episode 14

938 96 38
                                    

Bu bölüm itibariyle fic yarılandı..
Günlük yb atmaya çalışacağım, iyi okumalar.

•Sakın Bana Aşık Olma

Göz pınarlarından süzülmeye başlayan yaşlarla beraber çıkmıştı odamdan, pişman değildim, kendini buna kaptırmamalıydı.

                  Rescue Me episode 14.

Natalie eline aldığı eski çerçeveyi okşamaya başlamıştı baş parmağıyla, nice yılları geride bırakmıştı onsuz, sahi onu düşünmediği bir an var mıydı ki?

"Çok özledim seni Jisoo, neden bırakmak zorundaydın ki?"

Göz yaşlarını akıtmaya başlamıştı her gece yaptığı gibi, onun yası ebediyete kadar sürecekti.

Ona hatırladığı mutlu anlarını veren tek kişiyi de elleri arasında kaybetmişti, nasıl bir daha gülmeye cesaret edebilirdi ki? En son o da bütün acılarına rağmen tebessüm etmemiş miydi? En sonunda onu yapayalnız bırakmıştı bütün kötülüklerin kol gezdiği bu yerde.

Gülümsemeyi unuttu önce, daha sonra yaşamayı unuttu, kalbini adadı sevdiği kadına.

"Ben Hwang Natalie, ömrümü sana adayacağıma yemin ettim Jeon Jisoo, az kaldı sevgilim, kavuşmamıza az kaldı."

Bütün yıllara rağmen ilk defa gülümsedi, çerçevedeki ikisine ait fotoğrafa bakara gülümsedi ve kalbinin üzerine koyarak gözlerini kapattı.

İşte asıl huzur onunlaydı, o yoksa fotoğraflarına sığınırdı, fotoğrafları yoksa anılarına sığınırdı.

Hwang Natalie, Jeon Jisoo'yu ölümü sevecek kadar çok sevmişti.

⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀©

"Taehyung, annenle dikkat edin kendinize, şu ruh gibi duran erkek arkadaşına söyle size göz kulak olsun."demiş, kapıya doğru yönelmişti.

Jungkook içten içe küfürlerini savurmuş, bu ailenin tuhaf ve 'nankör' olduğuna bir kez daha kanaat getirmişti kendince.

Bakışları Taehyung'un annesine kaydığında, kadındaki tuhaflığı farketmiş, kaşları çatılmıştı.

Vücudu morarmış ve birkaç derisi ise kalkmıştı.

Gözleri irileşmişti, besin almadığı için bu haldeydi ve buna devam ederse yavaş yavaş acılar içerisinde ölürdü.

Kadının dolu gözleri, gözlerini bulduğunda kadın gözleriyle Taehyung'u göstererek başını iki yana sallamıştı.

Kapanan kapının sesi içeride yankılanmış, bayan Kim'i ise o boğucu havanın içine hapsetmişti.

Tutunduğu başlıkları elleri serbest bırakmış, odasına doğru gitmeye başlamıştı.

Taehyung ise, donuk bir şekilde önüne bakıyordu, her ne kadar onu kırmış olsa da buna mecburdu.

Taehyung'dan etkileniyordu, bu konuyu kabullenemese bile, gerçekler böyleydi, fakat yapamazdı.

Bu toy ve güzel adamın hayatına yalnızca felaket getirirdi, Kim Taehyung güzeldi, Victor kadar güzel ve masumdu.

Victor'a ihanet ettiğini hissederdi, yapamazdı ki.

O sert duvarlarını yıkıp geçmişti Victor, daha dün gibi aklındaydı kare gülümsemesi.

Aşktan çok başarı odaklıydım, ablam sessiz ve asosyal olduğumdan ötürü artık beni kendi tabiriyle 'inimden' çıkarmaya çalışıyordu.

"Abla lütfen! Bu konuyu açma, hayatımda birilerini istemiyorum.
Mutlu olmak için dediğinin aksine saçma sapan bir aşk illetine ihtiyacım yok, hayatımı büyücülüğe adayacağım ve ileride saygıyla anılan bir büyücü olacağım."

