Aras'tan...
Bir hafta! Koskoca yedi gün! Gül güzeli aramamıştı. Bense hergün dakikada bir telefonu onu aramak için elime alıp, daha fazla korkutmamak için vazgeçiyordum. O sabah... Ah o sabah...
Keşke geri dönebilsem o sabaha... Hiç bir insana açık olmadığım kadar açık olmuştum ona niyeyse . O kollarımda uyuyakaldıktan sonra dünyanın en güzel uykusunu çekmiştim onunla birlikte. Sabah erken saatte güzel saçları uyandımıştı beni. Benim kokuma bulanmış halde benim yatağımda ne kadar da güzeldi... Ne kadar izledim onu bilmiyorum ama ona söylediklerimin tamamı sabah filizlenmişti içimde, hatta daha fazlası. Onu tedirgin etmemek için söyleyemiştim çoğunu. Bu duygu neydi, basit birşey değildi belli. Ama aşk bu kadar kolay mı? Resmen yalvarmak istemiştim ona gitmesin diye. Sabah o güzel gamzelerini tekrar öpmek istemiştim sarılıp kokusunu içime çekmek. Arzu muydu? Allah aşkına Aras kim arzuladığı kadına sadece sarılmayı hayal eder? İşin aksi yanı ben gerçekten bu güne kadar gerçekten bir kadını böyle beğenip arzulamadım. Toplasan 20 yaşımdan beri on kadınla birlikte olmuşumdur ama hiçbirini öpmedim bile. Gereksiz ve mide bulandırıcı gelirdi. Zaten ilişkim sonlandığında da yanında uyumamıştım bir kadının. Bu yüzden genelde tokat yemiştim.Ta ki küçük cadıya kadar... Ne çok lakabı vardı bende bu küçük kadının böyle... Karşımda mahmur ve utanmış dururken nefesim kesilmişti gözünde pişmanlık görürüm diye. Ağlasaydı güzel gözleri ne yapabilirdim! Kahvaltı da o sözleri duyana kadar kendimden nefret etmiştim hatta. Bu kadar küçük ve masum bir kıza bunu nasıl yaptım, nasıl kendimi tutmadım diye. Ama o güzel dudaklarından dökülen kelimeler... Sen uzun zaman sonra etkilendiğim tek adamsın Aras... Acaba sen benim ahir ömrümde aklımı alan tek kadın olduğunu bir bilsen... Hem de ilk görüşte. Peki ilk ilişkisini benimle yaşması? Şimdi düşündükçe o barda ya benden başkasıyla karşılaşsaydı? Neyse bunu düşünmek bile beni delirtmek için yeterdi. İçimden bir ses seninle olmasa başkasıyla da olmazdı diyor ama bu sadece benim isteğim de olabilir... Gururum okşanmıştı açıkçası bu kadar genç ve güzel bir kadın tarafından beğenilmek. Aslında ben kadınların beni beğenmesini umursamam, ama Eylül tarafından beğenilmek...Tabi birde yaş konusu vardı. Her ne kadar şaka yaptım dese de ilk kez yaşım sinirimi bozuyordu. Hatta sabah sekreterim Semra hanıma ben yaşlı mı duruyorum diyecek kadar! Cidden ayarlarımla oynadı bu kız. Peki araması neden bu kadar uzun sürdü?
Bunun üzerine bir de Mete ve Batuhan konusu var tabi. Eylül saat 12 'ye doğru evden ayrıldıktan sonra onlar damlamıştı. Bekliyordum zaten, uzun süre sonra bir kadınla görmüşlerdi beni. Hem de ilk kez benim kendi isteğimle yanına gittiğim bir kadın!
Halimi gördüklerinde dalga geçmeyi bile unuttular bir süre. Zaten Eylülle eve geldiğimi söylediğimde konunun dalgaya kapalı olduğu anlaşılıyordu. İkisi de seviyesiz muhabbet yapmasa da arada saçma erkek muhabbetleri döndürürlerdi. Sonuçta elimi kana bulamama gerek yoktu. -Bu içimdeki kıskanç adam hep benimle miydi yoksa yeni mi ortaya çıktı bu da ayrı bir merak konum tabii- Ben Eylül'e karşı birşeyler hissettiğimi söylediğimdeyse Mete uzun süre içimdekinin gaz olduğunu sayıklayıp şokunu atmaya çalıştı. Benim içimde insancıl bir duygu olamazmış çünkü kalbimin yerinde taş varmış. Peh, şerefsiz! Neyse ki durumun ciddiyetini anlayan arkadaşlarım sonunda benim normal bir adama döndüğüm için saçma dualar ederken, Mete bir ara Eylülle tanışınca elini öpeceğini bile söylemişti. Tabi bu fasıl benim onları yaka paça evimden atmamla son buldu. Hem o kimdi ki benim yeni tanıştığı kadının elini öpüyordu?
Bakalım kaç gün daha sabredebileceğim aramamaya?Eylül'den...
Arasın evinden çıkıp eve geldiğimde saat 12 yi biraz geçmişti. Küçük evime girip kendimi koltuğa attığımda aklıma gelen şebnem ile hemen telefona sarılmıştım. Arasın numarısını alırken ancak fark edebilmiştim aramalarını. Tabi başka şeylerle meşgudüm akşam...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkinci İlkbahar
RomanceKarşısında yaklaşık bir saat önce tanıştığı uzun boylu, esmer ve oldukça yakışıklı adama bakarken bu adamın evinde ne yaptığını sorguluyordu Eylül. Hayatın ona yaşattığı büyük kalp acısı en sonunda delirmesine yol açmış olmalıydı çünkü bu saçmalığın...