Kedi(9.Bölüm)

38 4 0
                                    

Foxes - Let Go For Tonight ile okuyun...

İYİ OKUMALAR!...



Serenay'ın Ağzından;


Boku yedim. Cidden korkuyorum ve oradaki ses çıkaran şeyi çok merak ediyorum. Zaten küçüklükten ruhani varlıklardan ve karanlıktan korkmuşumdur. Ama siyahı çok seviyorum o ayrı bir şey. Şafak yapmamış olabilir, çünkü gülmüyordu. Suratımın çok komik gözüktüğüne eminim. Şafak ''Hadi git bak.'' dedi. Benden gidip bakmamı mı bekliyor ? Daha çok bekler. ''Çok beklersin, erkek olan sensin.'' dedim. Gülerek ''Sende kızsın, ben senin kız olduğunu dile getiriyor muyum ?'' dedi. Haklı olabilir ama çok korkuyorum. Gitmemi bekleyemez. ''Korkuyorum ve gitmeyeceğim.'' dedim. Şafak ''Doğrusu bende korkuyorum. Ne yani, erkekler korkamaz mı ?'' dedi. ''Korkabilir tabii, ama ben gitmeyeceğim bunu bil.'' dedim. Kafa sallamıştı, diyecek bir şey kalmamıştı. Hava almaya ihtiyacım var, içimi bir şey sıkıyor gibi hissediyorum. Odadaki cama doğru ilerledim ve camı açıp derin bir nefes aldım.


Camı açık bırakıp yatağa oturdum. Şafak aniden arkasına dönmüştü. Kapının orada bir şey görmüş olmalıydı. Gözlerimi sıkıca kapatmıştım. Sadece ormandan gelen sesler duyuluyordu. Şafak'tan ses gelmiyordu. Bir şey olmuş olabilir. Yavaşça gözlerimi açtım ve karşıma gördüğüm manzara 'elinde bir kedi tutan Şafak' oldu. Ne yani, o tıkırtı yapan kedi miydi ? Boşu boşuna kendimden geçmişim. Ama kedi çok şirin bir şeydi. Siyah, gözleri yeşil olan bir kediydi. Tanıdığım, bildiğim kadarıyla insanlar siyah kedileri pek sevmez. Şimdi siyah kedilerin diğer kedilerden farkı ne ? Sadece rengi farklı. Kötü şans ve benzeri şeyler getirdiği felan yok. Onlar da bir kedi ve diğer kedilerle aynı muameleyi görmeliler. Neyse, içim çok rahatlamıştı. Şafak'ın elinden kediyi aldım ve kucağıma koydum. Şafak ''Korkmadın mı ?'' dedi. ''Kediden mi ?'' dedim. Şafak gülerek ''Evet.'' dedi. Gülünecek bir şey yok ki. ''Kediden korkmadım. Neden korkayım ? Normal bir kedi işte.'' dedim. ''Siyah kedi sana uğursuzluk getirir, ver şu kediyi.'' dedi. Sinirle ''Ne uğursuzluğu ? Bu da normal bir kedi. Bana veya sana ne zararı olabilir ki ? Hem kediyi versem ne yapacaksın ?'' dedim. Normal bir şekilde ''Dışarı atacaktım.'' dedi. ''İzin vermezdim ki. Sana ne zararı var ?'' dedim. Biraz bekleyip ; ''Kedileri sevdiğini biliyorum.'' dedi. Bana inat yapmaya çalışmış demek ki. Gözlerimi kısarak ''Nereden biliyorsun ?'' dedim. Gülerek ''Sizin eve girmiştim ya, dolabında kedili bir kazak görmüştüm. Ayrıca bileğinde kedili bir bileklik var. Salak değilim.'' dedi. Gülerek ''Doğru tespit.'' dedim. Kedi saf saf etrafına bakıyordu. İlk defa gelmemiş herhalde. Şafak ''Git kediye yiyecek bir şeyler getir.'' dedi. Hızlıca ''Ben bu saatten sonra hava aydınlanana kadar bu odadan çıkmam ve gidersem kediyi dışarı atacaksın, git sen hazırla.'' dedim. Gülerek kediyi kucağımdan aldı ve yastığın üzerine koydu. Tırnaklarını yastığa geçirip duruyordu. Herhalde rahat bir yer olduğu için orada uyuyacaktı. Şafak'a dönerek ''Neden kucağımdan aldın ?'' dedim. ''Çünkü kediye yemek hazırlayacaksın.'' dedi. Kolumdan tutarak kapıya götürmeye çalışıyordu. Ben ise direnmeye çalışıyordum. Cidden çok güçlü. Tek çarem kendimi yatağın diğer tarafına atmaktı. Elini ısırdım ve kendimi atabildiğim kadar yatağın üzerine attım. Ardından kendimi yuvarlanarak yatağın sol, yani boş olan tarafına attım. Şafak gülerek ''Sanki gelemeyeceğim.'' dedi. Yatağın etrafında dolanarak ayağımdan çekmeye çalıştı. Yerden tutunmaya çalışıyordum. Artık yatağın yorganına tutunacağım ya. Diğer ayağımla eline vurmuştum. Bırakmak zorunda kalmıştı. Eline bakıyordu. Acımış olabilir. ''Ağzına-, neyse bir şey demeyeceğim.'' dedi. Gülerek ''Terbiyesiz.'' dedim. Kalbim hala hızlı atıyordu. Çünkü sevdiğim erkekle aynı yerde duruyordum. Kim mutlu olmazdı ki ? ''Ne! Belki ağzına tüküreyim diyecektim, olamaz mı ?'' dedi. ''Olabilir.'' dedim. Yavaşça ayağa kalktığımda hızla eğilip bacaklarımdan havaya kaldırarak omzunun arkasına atmıştı. Bacaklarımı durmaksızın sallıyordum. Yüzüne gelir umarım. Ben burada küçük çaplı kalp krizleri geçiriyorum, o hala benimle uğraşıyor. Bağırarak ''Bacağına tüküreyim! Az dur lan!'' dedi. Ben de bağırarak ''Bırak o zaman!'' dedim. Kendimi yere doğru çekmeye çalışıyordum. Belki pes edip bırakır. Döndürmeye başlamıştı. Başımın döneceğini sanıyordu. Ahh! Kafamı duvara vurdum! Yani vurdurdu. Cidden acıyor ve sert geldi. ''Ne yapıyorsun! Canım yanıyor!'' dedim. Gülerek ''Zaten acısın diye yaptım.'' dedi. Yavaşça yere bıraktığında kafamı tutuyordum. Tahminen hepiniz bu acıyı tatmışsınızdır. Ya kafanıza bir şey fırlatılmıştır, ya da kafanızı bir yere vurmuşsunuzdur. Kafam cidden acayip şekilde acıyor. Uyuştu ve şişmiş gibi hissediyorum. Umarım şişmiştir de vicdan azabı çeker. Pek vicdan azabı çekeceğini düşünmüyorum ama olsun. Duvardan tutunarak yavaşça ayağa kalktım ve kapının karşısında olan aynaya doğru gittim. Aynaya baktığımda alnım kızarmıştı ve biraz şişlik vardı. Şafak yanıma gelmişti. ''Tamam ya ben almaya gidiyorum, gelirken buz da getiririm.'' dedi. Bir şey demeden kafamın şiş yerine dokunup duruyordum. Yavaş adımlarla kedinin yanına geldiğim de kedi korkmuş gibi etrafa bakıyordu. O kadar sesten korkması normal aslında.



Bir kaç dakika sonra Şafak elinde bir tepsi ile gelmişti. Kedi 'miyavlamaya' başlamıştı. Şafak tepsiyi yatağın üzerine koyduğunda kedi titrek adımlarıyla tepsiye doğru ilerlemişti. Cidden kedileri aşırı derecede seviyorum. Şafak tepsiden buzu aldı ve bana verdi. Buzu sadece elimde tutuyordum. Ona ne yapacağımı biliyorum ben.


Buzu hala elimde tutuyordum. Şafak ''Aptal mısın ? Başına koysana buzu.'' dedi. Duymamış gibi davranacaktım. Bir şey demeden ve yapmadan suratına bakıyordum. Hızla yanıma geldi ve buzu elimle beraber alnıma koymaya çalıştı.


Bir kaç defadır aynı şeyi yapıyor ama elimi tekrar düşürüyordum. Tekrar hızlı adımlarla kedinin yanına gittiğinde buzu tam kafasına fırlatmıştım. 'Tık' sesi çıkmıştı. Cidden suratı görülmeye değerdi. Gülme krizine girmiştim ve burnumdan sevgili 'domuzcuğumun' sesi çıkmıştı. Bu yüzden etrafımda birileri varken gülmeyi sevmiyorum. İstemsizce 'domuz' sesi çıkıyor. O da gülmeye başlamıştı. Ama bu ses herkeste çıkabilir. Normal bir şey, ilk defa duymuş olamaz. Sinirle ''Ne ya! İlk defa mı gülerken domuz sesi çıkan bir kız görüyorsun ?'' dedim. Gülerek ''Hayır ama senden çıkmasını beklemezdim.'' dedi. Sıkıntılı bir nefes verip ''Neden ? Benim ne özelliğim var ? '' dedim. ''Bilmem.'' dedi. Bir şey demeyi planlamıyordum. Gözlerimi kediye kaydırdığımda hala süt içiyordu. Şafak'a dönerek ''Hadi git, ben uyuyacağım.'' dedim. Gülerek ''Bu saatte nah uyursun, okulda uyu. Bundan sonra da korkudan uyuyamayacağım belli.'' dedi. Tip tip bakarak ''Işık açık uyurum, git başımdan.'' dedim. ''İyi, öyle olsun. İyi geceler.'' dedi ve kediyi alarak kapıya doğru gitti. Tam gidecekken ''Dur! Kedi bende kalabilir.'' dedim. Bana dönerek ''Yok ya, sen gece korkarsın.'' dedi ve hızlı adımlarla odadan çıktı.



Biliyor musunuz ? Aslında burada kalırken fazlasıyla rahatsız oluyorum. Başkasının evindeyim ve kendi evim gibi davranmaya çalışıyorum. Ama yapamıyorum. Çok zor bir durum...



SABAH

Bu sefer alarm ile kalkmamıştım. Şafak uyandırmaya gelmişti. Şafak ''Hadi kalk! Okula gideceğiz!'' dedi. Telefonumu elime alıp saate baktığımda saat henüz 5:30' du. Sinirle ''İyi misin sen ya! Saat daha 5:30! 1 saat daha var!'' dedim. Gülerek ''Geri zekalı! Buradan okula uzun yol var! Erken çıkmamız lazım, çabuk hazırlan 2 saat seni bekleyemem.'' dedi ve odadan çıktı. Uyuşuk adımlarla tuvalete doğru gittim.


Özel işlerimi halleder halletmez Şafak'a ''Kıyafetim olmadan nasıl gideyim okula!'' dedim. Kahkaha attı ve kucağıma bir çanta fırlattı. ''Kıyafetlerin burada.'' dedi. Hızlı adımlarla odama girdim ve çantayı açtım. Üzerinde 'book' yazan kısa kollu koyu yeşil tişörtüm ve siyah pantolonum vardı.


Hızla giyindim ve aynanın karşısına geçip saçımı topuz yaptım. İlk defa bu kadar hızlı hazırlandığıma yemin edebilirim. Çantamı, telefonumu ve kulaklığımı alıp Şafak'ın yanına geldim. Şafak ''Şu suratla okula mı gideceksin ?'' dedi. Kızardığıma eminim. ''Alnın şiş, gidene kadar buz tut.'' dedi. Bir an çirkin diyecek diye korkmuştum.

Gözlerini KapatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin