40 veya 45 dakika sonra Zack arabasını kapalı otoparka soktu. Bir kaç tur attıktan sonra sonunda güzel bir jip'in yanına park etti. Arabadan inip otoparkın çıkışına doğru yürümeye başladık.
"Hala ne tür bir eğlence olduğunu söylemedin."
"Eğlencenin türleri mi var ki ?"
"Evet, var. Mesela bazı insanlar eğlenmek için gürültülü müzikleri olan yerlere giderler. Veya birilerinin canını yakarak eğlenirler. Bazıları da, yani ne biliyim ? Bilirsin işte cinsel sapıklar." Yüzünü buruşturup bana baktı.
" Gürültülü müzik ertesi gün kafamı fazlasıyla ağrıtır. Severim ama şimdi değil. Üstelik ben bir sadist değilim. Can yakmaktan zevk almam. Hem sex manyağı olsaydım şuan senin gibi bir kızla olmazdım." Nasıl benim gibi bir kızla olmazdı ? Ben güzel değil miyim ? Ya da bir erkeğin sevebileceği türden bir kız değil miyim ? Erick'de benden hoşlanmamıştı. Hatta bir pislik olduğumu ima etmişti. Bu erkekler nasıl kızlar severler ki ? Ya da benim neyim eksik ? Gururum fazlasıyla kırılmıştı. Ama nedenini öğrenmem gerekiyordu. Bende ki itici şey neydi ? Sinirlenmeye başlamıştım. Önüne geçip ellerimi belime koydum.
"Neden ?"
"Oww bebeğim hemen sinirlenme. Anlıyorum Zack'i istiyorsun ama biraz büyümen lazım." Beni itti ve yürümeye devam etti.
"Benden sadece bir yaş büyüksün Zack." Hızlı adımlarla yürüyüşüne ayak uydurdum. Yolumuz gittikçe darlaşıyordu.
"Belki de sen öyle biliyorsundur." Ne yani sınıfta mı kalmıştı ? Bir kaç yıl. O kadar aptal olduğunu düşünmüyorum. Yani bir insan bir kaç yıl aynı dersleri görüp nasıl geçemez ? Bu işte bir iş vardı. Yine gizemli davranmaya başlamıştı.
"Neden böyle söyledin şimdi ?." Derin bir nefes alıp üzerime doğru yürümeye başladı. Geriye doğru yürürken duvara dayandım. Bana daha da çok yaklaştı. Bir elini kafam hizasında duvara yasladı. Gözlerime vahşi bakışlarıyla hakim oldu. Gözlerinde yine o karanlığı gördüm.
"Ne istiyorsun ufaklık ? Neden sınırlarını zorluyorsun ?" Eli dizimden yukarıya doğru çıkmaya başladı. Boynuma doğru yaklaşıp kokumu içine çekti. Çenem titremeye başlamıştı.Lanet olsun, kendim kaşınmıştım. En son ona bağırıp saldırdığımda boğazıma bir bıçak dayamıştı.
"Zack, sakin ol."
"Ben yeterince sakinim." Sesi haz duyarmış gibiydi. Dili boynumda dans etmeye başladı. Eli gittikçe yukarıya çıkıyordu. Artık titreme bütün vücuduma yayılmıştı. Nefes alışım yavaşlamaya başlamıştı. İkimizde kalbimin ne kadar hızlı attığını hissediyorduk. Baş parmağı dudaklarımda dolanıyordu. Yavaşça kulağıma fısıldadı:
"Merak etme. Acısız olacak. Sadece bir kaç damla ka..." Gözümüze tutulan bir el feneri ışığı Zack'in geri çekilmesini sağladı. O an içimden Tanrıya bana yardım yolladığı için teşekkür ettim.
"Hey, biri size bu işler için yatağa ihtiyacınız olduğunu söylemedi mi ?" Zack adamamın yüzünü görmek için ellini gözlerine siper etti.
"Hadi ama ahbap, kapat şu lanet ışığı." İkimizde yüzümüzü buruşturup adama baktık. Adam sonunda ışığı kapatıp beline astı. Otoparkın çıkışına geldiğimizi fark etmemiştim.
"Otoparkın ücretini alıyım lütfen." Anlaşılan adam otoparkın güvenlik görevlisiydi. Zack ceketinin ceplerini kurcaladı. Sonra da pantolonuna göz attı. Ama cüzdanı yanında değildi.
"Çıkarken ödesek ?" Zack gözlerini hala kırpıştırıyordu.
"Benim anlımda keriz mi yazıyor ?" diye bağırdı görevli.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşam ve ölüm arasında
Fiksi RemajaÇekilen bir vicdan azabı. Geçmişinden kurtulamayan insanlar. İnanılması zor gerçekler. Sıra dışı yaşamlar ve görünmeyen varlıklar. Sonsuza dek bozulmayacak dostluklar...