Hava kararmış, yel esiyor dışarıda. Zamanı gelmiş bazı şeylerin, müşterilerime bu hava da hizmet vermek daha verimli.
Saat 19.21 gibi kapım çaldı. müşterimi içeriye almak için kapıya yöneldim, kulağıma onun hakkında bilgiler fısıldanıyordu;
- Hoş geldin sahra.
- H-hoş buldum, dedi kekeleyerek orta yaşlı kadın
- Buyur içeriye, hemen başlayalım
Kadın yarı bağlanmış eşarbını düzeltti ve gergin bir şekilde eve girdi. 36 yaşında, kocası kendisini terk etmiş ve 3 çocuğuyla zor durumda kalmış. Sararmış minderlerden birine oturdu. Hızlı hızlı nefes alıp verdiğini görünce söylendim;
- Nedir bu endişen?
- Huzursuzum, ya bana bir zararı olursa bu büyünün? ben çok korkarım üç harflilerden
Hafif sırıttım. sakin olması için gözlerine odaklanıp;
- Bunun sana zararı olsaydı yapmazdım. Her şey senin tekrardan yuvana kavuşman için olacak. İyilik yaptığımı unutma.
Gözlerini kapadı, nefesi düzene girince bende rahatladım. ben kavanozlardan malzemeler çıkarırken o da başladı anlatmaya;
- İşin üst yüzeyini biliyorsun. ona girmeyeceğim, ama detaylarını anlatmak isterim. 2 ay önce telefonuna art arda mesaj geldi. Kendi hazır yokken bir bakayım dedim, bakmaz olaydım. bir kadın müstehcen fotoğraflar atıp '' ne zaman geliyorsun, karını gönder evden ben geleyim'' yazmıştı. Elim ayağım titremeye başlamıştı ki içerden çıka geldi. Elimde telefonunu görür görmez bir tokat yedim. Sarsılmaya bile zaman kalmadan beni karşısına alıp öfkeyle konuştu. Sonraki günde gidip boşandık. Evi terk edip gitti, mahalle de dedikodum çıktı. '' Erkeğine sahip çıkamadı'' deyip beni suçladılar
Biraz duraksadı, o sırada bende malzemeleri çıkarmış yere serdiğim sofranın üstüne masayı kuruyordum;
- Devamı yok mu? yoksa ben mi devam edeyim
- Sen nasıl devam edeceksin ki?
Yüzüme sorgulayıcı bir bakış attı. yarım ağızla güldüm;
- Bana haberi uçuruyorlar merak etme. anlatmakla kendini de üzme, ben ne yapacağımı biliyorum. istediği mi getirdin mi?
Kadın hemen cebinden peçeteye sarılmış saç tellerini çıkardı. alıp masanın köşesine koydum. Daha işime başlamamıştım ki kadın böbürlendi;
- Niye bu kadar pis kokuyor burası?
Gözlerimi üstüne diktim, susması gerekiyormuş gibi sert bir bakış attım ona. ağzını kapayınca konuştum;
- Sana yardım etmem için yapmam gereken bir şey. yardımcılarımın isteklerini yerine getiriyorum ki onlarda bizim isteklerimizi yerine getirsinler
Sustu, üstüne gitmedim. Bir kaç kemik parçasını çapraz şekilde masanın ortasına koydum. Uçları yakılmış kağıt parçalarından birine ters şekilde ayetler yazdım ve kemiklerin altına koydum. Kaynattığım suyu masanın kenarına koyduktan sonra kadını uyardım;
- Masaya dokunma
Kafasını ''tamam'' anlamında salladı. Peçetedeki kılları aldım, kibritle yakıp sıcak suyun içine attım
Ellerimi masadan çektiğim an fısıltılar duyulur hale geldi. Lakin bu fısıltıları kadın duymasa da hissediyor gibi ürpermişti. Mimik oynatmamak için kendimi durdurdum, korkabilirdi ve korkması gerekiyordu. Bu boku yemişti artık, ben ne yapabilirim? Yarım eşarbını düzeltti ve gözlerini iyice açıp odanın dört köşesini de dikizledi. sesler kesilir gibi olduğunda;
- Bismillahirr-..
- Şşşş sus.
Kadın eliyle açık kalan ağzını kapadı. Stresten sağa sola sallanıyordu oturduğu yerde, büyüyü kısa kesmek istedim. İsteklerimi tek tek söyledikten sonra gitmeleri için odayı aydınlattım ve bir esans sıktım odaya. Sesler tamamen kesildiğinde kadın konuştu;
- eee, bitti mi?
- bitti
- teşekkür ederim, inşallah kocam bana döner
Yarım ağızla güldüm. İnşallah mı demişti bu? ne kadar saftı, ona doğruyu söylemekten çekinmedim;
- Eğer bu kadar çok dinine bağlıysan büyü yaptırma da git tanrına dua et. İnşallah demenin büyüye katkısı yok.
Sanki utanmış gibi gözlerini kaçırdı benden, gitmek için kapıya yöneldi. müsaade ettim ve uğurladım onu. Kadın gittiğinde yatak odama geçtim, dışarısı yağmurlu ve sisli gibiydi. Bu hava cinleri daha da bana çekecekti, hemen uyursam onlarla fazla cebelleşmeden rüyada ne olacaksa halledebilirdim. Perdeleri açtım, belki ay ışığının bir yardımı olurdu bu gecelik. Tamamen soyunup yatağıma attım kendimi. Buz gibi çarşaf tüylerimi diken diken etmişti, Sahra'yı düşündüm. Hem saf hem de aşıktı bu kadın.
aşk? sevgi adı altındaki bu kelime bana çok yabancı geliyordu, bilmesem bile özler gibiydim bu aşkı. İnsanların benden hep kaçması ne içindi, neden sevilmedim gibi düşünceler beni büyüye itmişti zaten. Beceremeyince daha da kinlenmiştim. Beslediğim kinlerde beni büyüttü, havas ilimcilere kafa tutacak bir psikopata döndüm birden. İç geçirdim '' Sıraç, kendine gel. Hayatının baharındasın ve aşk seni işinden alı koyup meşgul eder. 24 yaşındasın sen, aşk için erken ilim için geç kaldın.'' Bir diğer tarafımda bu söylenenlere karşı çıktı '' Hayır, birinin sevgisine açsın sen, sevmek sevilmek senin ihtiyacın Sıraç''
İç sesimi susturdum. fakat bu cinleri bir türlü susturamadım, hep bir ağızdan konuşuyorlardı yine;
- Sıraç... Biz sana yeteriz, insanlara gerek yok. sen bizden istiyorsun bizde her isteğini yapıyoruz. bunu sana kimse yapmaz. Eğer insanlara yaklaşır da bizi bırakırsan bunun bedelini de ödersin
- Ne bedeli, ne ödemesi? Ben kontrol ediyorum sizi, benden izinsiz bir şey yapamazsınız. Kendinize gelin!!!
Cevap gelmemişti. İçime iyice bir korku salmışlardı, ne bedeli ödeteceklerdi en fazla? yoksa ben onların efendisi değil onlar mı benim efendilerimdi?
saat 14.05
Dün geceki travma dolu rüyalarımdan sonra aslında kontrolün bende olmadığını anlamıştım, ah bu işler. Büyücülük sanıldığı kadar kolay değildi. Neden mi? Bu siktiğimin yaratıkları her işe karşılık bekliyor ve yapana kadar peşimi bırakmıyorlardı! Kendimi toparladım, küfür etmiştim ve sırf bunun için bile benimle uğraşabilirlerdi.
Sokakta ellerimde birkaç defter kütüphaneye gidiyordum. Her zaman giydiğim vücudumu sıkan dar siyah gömleğim ve zincirlerim yerine normal bir insan gibi gösterecek rahat kıyafetler giydim. Her zaman dağınık ve yüzüme dökülen hafif uzun saçlarımı toplamış ve tıpkı normal bir insan gibi şekillendirmiştim. Kimsenin benden şüphelenmesini istemiyordum. Nedeni belli, bu iş için katil olmuştum. Her yerde aranıyorum oysa...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÜYÜCÜ AŞIK OLURSA
FantasyBüyüde ustalaşmış bir büyücünün bir kadın için defalarca katil olduğu bir kurgu. Aşk adı altında takıntı yapmış bir büyücü cinlerin esiri olur. Aşk gözü kör eder diye buna diyorlardır belki de...