4

169 11 14
                                    

"tsumu, iyi misin?"

"değilim."

"neden? ne oldu?"

atsumu derin bir nefes aldı. boğazında bir yumru vardı. konuşmak istiyordu fakat yapamıyordu.

osamu endişeliydi. kardeşinin günden güne çöktüğünü görüyordu ve onu uzun zamandır böyle görmemişti.

oh, hayır. eski günlere dönmek istemiyordu... hinata olmadan önceki zamanlara.

osamu hinata'yla ilgili bir sorun olmamasını umdu çünkü hinata'nın ona iyi gelen tek şey olduğunu biliyordu.

"tsumu, anlatır mısın lütfen? endişelendiriyorsun beni."

"samu..."

sustu, devamını getiremedi. kabullenmek istemiyordu.

"bana her şeyi anlatabileceğini biliyorsun."

"biliyorum, sadece... bu onunla alakalı değil."

"o zaman anlat."

atsumu dayanamadı, gözleri doldu. derin nefesler almaya çalıştı.

"shoyo'dan vazgeçiyorum."

"ne?"

"beni aldatıyor."

osamu başta idrak edemedi. nasıl böyle bir şey mümkün olabilirdi? ama asıl önemli olan... atsumu nasıl atlatacaktı? daha doğrusu, atlatabilecek miydi?

"kageyama ile."

"vay şerefsizler..."

"öyle deme!"

"tsumu, salak mısın? piç demeyeyim de ne diyeyim. sen ne dediğinin farkında mısın?"

"evet, salağım! aylardır aldatıldığımı bildiğim halde bilmiyormuş gibi yapacak kadar salağım."

sustular.

atsumu yüzünü ellerinin arasına alıp ağlamaya devam etti. osamu ise ona yavaşça sarıldı.

"geçecek. her şeyi atlattık, bunu da atlatacağız."

osamu'nun anlamadığı şeyler vardı. yine de atsumu rol yaptı. her şey geçecekmiş, bu durumu atlatacakmış gibi davrandı. kardeşini de üzmek istemiyordu.

ama hinata'dan vazgeçmesi demek, yaşamaktan vazgeçmesi demekti.

"her zaman yanımda olduğun için teşekkür ederim. seni çok seviyorum, kardeşim. iyi ki varsın."

what is living? - atsuhinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin