3.Bölüm

199 49 19
                                    

Ailemi kaybedeli bir ay oldu, onlarsız geçirdiğim bir ay. Ne kadar kötü? Bana bu bir ay bile çok gelirken yaşadığım süre boyunca onlarsız olmak, işte bu çok koyuyordu. Bir ay içinde değişen tek şey vardı, ben. Eski Hazal hiçbir zaman olamazdım artık. Herkes alıştığımı sanıyordu oysaki kimse benim neler his ettiğimi bilmiyordu. Şimdi, daha yeni keşfettiğim yerdeydim. Burası ormanın içinde kuytularda bir yerdi. Sessiz, sakin. Burada kendimden nefret etme seanslarımı tazeliyordum. Herkes kafasını dinlemek için deniz kenarını tercih eder ya da kafasını dağıtmak için bir şeylerle oyalanır. Bende ormanın en sonunda uçurum gibi bir yerde oturuyorum tek başıma. Burayı bir hafta kadar önce bulmuştum ve evden dışarı çıktığımda geldiğim tek yer burası oluyordu. Eskiden ormanları sevmezdim çok sakin gelirdi, hatta ormanlardan korkardım. Pikniğe gittiğimiz zamanlarda tek başıma hiçbir yere gidemezdim babamı ve annemi çağırır onları da peşimde sürüklerdim. Ormandan gelen hayvan sesleri ürkütürdü beni. Bazen de aşırı sessizlik. Ama artık orman bana sessiz gelmiyordu. Ormana gidince kafamdaki sesler ortaya çıkıyordu. Şimdi de olduğu gibi. Önceden uçurum kenarlarından hep korkardım, arabayla yanından geçerken bile gözlerimi kapatırdım. Şimdiyse oturmuş boş boş aşağıya doğru bakıyorum. Korkuyor muyum? Hiç. Buradan yanlışlıkla aşağı düşmekten korkuyor muyum? Kesinlikle hayır. Kendinden nefret eden bir insan ölümden korkmazdı herhalde. Evet, bir aydır nasıl bir aptal olduğumu düşünüp kendime olan nefretimi büyütüyorum. Benim gibi biri yaşamayı kesinlikle hak etmiyordu. Ama ne yazık ki yaşamaya devam ediyordum. Telefondan saate baktığımda, saatin 17.30 olduğunu görünce şaşırmıştım. Zaman burada çabuk geçiyordu. Eve gitmek için ayağa kalktım ve yürümeye başladım. Yerlerde yapraklar vardı bir sürü, üzerine bastığımda çıkan ses hoşuma gidiyordu, rahatlıyor gibiydim. Sanırım burası benim en sevdiğim yerdi ama mecburen geri dönmek zorundaydım. Gece ve Kuzey her zaman yanımda olmak isteseler de izin vermiyordum. Özellikle de buraya gelirken, sebepsiz bir şekilde buraya benden başka kimse gelmesin, bilmesin istiyordum. Sadece benim olduğum bir yer. Zaten geldiğim günden beri kimseyle karşılaşmadım ya da yere düşen herhangi bir şey, değişiklik yoktu. O yüzden benimsemiştim burayı. Kuzey'e beni alması için mesaj atmıştım ve ormanın çıkışına doğru yürümeye devam ettim. Bana kalsa eve kadar yürüyebilirdim, yürümek her zaman iyi gelirdi ama Kuzey'in kesin emri, beni illa ki almaya geliyordu. Biraz bekledikten sonra her gün farklı farklı kullandığı arabalarından biriyle gelmişti. Kapıyı açtım ve rahat koltuğa kendimi bıraktım. Kuzey yine konuşmaya çalışıyordu.

"Niye izin vermiyorsun oraya benim de gelmeme anlamış değilim be güzelim."

Bana küçüklüğümden beri güzelim ya da güzellik derdi. Sebepsiz bu kelimeden çok hoşlanırdım. Ama artık bir işe yaramıyordu, sıradan bir kelimeydi sadece.

"Yalnız kalmak iyi geliyor ya, o yüzden."

Kuzey'i sevmesem son zamanlarda söylediğim "sana ne" kelimesini kullanırdım ama ona böyle cevaplar verecek değildim. En azından üzülmesin diye biraz uzun cümleler kurmaya çalışıyordum.

"Sen nasıl istersen o zaman güzellik." Deyip. Yanağımdan bir makas aldı. Kuzey benim olmayan abim gibiydi. 19 yaşındaydı arada onu sinir etmek için abi derdim. Sevmezdi ona abi dememi ama bende sinir etmeye çalışır, uğraşırdım eskiden. Artık ne kimseyle konuşmakla uğraşmaya, ne de insanların söylediklerini dinlemeye gücüm, takatim kalmamıştı. Resmen ölümümü bekliyordum.

Eve geldik. Yemek hazırdı herkeste bir gülümseme vardı. Bir tek asık surat bendim sanırım. Masaya oturduk. Yemek yiyemiyordum artık. Midem istemiyordu sanki. Yediğim her şeyi kusar oldum. Ama yine de kimseyi üzmemek için oturup bir şeyler yiyordum. Amcamın sorusuyla kafamı kaldırdım,

"Neler yaptınız bakalım bugün?"

Kuzey ve Geceyle bir anlaşma yapmıştık. Ben hiç evden dışarı çıkmıyordum. Ama amcam endişeleniyor diye çıkacaktım. Onların gittikleri yerleri de bildiğimden hiç çıkasım gelmiyordu ama katlanacaktım. Onlarla beraber gidecekleri yere kısa yoldan gidelim derken yolu kaybetmiştik. İşte o zaman gittiğim ormanı bulduk. Benim gibi yolunun kimseye düşmediği, kıyıda köşede bir yerdi. Hemen onlara söyledim. Eğer beni dışarı çıkarmak istiyorsanız, siz giderken beni buraya bırakın sonra almaya gelirsiniz amcama da bizle beraberdi falan diye söylersiniz dedim. Önce kabul etmeseler de ikna olmuşlardı. Şimdi de amcama onlarla beraber olduğumu söyleyeceklerdi.

SON YAPRAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin