Gürültülü bardan içeriye girdiğimde parlak ışıklar gözümü kamaştırdı. Merdivenin başında birkaç saniye bekleyip ışığa alıştıktan sonra uzun merdiveni inmeye başladım. Mekan oldukça geniş ve doluydu ama gayet seviyeli bir kalabalık vardı. Merdivenin tam karşısında uzun bir bar, sağ tarafta oldukça şık localar varken dj platformu ve büyük dans pisti sol tarafta kalıyordu. Merdiveni tamamladığımda yeşil elbisesinin içinde parlayan arkadaşımı görüp yanına ilerledim. Localar dolu olduğu için olsa gerek bar kısmında oturmuştu. Yanına ulaştığımda beni fark edip beğeniyle gülümsedi.
-Çok bekletmedim umarım, derken bende yanına yerleştim.
-Yeni geldim tatlı kız, ikimize de hafif birşeyler söylüyorum.
Ortam çok gürültülü olduğu için gülümsemekle yetindim.Siparişimizi verdikten sonra etrafı incelemeye başladım. Çok gürültü olduğu için pek konuşamıyorduk.
Etrafımda hiç derdi yokmuş gibi içen, konuşan ve dans eden insanların gerçek hayattan uzak ve mutlu görünmesi beni biraz kıskandırdı birden. Şebnem'e yaklaşarak
-Bu gece sarhoş olmak istiyorum diye bağırdım.
Bana onaylayan ve muzip gözlerle bakan arkadaşım,
-Nihayet içindeki genç kız kendini gösteriyor diyip ayağa kalktı.Önümüze koyulan içkileri alıp bana kafasıyla ilerde boşalan locayı işaret etti. Kalabalın arasından ilerleyip locaya oturduğumuzda içkilerimizi yudumlayarak tatlı bir sohbete başladık. İlk bardaktan sonra daha ağır bir içki söylemiştik kendimize ve yavaş yavaş çakırkeyf olmaya başladık. Bu yüzden gittikçe daha zevli olmaya başladı sohbet. Daha önce çok fazla içmeme rağmen kendimi kaybedecek kadar sarhoş olmazdım asla. Bunları düşünüp sohbet ederken sağ taraftaki locadan bir adamla kesişti gözüm. Ve bir süre inceledim gayri ihtiyari. Oturduğu yerden bile uzun olduğu belli oluyordu, geniş omuzları giydiği gömleğin üzerine iyice oturmasını sağlamıştı. Kıravatını bile gevşetmemişti takım elbiseyle bara gelen bu iri yarı adam. Birden adamı fazla izlediğimi hissedip gözlerimi çektim ve Şebnem' e odaklandım tekrar.
Bir saat daha oturduktan sonra oldukça sersemledik ikimizde ve ben biraz önce bakıştığım adamın, uzun süredir beni izlediğinin buna rağmen farkındaydım.
Ben bunu düşünürken Şebnemin masadaki telefonu çalmaya başladı. Annesi arıyordu. Telefonu cevaplaması gerekiyordu çünkü annesi oldukça evhamlıydı. Zaten saat de geç olduğu için ona önden git bende çıkarım hesabı kapatıp dedim ve vedalaştık.Şebnem çıkışa doğru giderken ben de bara ilarledim. Hesabı kapatmadan önce bir kadeh daha içmeliydim bence. Uzun süredir içmediğim içki bana iyi gelmişti. Tam siparişi verirken yandan bir adam bana yaklaşıp kibarca elini uzattı. Anlam verrmediğimi belirten bakışlarımla sağıma döndüğümde neredeyse geldiğimden beri bana bakan iri adam olduğunu anlamam biraz vaktimi aldı. Bunda biraz -aslında bayaa çok- içtiğim içkini etkisi de vardı. Nihayet düşünmeyi bırakıp fiziği kadar yüzü de çarpıcı olan adamın eline elimi bıraktım. Sanırım bu gece içmesem daha iyiydi...
~Atahan Aras Yücesoy~
İşten çıkıp arkadaşlarımın ısrarıyla geldiğim bar bu gece bena pek ilgi çekici gelmiyordu. Bunda takım elbiseyle olmamında büyük payı vardı bence. Tam bir eğlence düşkünü olan Mete'nin bulduğu yeni barda şık bir locada oturuyorduk. Mete ve Batuhan sohbet edip eğlenirken ben sadece içkimi içip etrafı inceliyordum çünkü bir an önce kalkıp evime gitmeliyim. Tam içkimin son yudumunu kafama diktiğimde merdivenin başında gördüğüm kadınla yutkunamadım bir an. 1.70 boylarındaki kadının güzel olduğu -fiziğinin- bu mesafeden bile anlaşılıyordu. Üzerine muhteşem şekilde oturan kırmızı elbise incecik belini sarıp ortaya çıkarmıştı. Gözlerimi merdivenlerden inmeyi bitirmiş kadından nihayet çekebildiğimde bardağı hala ağzımda tuttuğumu fark edip hemen indirdim ve kafamı sallayıp kendime gelmeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkinci İlkbahar
RomanceKarşısında yaklaşık bir saat önce tanıştığı uzun boylu, esmer ve oldukça yakışıklı adama bakarken bu adamın evinde ne yaptığını sorguluyordu Eylül. Hayatın ona yaşattığı büyük kalp acısı en sonunda delirmesine yol açmış olmalıydı çünkü bu saçmalığın...