sürpriz

624 30 10
                                    

11. Bölüm
"@gvsmftn" adlı okuyucuma olsun
Aşkınla dolmuşum ben, nasihat neye yarar?
Zehir içmişim ben, şeker neye yarar?
Benim için "Ayağına zincir vurunuz" diyorlar...
Divane olan gönüldür.
Ayağıma zincir vurmak neye yarar?...
~~~~~~~~~~~~~
Hayat bu sonunun nasıl bittiğini bilemediğimiz ilahi bir yaşama çabası.
Beyza'dan
Hıçkırıklarımın boğazıma düğümlendiği saniyeler beni teselli eden Simge'ydi.. Serkan bu hale nasıl geldi? Diye düşünürken kalbim binbir parçaya ayrılmıştı çoktan, benim sevdiğim adam böyle olmamalıydı. Beni, dış görünüşüm için değil! Beni, Allah için sevmeliydi... Kalbime dokunmalıydı, benim yolum olmalıydı.Bana sevmeyi öğretmeli, merhameti göstermeliydi. İçki içip, sarhoş olup kendinden geçip beni tehdit eden bir adam sevmişim oysa ki. Öyle benden uzak, öyle düşüncelerimiz farklıymış ki...
Mesafeler değiştirmiş Serkan'ı, aramıza sonsuz denizler girmiş, ucu bucağı olmayan hırçın dalgalar çoktan ayırmış bizi aslında. Bunu fark etmem biraz uzun sürmüş sadece. Serkan'ı bu şekilde asla kabul edemezdim onunla sabah erkenden konuşmaya karar verdim.
Sabah olduğunda elimi yüzümü yıkamak için banyoya girdiğimde aynadaki halim bi hayli berbattı, ağlamaktan gözlerim şişmiş.. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra hızlıca, kıyafetlerimi giyinerek Simgeye küçük bir not bıraktım. Evden çıktım okula doğru yürümeye başladım, okul uzaktı ama yürümek iyi gelir diye düşündüm. Serkan'la yüzleşmekten, bir o kadar korkarken, bir o kadar da ona dünün hesabını sormak istiyordum. Bu düşüncelerle okula varmış olmalıyım ki Esra'nın sesiyle irkildim. Beyzaa bu ne hal önünü bile görmüyorsun? Biraz dalgınım Esra diye geçiştirirken sonra konuşalım diyerek yürümeye devam ettim sınıfa doğru.. 3. ders Edebiyat Tarihiydi karnım şimdiden ağrımaya başlamıştı, heyecanlanınca hep böyle olurdu zaten. Olanları unutmaya çalışarak derslere adapte olmaya çalıştım, ne kadar olabilirsem. İşte beklediğim o an Serkan'ın dersi gelmesini bütün sınıf beklerken, 15 dakika sonra sınıfa teşrif etti. Siyah saçları dağınık, hafif anlına dökülüyordu, onun da gözleri şişti resmen, ayılmış ama dünkü ses tonundan eser yoktu. Özür dilerim arkadaşlar geç kaldığım için diyerek, derse başladı. Hiçbir şey olmamış gibi nasıl da yapabiliyordu? Gerçekten çok şaşırıyordum. Benimle o ders boyunca göz göze gelmemek için elinden geleni yaptı..
Ders bittiğinde sınıftan çıkmadan, Beyza yanıma gelir misin? diye seslenince sınıf anlamasın diye tabi hocam dedim. Serkan'ın yanına gittiğimde beni takip et diye mırıldandı o önden, ben onu hemen arkasından takip ediyordum. Onca yaptığı rezil laflarına rağmen hala onu deli gibi seviyordum, ama belli etmemeye ve eğer bana, doğru düzgün bir açıklama yapmazsa artık ona olan sevgim de fayda vermeyecekti.. Hayatımı onun Alkol gecelerine, meze yapmaya hiç niyetim yoktu. Onsuz bir hayat en azından, ona olan sevgimi azltmazdı..
Serkan: Beyza dünkü söylediğim şeyler için çok özür dilerim. Biliyorsun ben öyle biri değilim o gün çok bunalmıştım ve kendimi bi anda seni ararken buldum.
Beyza: Serkan, ya nasıl içki içersin? Ve benimle evlenmek istiyorsun. Kusura bakma Seni ne kadar çok sevsem de buna müsaade edemem.. Böyle bir şey hiç yapmamalıydın, bunun hiç bir mantıklı açıklaması yok! Serkan galiba biz birbirimize uygun değiliii.
Serkan: Beyza SUS!.. Bunları duymamış olayım, yaptım bir hata bu kadar mı bana olan sevgin? Beni affetmeyecek misin? Lütfen Seni çok seviyorum.. Sensiz yaşayamam, anlasana artık..