O zamanlarda bile adımdan sıkça bahsedilirdi, elly'nin başarımı kıskanmaya başladığından bir haberdim o sıralar.

Ablamın ardından belirip, siyah kabarık elbisesiyle salınarak yanıma gelmiş, ellerini omuzlarıma koyup nazikçe sıkmıştı.

"Jungkook, ablanı dinlemelisin canım, nereye kadar kendini evine kapatmayı düşünüyorsun?"demişti elly.

Omuzlarımda gezinen ellerini sertçe ittirmiş, cevap verme ihtiyacı duymamıştım ona.

Ablama dönüp kısaca "Biraz dolaşacağım, sonra gelirim, lütfen üzme kendini daha fazla."demiş, ormana doğru ilerlemeye başlamıştım.

Çalılara bastığım için çatırtılar ve değişik türden hayvanların sesi yankılanıyordu ormanda.

Çok sevdiğim gizli yerime gidip dinlenmek istemiştim sadece, kafam fazlasıyla doluydu.

Ta ki kulaklarımı saran o kadife sesi duyana kadar, adımlarımı kesmiş, sese dikkat kesilmiştim.

"She looks like a blue parrot.
Would you come fly to me?
I want some good day, good day, good day
Good day, good day.
Looks like a winter bear.
You sleep so happily.
I wish you good night, good night, good night.
Good night, good night."

Sese doğru ilerlemeye başlamıştım yavaşça, zihnimde ki her şey bir an olsun boşalmıştı sanki.

"Imagine your face
Say hello to me
'Til all the bad days
They're nothing to me
With you"

Netleşen görüş açıma giren kahve saçlar ve esmer tenli adam ile adımlarım durmuş, rahatsız etmeden dinlemeye devam etmiştim.

"Winter bear
Ooh, ooh, ooh
Sleep like a winter bear
Ooh, ooh, ooh
Sleep like a winter bear"

Şarkıyı söylemeyi bitirdiğini anladığımda, yanına doğru adımlamıştım.

Tam yanında durup, oturduğu yere doğru eğilmiş "Sen de kimsin bakalım?"demiş, başımı eğerek bana şaşkınca bakan kahve gözlere dikmiştim gözlerimi.

O an sanki kalbime bir hançer saplanmıştı, kalbim öyle bir sancımıştı ki, daha önce bu hissi asla tatmamıştım.

"Ben üzgünüm, sadece burada oturmak istemiştim."diyerek kendini açıklamaya çalışmıştı, bu sırada gözleri asla bana ulaşmıyor, kızaran yanakları ise onu ele veriyordu.

"Sorun değil istediğin zaman gelebilirsin, bana ait değil burası ve müziğin söylenmesine karşı olan kıt beyinlilerden değilim, endişelenme."demiş, gülümsemiştim.

Oturduğu yerden kalkıp gideceği sırada kolundan yakalamış "Bir sonraki gün burada buluşmaya ne dersin?"diyerek sormuştum.

Gözlerini kaçırıp, gülümsemiş "Memnuniyetle evet derim."demiş, hızla uzaklaşmıştı.

İlk kez o gün kaybetmiştim Victor'a karşı.

Flash back end.

"Taehyung, konuşmak ister misin?"diyerek soru yöneltmişti  ona.

Cevap vermeden olduğu yerde donuk bakışlarıyla durmaya devam ediyordu.

"Bak dün için üzgünüm tamam mı? Ama artık bir şeylerin farkında olmalıydın Taehyung, anlamıyor musun? Hayatıma girdiğin zaman asla mutlu olamayacaksın, özgürce bir şeyler yapamayacaksın ve her gün ölümle yüz yüze kalacaksın.
Bunu kabul edebilecek misin?"diyerek sormuştu yeniden.

Bu sefer bakışları beyaz tenli adamı bulmuştu "Tüm bunları düşünmediğimi mi sanıyorsun? Her şeyin gayet farkındayım ben Jungkook, şu anda da zaten yeterince tehlike içerisindeyim, bütün dünya duracak ve bana saldıracakmış gibi konuşuyorsun, yaptığın çok saçma anlıyor musun?"demiş ardına bakmadan odasına doğru ilerlemeye başlamıştı.

Rescue me [Taekook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin