2

183 10 10
                                    

"seni çook seviyorum, sevgilim!" dedi hinata. gözlerinin içi gülüyordu.

"ben de seni çook seviyorum."

"biliyorum."

biliyordu, bilmeseydi kullanamazdı ki zaten.

atsumu kendini suçladı. shoyo'su hakkında böyle şeyler düşündüğü için kendini suçladı. büyük ihtimalle yanlış anlamıştı zaten.

atsumu'yu herkes bilirdi, atsumu aptaldı. atsumu beceriksizdi. atsumu kusurlu değildi, atsumu direkt olarak kusurdu. atsumu enayiydi, sadece kullanılmak için vardı. atsumu egoistti. atsumu'yu kimse sevmezdi. atsumu bir hiçti. atsumu değersizdi.

en azından diğerlerinin atsumu hakkında düşündükleri bunlardı.

ama başkalarının bize koyduğu etiketler bizi biz yapan şeyler değildir.

bizi biz yapan şey ya da şeyler nedir? bizim kişiliğimiz? sevdiklerimiz? sevmediklerimiz? hobilerimiz, fobilerimiz? bu kavram herkese göre değişebilir ama bizi biz yapan şey asla başkalarının dedikleri değildir. onların bizi etkilemesine izin vermek ne kadar doğru peki, bunu hiç düşündünüz mü?

ama atsumu bunu bilse de onların dediklerini düşünmeden edemezdi. acaba gerçekten öyle biri miydi?

hayır, değildi fakat kendini öyle gören birinin öyle görmemesini sağlamak neredeyse imkansızdı.

"tsumu? daldın sanırım bebeğim. ben dışarı çıkacağım birazdan, haberin olsun."

"ah, nereye gideceksin?"

"umm, arkadaşlarımla gezeceğiz biraz."

"kenmalarla mı?"

"evet."

atsumu ona güvenmek istedi. en azından bir kez olsun eskisi gibi ondan şüphelenmemeyi diledi. başaramadı.

hinata çıkarken pencereden onu izledi. acaba cidden kenma gelmiş miydi? oh, hayır. kenma'nın sarışın olduğundan emindi. bu, kageyama olmalıydı. hinata koşup ona sarılınca, atsumu'nun gözlerinden yaşlar akmaya başladı.

sözleri yalandı, peki ya gözleri?

bir insanın gözleri bile yalan söyleyebilir miydi?

söyleyebiliyormuş demek.

what is living? - atsuhinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin