Wattydeki en büyük arayı vermiş olabilir miyim?
En azından sözümü tutup kitabı yarım bırakmıyorum 😃. Başımdan çok fazla olay geçti ve telefon değişikliği yaptım gercekten ozur dilerim bunun için ama en sonunda i am here bebekler.Nerede kalmıştık
Uluğ şirkete gitmemişti bugün çünkü akşam özel misafiri için onlarca farklı yemek yaptırıyordu evdeki çalışanlara. Hersey sorunsuz olmalıydı. Yemeklerden içkilere, müziklerden çatal bıçağa her şeyi kontrol ediyordu. Kendisi her şeyi ince ediyor sık dokuyordu. Yankının gözüne iyice girebilmeliydi. Onu kendine hayran bırakmalıydı ki gönlüne de girebilsin.
Şarap koleksiyonunu bozmuştu ve gözdelerinden olan kırmızı şarabı bardaklara doldurmuştu. Ortamı daha loş yapmak için uzun masadaki şamdanları yakmıştı. Pikapa klasik hafif bir müzik koymuştu. Yankının gelmesine az bir süre kalmıştı. Yarım saat önce göndermişti şoförünü ve 2 korumasını. Şoför Yankıyı malikaneye getirirken korumalar babanesiyle kalacaktı Yankının.
Sabırsız bir şekilde volta atarken sürekli bileğindeki gümüş saate bakıyordu. Resmen bir alkol bir sigara gibi bağlanmıştı daha şimdiden. Onsuz bir saniye bile geçirmek istemiyordu.
--
Arabadan indiğinde malikanenin bahçesindeydi. Az önce büyük kapıdan geçmişlerdi. Hayatında hiç bu kadar büyük bir zenginlik görmemişti Yankı. Sadece filmlerde dizilerde olur diye düşünmüştü ama şu an neredeyse kendi mahallesi kadar büyük olan malikanenin bahçesinde duruyordu. Etrafı hayranlıkla incelerken şoförün "bu taraftan" demesiyle bakışlarını ona çevirdi. Kolunu ileri doğru uzatmış gidecekleri yolu gösteriyordu. Süs çeşmesini geçtiklerinde karşılarına 2 farklı araba çıkmıştı. "Bunlar da mı Uluğ Bey'in arabası?" Diye sordu biraz arkasındaki adama. Şoför hafifçe dudakları kırıldı "daha bu ne ki."
Malikanenin kapısına gelince siyah saçlı minyon tipli kadın kapıyı açtı. Giyiminden burada hizmetli olduğu anlaşılıyordu.
-Yankı bey
Yankı gülümseyip hafifçe kafasını salladı evet benim dercesine. Kadın kapıyı biraz daha aralayıp eliyle içeriyi işaret etti. Yankı içeriye girmeden ayakkabılarını çıkarmıştı ve panda desenli siyah beyaz çoraplarıyla içeri kısma doğru adımladı. Hizmetli kadın bir ayakkabılara bir şoföre bakıyordu garip bakışlarla. İçeriden başka bir kadın daha geldi Yankı'nın önüne.
-"Yankı Bey hoşgeldiniz Uluğ Bey de sizi bekliyordu." Dedi ve ilerlemeye başladı. Yankı da onu takip ediyordu arkasından. Malikane çok büyüktü ve güzel dizayn edilmişti. Uluğ Beyin zevki hoşuna gitmişti. Uzun ve geniş koridorda ilerlerken klasik ve sakin müzik sesi kulaklarını dolduruyordu. Kadın kapıyı açtı ve eli ile içeriyi işaret etti.
Yankı içeri girerken uzun masanın kendine yakın olan kısmında onu ayakta hazır bekleyen adamı görünce yüzünde hafif bir gülümseme oluştu tıpkı karşısındaki adam gibi.
Yankı Uluğ'a iyice yaklaşınca adam kollarını iki yana açtı. Yankı da elindeki poşeti kenara bırakıp sarilmasina karşılık verdi.
"Hosgeldin Yankı tüm gün seni bekledim." Dedi adam heyecanla.
Yankı ne diyeceğini bilemedi o yüzden hafifçe gülümseyip kafa salladı.
"Teşekkür ederim. Sanırım."
Uluğ hemen ucundaki sandalyeyi çekti Yankı'nın oturması için. Yankı sandalyeye yerleşince kendisi de karşı taraftaki sandalyesine yürüdü. Masaya oturduklarında Uluğ ayakkabılarını gizlice çıkardı masanın altından. Yankı'nın kötü hissetmesini istemedi.
Yankı sessizce masaya göz gezdiriyordu. Hala gergindi ama Uluğ Beyi sevmeye başlamıştı. Kendisine değer veriyordu her ne kadar ilk tanışmaları hoş olmasa bile. Ama Uluğun planıydı o da. İlk başlarda kendini sevdirmeyip sonra kendisine bağlayacaktı onu. Her ne kadar etik olmasa da Yankı'ya giden her yol mübahtı onun için. Onun için ölürdü hatta öldürürdü, onun için yapamayacağı hiçbir şey yoktu.
-"Tekrar hoşgeldin Yankı nasılsın, nasıl geçti günün?"
Yankı gözlerini masadan çevirdi ve kendisine şefkatle bakan adamın gözlerine baktı.
-"teşekkürler iyiyim peki siz nasılsınız?"
Uluğ her seferinde sinirleniyordu "siz" kelimesini duydukça. Yüzündeki gülümseme aniden bozulsa da toparladı. Ona bunun için zaman verecekti.
-"Ben de çok iyiyim senin geleceğin için sabırsızdım sen geldin daha iyi oldum."
Yankı dişlerini göstererek güldü samimi bir şekilde. Havadan sudan konuşmaya devam ettiler yemek yemeye başladıklarında. Biraz süre sonra şarabın da etkisi ile gülüşmeler oluyordu. Yankı Uluğ'un her şakasına gülüyordu. Bir süre sonra Uluğ şarap şişesini de alıp sandalyesini Yankı'nın yanına çekti ve kadehleri doldurdu tekrardan. Yankı'nın yüzündeki gülümseme hiç bozulmamıştı gece başladığından beri. Bu adam onu güldürüyordu Uluğ ise onun gülümsemesini sağlamak için komik anılarını anlatıyordu.
Gecenin sonunda yan yana oturuyorlardı. Gülüşmeler durmuştu. Kanları kaynıyordu şarabın da etkisiyle. Yankı başını Uluğ'un omuzuna koymuştu. Sessizlik hakimdi kocaman odaya. Sessizliği bozan Yankı oldu.
"Biliyor musun Düşündüğüm gibi biri değilsin." Dedi duvardaki büyük tabloya bakarak.
"Nasıl yani" dedi Uluğ. "Ne düşünmüştün"
"Bilmiyorum." Dedi yankı omuzlarını kaldırarak.
Sessizlik bir süre daha devam etti.
"Keşke senin kadar zengin olsaydım" dedi yankı alakasız şekilde. Gözleri sanat eseri gibi duran tavandayken.
"Hmm" dedi Uluğ sesi çatallı çıkmıştı. Boğazını temizledi ardından.
"Evet" dedi Yankı. "Hayat sizin gibiler için çok daha rahat. Hiçbirşey için endişelenmek zorunda değilsiniz" dedi. Önceki kadar mesafeli değillerdi, şarabın da etkisiyle boşvermişlikle sohbet ediyordu Yankı.
"Bilmediğin çok şey var." Dedi Uluğ o da aynı durumdaydı Yankıyla.
Yankı kafasını Uluğ'un geniş omuzundan kaldırıp yavaşça yanındaki adamın yüzüne çıkardı. "Ne gibi?" Diye sordu. Sesi sessiz ve masum çıkmıştı. Mayışmıştı ama sarhoş veya uykulu değildi.
Kendisine ilk defa bu kadar yakın olduğunu fark eden Uluğ'un kalbi tekledi. "Öğrenirsin" dedi sakin çıkan sesiyle. Diz dizelerdi. Bu yakınlık ikisinin de içinde bir şeyleri alevlendiriyordu. Yankı'nın gözleri Uluğ'un gözlerinden dudaklarına düşünce Uluğ bunu fark etti ve dudaklarını Yankı'nın dudaklarına bastırdı. Yankı da bunu bekliyormuş gibi karşılık verdi.
Evett artık derinleşme zamanııııı bir şeyler başlamalı ama değil mi?
Şu anlık telefondan yazdığım için çok uzun tutamadım ama 4-5 k lik bölümler yakın bebeklerim
Sonraki bölüm tamamen smut olucak eğer okumak istemezseniz birsey kaybetmezsiniz ama okuyun derim yaneee.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANKI | GAY
Fiksi RemajaYankı kendi dünyasına yaşan sıradan bir üniversite öğrencisi, Uluğ ise dünyaca ünlü bir şirketin sahibi, kibirli, gururlu ve güçlü bir adamdı. Her istediğin elde eden adam ya bir gün istediği şeyi alamazsa? Bunun için kibrini ve gururunu ayakları al...