" ne demek giremeyiz ?!"
" İrem sakin ol, bak adam işini yapmaya çal-"
" dur Kumru, hakkımız bu bizim. Bilet aldık, gireceğiz öyleyse !"
" bakın hanımefendi, giremezsiniz demiyorum ama geç geldiniz. İçerdeki karışıklığı hayal bile edemezsiniz. Şu durumda sizi alamam ."
" Konseri kaçıracağız ama ! "
" Zamanında gelecektiniz, üzgünüm ."
İrem, hazırlanmaya o kadar dalmıştı ki uyarılarıma rağmen geç kalmıştık. Şimdi, bomboş sokağı bir disko topu gibi aydınlatıyordu ama onu gören olmayınca bir anlamı yoktu.
" İrem, gel hadi. Beyefendi bizi çağırır zaten. Değil mi ?"
Adam önüne dönük şekilde başını sallayınca, boğa gibi soluyan İrem koskoca konser alanının etrafında dolaşmak için ilerlemeye başladı. Güvenlik onu umursamayınca peşinden koşmak zorunda kaldım.
" İrem, dur artık. Giremeyiz. Kaçırdık diyorum sana. Baksana, güvenlik bile giremeyeceğini bildiği için seni sadece izliyor ve gülüyorlar !"
İrem zıplamayı bırakıp sağına döndü. Gülüşüp bizi izleyen iki adam hızla önüne dönünce öfkeden deliye dönmek üzere olan İrem o tarafa yöneldi. Son anda kolundan çekip onu durdurdum. Ama hala sinirinden yerinde duramıyordu.
" ne yapacağız o halde ? Bitene kadar böyle kös kös oturacak mıyız ?"
Etrafa bakmaya başladım. Gördüğüm şeyle sırıttım. İrem heyecanla gözlerime bakarken, ben baktığım kapıdan gözlerimi ayırmadan cevapladım.
" hayır tabi ki, biz de arka tarafta çalışan olacağız ."
***
" vay canına, tıpkı filmlerdeki gibi bir an yaşamıyor muyuz ? Önce arka kapıyı cebindeki demir parçası ile açtın. Daha sonra içeriye girdik ve kimse bize garip bakmıyor ."
Fısıldayışı ile gülümsedim. Başımı sallayarak koluna girdim. Bu tür sahnelerin mimarisine az çok hakim olduğum için rahatça dolaşıyorduk. Ta ki, biri koluma asılana kadar.
" hey, neden işine bakmıyorsun bayan ? Sahnenin ışıklarını ayarlaman gerekiyor !" Sinirle suratıma bakan adama şaşkınlıkla baktım. Daha sonra İrem'e döndüm. Şimdi telaş yapıp bizi ele verecekti. Hemen bir şeyler düşünmem gerekiyordu. O an hızlıca konuşmaya başladım.
" aaa, şey ... efendim, bu hanımefendi yolunu kaybetmiş. Onu seyircilerin arasına geri götürüyordum. Bileti de burda ." bileti adama uzatan İrem'le rahatladım. Daha sonra kulağına uzanan adam bir süre bize arkasını dönüp onaylayan mırıltılar çıkarmaya ve başını sallamaya başladı.
" iyi kurtardın ha ."
" kes sesini, zaten ben niye buraya geld-"
Adamın hızlıca bize dönmesi ile susarak ona baktık. Eliyle bir yeri gösterip konuşmaya başladı.
" bu kapıdan gir, sağa dön ve üçüncü kapı seyircilere açılıyor. Onu bırak ve sahne arkasına git hemen. Sana ihtiyaç var."
" elbette , hemen !"
İrem'in koluna asılıp adamın dediği yollara girdik. Kapıyı kapattığım an ikimiz de çığlık atıp sarılmaya ve zıplamaya başladık.
" aferin sana Kumru, helal olsun vallaha. Çok profesyoneldin !"
" tabi kızım ne sandın, boşuna o kadar sahneye çıkmadık !"
İkimiz de kıkırdayarak ilerledik. Sonunda seyircilere açılan gizli bir kapı bulduk. İrem açıp kendini kalabalığa bıraktı. Bende çıkacakken, az önceki adam bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ferzane
Teen FictionGenç, geleceği parlak bir çocuk. Şarkıcılık yolunda ilerlemek için çocuğun kurduğu hayallerine yardım eden bir kız. Kumru, Barış ile birlikte bu yola baş koysa da, yolun yarısında aralarında bazı sorunlar çıkar. Hayatlarını ayırmaya karar veren iki...