GÜNÜMÜZ. Telefonumun sesiyle sıçradığımı hissettim. Ama gözlerimi bile açamıyordum. Tüm gün biyoloji ödevimle uğraşmıştım. Sıcak battaniyenin altından çıkıp telefonu almak çok zordu. Bende açmamaya karar verdim. Battaniyeyi kafamın üzerine çekip sesi duymamazlıktan geldim. Çaldı,çaldı,çaldı... Ve sonunda kapandı. Tam güzel rüyama dönecekken yine aynı melodiyi duydum. Anlaşılan arayan kişi fazlasıyla ısrarcıydı. Kolumu battaniyenin altından çıkarıp, baş ucumda duran komodine kaydırdım. Bir kaç kez yokladım ve telefonu buldum. Yavaşça battaniyenin altına çektim ve usulca açtım.
"Yeni yıldan selamlar bebek."
"Ne?" Uyku sersemi verdiğim tepki bu oldu.
"Uyuyor muydun Jane ??" Kafamı battaniyenin altından çıkardım ve oturur pozisyonu aldım. Komodinimde duran küçük gece lambamı açtım. Duvardaki saatime gözlerimi kısarak baktım:00.01. Sonra gözlerimi telefonumda yazan isme kaydırdım;Cristina. Telefonu kulağıma geri götürdüm.
"Saat kaç haberin var mı ?"
"Evet. Yılbaşını bir geçiyor."
"Yılbaşı ??"
"Dünyadan Jane'e orada beni duyan birileri var mı ? Bu gün yılbaşı Jane. Artık yeni bir başlangıç yap. Unut şu geçmişi." Critina'nın sesi fazlasıyla mutluydu. Bence o geçmişi çoktan unutmuştu. Ama bunu ona söylediğimde yanlış düşündüğümü söylerdi. Tamam insanlar farklıdır kabul ama sorun hangimiz deydi ? Çabuk unutan mı ? Yoksa anılardan kurtulamayan mı ? Cristina'yı zar zor duyuyordum. Arkadan kahkahalar, gürültülü diyaloglar ve havai fişeklerin sesi duyuluyordu.
"Bak aklıma ne geldi; Tom'la birlikteyiz. Seni almaya gelelim. Sonra festivalde birlikte eğleniriz."
"Sağ ol ama ben battaniyem ve geçmişimle gayet mutluyum." Sesim sanki laf çarparmış gibi çıkmıştı.
"Bak Jane on yıl oldu.Unutmayıp kafama takmamı bekleme. Artık yeni bir şeyler yapma vakti. Gittikçe daha kötüye gidiyorsun biraz evden çık." Cristina'nın sinirini sözcüklerinde hissedebiliyordum. Ama bir taraftan da haklıydı. 5 yılımı kendimi suçlayarak geçirdim. Patrick yüzünden 4 yıl aile piskoloğumuzla vakit harcadım. Yığınla ilaç kullandım. Son günlerde dışarı çıkmaz oldum. İlaçlarım bitince eczaneye bile gitmedim. Hatta piskoloğa gitmedim ve evde yaşayabileceğime inandım. Belki bir ay belki de iki aydan beri kapı dışarı çıkmadım. Marketin yolunu bile unutmuş olabilirim. İlk başlarda -patrick'in ölümünden hemen sonraki zaman zarfında değişik halisinasyonlar görüyordum. Ama şuan öyle bir sorunum yok. Artık ilk başlara göre daha iyiyim. Gerçekten yeni yıl yeni bir başlangıç olabilir miydi ? Hayatım değişebilir miydi ? Yoksa hepsi batıl inanç mıydı ? Cristina'nın sesi düşüncelerimi keskin bir bıçak gibi delip geçti.
"Aloo, fatura bana yazıyor. Acele etsen iyi olur."
"Bir saat."
"Ne?"
"Bir saat sonra kapımda ol."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşam ve ölüm arasında
TeenfikceÇekilen bir vicdan azabı. Geçmişinden kurtulamayan insanlar. İnanılması zor gerçekler. Sıra dışı yaşamlar ve görünmeyen varlıklar. Sonsuza dek bozulmayacak dostluklar...