Beyza'dan*
Serkan'ı ilk defa o kadar çaresiz görüyordum. Elleriyle yüzünü kapattığı an gözlerinden akan yaşları fark ettim Sen, ssen beni bırakırsan ben yaşayamam. Sürekli aynı kelimeleri tekrarlıyordu, daha önce böyle bir şey yaşamadığım için ne yapacağımı bilemez bir halde Sserkan Evlilik teklifini kabul ediyorum. Cümlesi çıkıverdi ağızımdan, ben ne yaptığımı biliyor muydum sizce? Serkan da şaşırmış olacak ki ayağa kalktı ve gözlerini silerek Beyza gerçekten mi? Evet mi dedin, kabul mü ettin sonunda ? Ama bir şartım var dedim. O da emrin başımın üstüne diye karşılık verince. Yemin etmeni istiyorum bir daha ağızına bir damla bile içki sürmeyeceksin. Eğer içersen, bir daha sana geri dönmem deyince, Yemin ederim bir daha asla diye söz verdi.
****Serkan ne zaman gelelim size diye şımarık bir gülümseme de bulundu.
Beyza Anneme söyleyeyim, sende benden haber bekle. Ben eve geçeceğim şimdi sonra konuşuruz.**** diyerek yanından ayrıldım. Ayrıldım ayrılmasına da içim hiç rahat değildi. Serkan'a karşı olan duygularımın üstünü tedirginlik bürüdüğünü fark ettim. Serkan'ı seviyordum onu kaybetmekten korkuyordum ama onun bu halleri beni çok da üzüyordu...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Babam hafta sonu müsait olduğumuzu Pazar Akşamı gelebileceklerini söyledi. Ben de sevinçli bir şekilde Serkan'a haber vermek için odama geçtim. Aradığımda çağrıma cevap vermedi, ikinci defa aradığım da ise bu sefer telefonu tamamen kapalıydı. Yine ne oluyordu bu Serkan'a diye homurdandım ki cama taş atış sesleriyle sıçradım. Pencereyi açıp Serkann diye gözlerimi devirdim.
Serkan: Beyzaa hemen dışarıya gelmen gerek. Deyince koşarak dışarıya çıktım bi baktım ki Serkan yok, sağıma soluma bakındıktan sonra yerde renkli bir zarf gördüm. Kime yazdığına bakmak için çevirdiğimde Beyza'ma yazısını algıladığım an, zarfı açıp içinde yazılan şeyi okudum bir Sokak aşağı gel. Yazıyordu, ya bu çocuk benimle kafamı buluyor o sokak çok ıssız üstelik. HasbinAllah çekerek devam ettim o ıssız sokağa girdiğimde tahmin ettiğim ürkütücülükteydi... Biraz daha ilerledikten sonra bir sürü birbirini takip eden mumlar gözlerimi kamaştıracak şekilde büyülüyordu. Her dört adım sonrasında küçük bir zarf buluyor ve içindeki yazıları okuyarak bu mumlu yolu devam etmeli istiyordu. Serkan çok romantikti sanırım benimse romantikliğin r sinin bile olduğunu düşünmüyordum. Biraz daha ilerledikten sonra çıkmaz bir sokağa girdiğimi fark ettim . Bir masa iki sandalye o süslü mumlar şimdi masanın üzerinde yerlerine koruyor gül yaprakları kokusuyla sarhoş ediyordu. Hoşuma gitmişti bu sürpriz fakat biz daha evli değildik!..
Bu şekilde onunla başbaşa oturamazdım. Gözlerim Serkan'ı ararken tattatammmm diye zıpladı. Ben kırmamak için sadece kocaman tebessüm ettim sonuçta o kadar hazırlık yapmış. Serkan çok güzel olmuş herşey için teşekkür ederim, ellerine sağlık fakat biliyorsun daha nişanlı bile değiliz üstelik kimsenin olmadığı bir ortamda başbaşa yemek yememiz de hiç doğru olmaz. Serkan beni olgunlukla karşıladı. Çok şaşırmıştım oysa ki dün ki Serkan bağırır çağırır ,ortalığı yakıp yıkar diye düşünüyordum ama iyiki de yanılmışım dedim. O halde seni eve bırakayım bunları da sonra toplattırırım ya da başbaşa kalmak isteyen başka çiftleri yönlendiririm diye sırıttı. Bana laf çarptırmayı da ihmal etmemişti bu şekilde. Umursamayarak yürümeye başladık evim zaten bir üst sokaktaydı. Binanın önüne geldiğimizde Pazar gününü sabırsızlıkla bekliyorum aşkım dedi. Aşkım mı? Aşkım ha? O nasıl bi kelime ya ben onun aşkı mıyım şimdi.. Serkan'daki rahatlık beni deli ediyor. Bunu bile, bile yaptığından hiç şüphem yoktu. Aşkım kelimesine karşılık vermeyerek, Hayırlı Akşamlar Serkan dedim. Ve arkama bakmayarak binadan içeri girdim...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Sevgili, güzel okuyucularım sizlerinn tatliş yorumlarınızı severim Yorumlarınızı Votlerinizi eksik etmeyin inşallah hayırlı okumalarr umarım beğenirsiniz.

TEVAFUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin