Keyifli Okumalar...🖤
Sabahın erken saatlerinde gözlerimi araladığımda, kendime gelmem bi hayli uzun sürmüştü. Esnerken, boynuma giren ağrıyla iç çektim ve boynumu avuşturdum. Bir bantla karşılaşınca, gece olanlar gözlerimin önüne geldi.
-Tanrım!!!
Yataktan atlayıp boy aynasından kendime baktığımda, üzerimdeki kıyafetlerinde değiştiğini farkettim. Yüzüm kıpkırmızı olurken, Beel ile ne kadar ileriye gittiğimizi düşündüm. Bayıldıktan sonrasını hatırlayamıyordum ve başım ağrıyordu.
-Ben- onunla-!
-Y/n? Uyandın mı?
Kapının önünde tanıdık bir sesin bana seslendiğini duyduğumda irkildim. Beel'in kapımı nazikçe tıklatmasının ardından yüzümü tokatlayıp saçımı düzelttim ve kapıya ilerleyip açtım. Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirirken, Beel elindeki tepsiyi uzattı.
-Umarım iyisindir?
-U-uh, evet! İyiyim! S-sen nasılsın?
Beel gülümsemeye devam ederken, tepsiyi aldım. Masama koyarken teşekkür ettim. Beel odaya girip kapıyı kapattığında sırtını duvara yasladı. Yalnız kalmamızla irkilirken, o nazik bir tonda konuşmaya devam etti.
-İyi olduğunu görünce, açıkçası ben de iyi oldum.
-Buna sevindim!
Gülümseyip kolumu avuşturduğumda mor, Minnie mouse'lu pijamamla rahatsız hissettim. Gömleğin eteğini parmaklarımla çekiştirirken, Beel rahatsızlığımı anlamış gibiydi.
-Özür dilerim.
-N-ne-?
-Sana bunu yapmak istemezdim, şimdi ilişkimiz biraz tuhaf bir hâl aldı.
-Beel, sana izin veren bendim, hatan yok ama bilirsin... Birkaç sorunum var.
Beel başını salladığında doğruldu ve benden sadece 3 adım kadar uzağıma geldi. Kollarını birbirine geçirdikten sonra güven veren bir gülümseme sundu.
-Merak etme, bedenine hiç bakmadım. Belphie'yi de bu şekilde giydirdiğim vakitler oldu ve kardeşim bile olsa onun rızası olmadan bedenine bakamam. Seninde en ufak bir noktana bakmadığımdan emin olabilirsin.
Nazik ve güven verici bir konuşmanın ardından gülümsediğimde teşekkür mırıldandım. Beel odayı terk ettiğinde kendimi yatağa bıraktım. Yüzüm alevler gibi yanıyordu ve bu sıcaklık boynuma kadar hareketleniyordu.
Beel ile aramda geçenlerden pişman değildim, sadece biraz acı vardı ve halsiz hissediyordum, ama bu sorun değildi. Onun yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyordum, üzerimde uyguladığı hâkimiyetlik nedense bana-
İnanılmaz derecede zevk vermişti.
Yüzümü avuşturup iç çektikten sonra yemeğimi yiyip, duşa girdim. Yeni bir banttan sonra, üzerimi giyinmeye başladım. Okulun olduğunu hatırladıktan sonra dudağımı ısırıp balıkçı yaka, belden kesimli bir kazak ve sıradan okul eteğimi giydim. Göbeğimin hafiften açıkta kalmasını umursamadım, boynumun da tamamıyla kapandığından emin oldum. En ufak tehlikeye karşı bana verilen ilaçları kullandım. Saçımı düzeltip çantamı aldığımda aynaya baktım. Hazır olduğumu düşünüp odamdan ayrıldım.
Hazır olduğumu hissettikten sonra odamdan çıktım ve merdivenlerden indim. Kardeşler evden ayrılmadan önceki son birkaç dakikalarını salonda geçiriyorlardı. Hepsine günaydın dileklerimi dileyip düşünceler içerisindeki Mammon'un yanına oturdum ve sırtına şakadan ufak bir şaplak attım. Bakışları bana döndüğünde gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Are Mine! "Obey Me!"
Fanfiction✧・゚: *✧・゚:*✧・゚: *✧・゚:*✧・゚: *✧・゚:* Sadece temizlik yapmaya çalışırken bulduğu bin yıllık büyü kitabını araştıran genç kız, sizce kendisini nerede bulurdu? Devildom gibi şeytanların cirit attığı bir yerde kan tüketiminin aslında onların can suları old...