Kavga

127 8 2
                                    

Karanlık bir odadayım.Işık yok,üzerimde hayal kırıklığımın kanı.Ben kim miyim?Ben yerdeki toprağım,ben denizdeki suyum, ben gökteki bulutum.Ben Ey-

Kabusumdan uyandırıldım.Beni uyandıran Kerem oldu.Kerem benim;kocam,karnımdaki çocuğun babası,biriciğim...

-Eylül,aşkım iyi misin?

-Kerem,aşkım!?

-Efendim birtanem,neyin var.

-Bir şeyim yok,iyiyim.

-Sayıklıyordun...

-Merak etme,sorun yok aşkım.

-Peki meleğim.

Kerem ile yaptığımız kısa konuşmanın ardından telefonumun çalması ile irkildim.Arayan Elaydı.Benim en yakın arkadaşım.Bu saatte niye arıyordu ki?

-Alo,Ela?

- ...

-Ela cevap ver!Alo?

- ...

-İyi misin?Alo?!

Cevap vermeyince ben de telefonu kapattım.O bizim bir blok ötemizde oturuyordu.Evler villa şeklindeydi.Apar topar aşağı inip Elaların evine gittim.Eve geldiğimde zile bastim.Biraz bekledikten sonra kapı açıldı.Kapıyı açan kocası Yiğit'ti.Hiç de uyuyor gibi bir halleri yoktu.Sanırım yanlış bir zamanda gelmiştim.

-Eylül,hayırdır bu saatte?

-Ya Ela beni aradı,telefonu açtım ama cevap gelmedi?!

O zaman Ela geldi ve;

-Canım kusura bakma,telefonum bozuk.Kendi kendine arıyor.Rahatsız ettiğim için özür dilerim.

-Sorun değil tatlım.Ben de özür dilerrim.İyi geceler.

-Sana da,bebişe iyi bak.

-Peki,tamam tatlım.

Diyip göz kırptım.Eve geldiğimde Kerem biriyle konuşuyordu.

-Peki o zaman yarın görüşürüz.

- ...

- Size de iyi geceler.

Dedi ve kapattı.Ona "Arayan kimdi?" dediğimde geldiğimi yeni anlamıştı.

-Hiç kimse aşkım,yarın şirkette toplantı var da.

-Hımm,peki o zaman.

diyip yanağına öpücük kondurdum ve yatağa yatıp uyuduk.Sabah uyandığımda Yiğit telaşlıydı.

-Günaydın. dedim yattığım yerden. Aynı anda elimle gözümü ovuşturuyordum.

-Mavi gömleği nereye koydum.Bulamadım.Yoksa ütülemedin mi!? diye bağırınca

-Dolapta,görmüyor musun?!

diyip arkamı döndüm.Acelesi vardı ama bana niye bağırmıştı?

Bana görüşürüz demeden gittiğini kapı sesinden anladım.Kırılmıştım.Bana niye böyle davranmıştı?

Telefonumu alıp Ela'yı aradım.

-Ela ben bu gün hastaneye gelmeyeceğim.

-Canım sen iyi misin?Sesin iyi gelmiyor,sen ağladın mı?

-Merak etme,sadece Keremle bir sorun yaşadık,önemli bir şey değil boş ver.

-İstediğin zaman anlatabilirsin. Seni dinlerim

-Biliyorum canım

Telefonumu kapattıktan sonra yatakta ayaklarımı çekebildiğim kadar karnıma çekik bir şekilde ağlamaya başladım.Ahh şu hamilelikteki duygu değişimleri yok mu?..Ardından Kerem'e;

------------------------Kerem sabah bana niye öyle davrandığını bilmiyorum ama beni gerçekten çok kırdın.

------------------------ İki dakika geçmeden Kerem'den mesaj geldi.Toplantıda değilmiydi,nasıl hemen cevap verdi.Bilmediğim şeyler vardı,su üstüne çıkması gereken ama benim bilmediğim...

------------------------Evde konuşuruz!

------------------------Tekrar mesaj atmadım.Aşağıya inip kendime kahve yaptım ve salondaki koltuğa yayıldım.Kerem gelene kadar evde yapmadığım iş kalmadı.Sonunda eve geldiğinde oturma odasına geçip konuşmaya başladık.

-Kerem,niye öyle davrandın.Hiç bir sebep yoktu.

-Off Eylül,illa bir şey olması mı gerek?Her şeyi büyütüyorsun!Sıkıldım artık! neredeyse fısıltıyla "Seninle ilişkiye bile giremiyoruz.Hamilesin diye dünyanın en hassası sen misin?" Dediğinde gözlerim dolmuştu.Beni tersliyordu.Anlayamadığım,telefon konuşmasından sonra böyle olmuştu.Gece uyurken uyanmıştım.Bana bakıyordu,ama hem acıyarak hem nefretle hem de donuk bir bakıştı.Ona gülümsemiştim ama gözlerini kaçırarak diğer tarafa dönmüştü.Her neyse ona;

-Benden mi sıkıldın?

Diye sordum.Biraz bekledi...

-Evet.Senden,bu evden,her şeyden!

Dedi.Odayı terk edip banyoya girdim.Küveti doldurmaya başladım.Daha küvet dolmadan evden gitmişti.Ne olmuştu ona?Küveti doldurdum ve gözyaşlarım ıslanmış suratım ile birlikte akmaya başladı.Elim karnıma gitti.Çocuğum umarım sağlıklı olurdu...Küvetten çıkıp duşa girdim.Dış aldıktan sonra gebelik haplarımı içtim ve çorba yaptım.Yanına salata da yapmıştım.Oturup Kerem'i bekledim.Gelmeyince kayın validemi ve kayın pederimi atayıp onlara sordum.Onlar da ayrı yaşıyorlardı.Her neyse,üç gündür ikisi de konuşmamış Kerem ile.En son acıktığım için tek yedim,bulaşıkları makineye yerleştirdim.Tam merdivenlerden kitap okumaya çıkarken üçüncü basamakta kapı açıldı ve Kerem'i gördüm.Yüzüne bile bakmadan yukarı çıktım.O da zaten bir şey demedi.Gece telefonuna bakacaktım.Bunları düşünürken ayağım takıldı ve merdivenlerden yuvarlandım.Kafam yere çarptı ve gözüm karardı.En son hatırladığım şey Kerem'in;

-Eylül!

Diye bağırmasıydı.

------------------------

Yazar notu:Sevgili okurlarımız(çok mesafeli oldu dsjsks)bu hikayeyi iki kişi yani en yakın arkadaşım ve ben yazıyoruz.Lütfen vote verin çünkü biz bu hikayeyi çoktan yazdık ve bir defter dolusu şey yazmışken bazı bölümler kayboldu ve baştan sona yine yazmak zorunda kaldık.Yani çok emek verdik.Boş derslerde,önemsiz derslerde hep yazdık hatta tenefüsler de bile.Neyse ayrıca anlamadığınız şeyleri veya beğendiğiniz/beğenmediğiniz şeyleri eleştirmenizi rica ediyorum.Lütfen bizi de anlayın.Sizi memnun etmek hiç de kolay değil.İlk bölümler sıkıcı ama sonraki bölümler ekşın(bunu bilerek öyle yazdık asdsgf)dolu olacak bu yüzden okumaya devam edin,bir bölüm Eylül bir bölüm Ela'nın ağzından olacak.Bu arada ilk bölümden gıcıklık gibi olacak ama 5 vote olduğu an yb gelecek sınır bu ama daha fazla da verebilirsiniz;-)

Neyse çok konuştum di mi assdgfh

Karanlık Gökkuşağım...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin