Zarfı gülerek çekmeceye koyduktan sonra koltuğa oturdum. Hank koşarak geldiğinde onu sevmeye başladım.
"Baba niye bu kadar geç kaldı Hankie ?"
Dedim camdan dışarıya bakarken
Hank havlamaya başladığında kapı çaldı. Gülümseyerek kapıya doğru yürümeye başladım.
"Geldim! Geldiim!"
Dedim, kapıyı açtığımda Jimin'i gördüm.
"Sevgilim"
Diyerek kolları arasına girdiğimde belimi sımsıkı sardı.
"Çok geciktin"
Dedim omzunda yatarken
"Geldim güzelim"
Dedi
Burnumdan akan sıcak sıvıyı hissettiğimde geri çekilip lavaboya doğru koştum. Aldığım peçeteyi anında burnuma dayarken Jimin arkamdan lavaboya girdi.
"Yine mi ?"
Dedi
"Önemli birşey yok, birazdan geçer"
Dedim, Jimin kollarını belime sarıp çenesini omzuma koydu.
"Tedaviye hâlâ olumsuz mu bakıyorsun ?"
Dedi
"İstemiyorum, kendimi olacaklara hazırladım"
Dedim, Jimin'in zar zor yutkunduğunu hissettim.
"Dışarı çıkalım mı ?"
Dedi
"Sadece yatmak istiyorum"
Dedim
•••••
"Sana banyo yaptırmamı ister misin ?"
Dedi
"Hayır teşekkürler"
Dedim
"Rose hastaneye gidelim ne olursun"
Dedi
"Hayır Jimin, biliyorum beni hemen yatıracaklar ve seni göremeyeceğim"
Dedim
"Böyle de..."
Diyip durduğunda derin bir nefes aldım.
"Niye milyonlarca insanın içinde sen ?!"
Dedi sinirle
Güçsüzce elini tuttuğumda yanıma oturdu. Gülümseyerek elimi yanağına koydum. Yanağına koyduğum elimin üstüne sımsıcak olan elini koyup gözlerini kapattı.
"Sen benim 505'imsin"
Dedim
Kaşlarını çatarak gözlerini açtığında gülümsedim.
"505 de ne ?"
Dedi
"Merak et dur"
Dedim
"Rose söyle şunu!"
Dedi
Banane anlamında omuz silkerek yorganı kafama çektim.
"Hey! 505 ne demek ?"
Dedi
"Yakında öğrenirsin"
Dedim
"Söyle işte kızım bak bu merakla sabaha kadar uyuyamam ben!"
Dedi
Yorgunca gülümsedim.
"Söy-le-mem"
Dedim
"Tamam ipucu ver sadece"
Dedi
"Olmaaz! Çok yakında öğreneceksin zaten sevgilim"
Dedim
Jimin oflayarak yanıma uzandığında bacağımı üstüne atıp kolumu karnına sardım.
"Bana bir hikaye anlatsana"
Dedim
"Hmm...çok çok önceden kasabanın birinde yakışıklı, kaslı ve zengin bir adam yaşarmış-"
"Jimin! Mütevazılığını kenara bırakarak anlat lütfen"
Dedim, Jimin gülümseyerek kollarını bana sardı.
"O adam kasabanın en güzel kızıyla şans eseri karşılaşıp ona deliler gibi aşık oluyor. Tabii kızda ona karşı boş değil..."
Gözkapaklarım ağırlaşırken gözlerimi yavaşça kapattım. Oysa hikayenin sonunu duymak istiyordum. Jimin'in saçlarımın arasında gezinen parmakları uyanık kalmam adına bana hiç yardımcı olmuyordu.
