gibiydi.
Asmodeus'un verdiği parfüm ve kremin bu denli etkili olmasını hiç beklemezdim.
-Y/n son dersin notlarını alabildin mi?
Gelen sesle başımı kaldırdığımda gözlüğünü düzelten kızla bakıştım. Gözleri açık maviye yakın bir tondaydı ve güzeldi.
-A-ah, evet bir dakika.
Defterimi sıranın altından çıkartıp ona uzattığımda gülümseyerek aldı ve yanımdan ayrıldı. Bir süre arkasından bakındıktan sonra acıktığımı hissettim ve ayaklandım.
Arkadaşlık teklifimi sunduktan sonra tek kelime etmeyen Mammon'un uyukladığı sırasına yakınlaştığımda homurdandığını farkettim. Kendi kendine konuşup belli mimiklere bürünüyor ve arada kızarıp başını diğer tarafa çeviriyordu.
Ve bu, omzuna koyduğum ele kadar devam etti.
-Mammon? Umm... Biraz acıktım da-
-Yüce Mammon bir insanın acıkmasını umursar mı? Beel'e git.
Söyledikleriyle kolumu sıvazlarken hala belime sarılı olan ceketle bakıştım ve iç çektim.
-Arkadaşız sanıyordum. Hayatımı kurtardın, yani burada bir tek senin yanında güvende hissederim.
Mammon'un nefes bile almadığını hareketlenmeyen bedeninden anlarken, döndüm ve kapıya doğru adımlamaya başladım.
-Sen öyle diyorsun ve obur avatarının kucağına beni salıyorsun. Demek ki sana güvenerek hata etmişim.
Dediklerime noktayı koyup kapıdan dışarı ilk adımımı attığımda ardımda yükselen sesle irkildim. Başımı arkaya çevirdiğimde Mammon'un masaların üzerinden atlayarak yanıma geldiğini gördüm ve haline ufak bir kıkırtı bıraktım. Gülmemle kızarıp bakışlarını kaçırırken elini belime yerleştirdi ve çekiştirdi.
-Gülmeyi keser misin? Bu çok utanç verici.
-Ahahaha! Koşuşunu görmen lazımdı~
Onunla dalga geçmeye devam ederken, burun kıvırdı ve kızarıp adımlarını hızlandırdı. Koridorda birkaç öğrencinin gözüne çarptığımızda başlayan dedikodular gülüşümü soldurdu.
-Oh, belimi tutmana gerek yok Mammon.
Her bakışın belimdeki büyük ele odaklanması irkitirken dediklerimle elini zorlukla çeken Mammon sert bir küfür edip ellerini başında sabitledi.
-İnsan yiyeceklerini burada bulabileceğini düşünme. Karşına çıkacak yiyeceklere de sakın burun kıvırma.
Başımla dediklerini onayladıktan sonra merdivenlerden çıktık. Büyük kapıyı Mammon eliyle itip açtıktan sonra boş olan odaya giriş yaptık. Masalar boştu ama şefler bütün güçleriyle çalışıyorlardı.
Merakla etrafıma bakınırken sadece bir masa doluydu. Önüne dizdiği tabaklar neredeyse tertemizdi ve halen de yeni tabaklar gelmeye devam ediyordu.
-Beel değil mi bu?
-Ta kendisi.
Mammon yüzüne yerleştirdiği sırıtmayla öne adımladığında derin bir nefes aldım ve yanında ilerledim. Beelzebub elindeki hamburgeri bir ısırıkla yarıya indirdiğinde görünüşündeki tatlılıkla gülmemek için yanağımı ısırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Are Mine! "Obey Me!"
Fanfiction✧・゚: *✧・゚:*✧・゚: *✧・゚:*✧・゚: *✧・゚:* Sadece temizlik yapmaya çalışırken bulduğu bin yıllık büyü kitabını araştıran genç kız, sizce kendisini nerede bulurdu? Devildom gibi şeytanların cirit attığı bir yerde kan tüketiminin aslında onların can suları old...