1.2

44 6 21
                                    

Güne gözlerime vuran güneş ışığı ve belime sıkıca sarılan bir çift kol ile başlamıştım. Kol? Belimdeki kolların izin verdiği kadarıyla o tarafa doğru dönerken yutkunmuştum. Jungkook?

Gözlerimi tekrar yumup çokta sarhoş olmadığım için dün gece gözlerimin önünde adeta bir şerit gibi akmıştı. Tanrım biz yatmıştık, biz dün gece birlikte olmuştuk.

Onu uyandırmamaya çalışarak kollarından kurtulduğum gibi yataktan kalkıp üzerimi giyerek ve kendime kısaca bir çeki düzen vererek fazla oyalanmadan odadan çıkmıştım. Dün sadece çakır keyif sayılırdım ve ben.. Ben bunu nasıl yapabilmiştim gerçekten aklım almıyordu. Hayranları olduğum ve onu ilk canlı gördüğüm andan itibarenden ondan deli gibi hoşlandığım açık ve netti, bunu asla inkar etmeyecektim fakat dün o sarhoşken birlikte olmuştuk. Bunu o isteyerek mi yaptı sarhoşluğun verdi hissiyatla mı yaptı bilemeyecektim.

Gelen asansör ile hızlıca binip lobi katının düğmesine bastıktan sonra aklıma gelen telefonum ile küçük çantamdan çıkarıp kontrol ettim. Bay Oh ve kızlardan gelen birkaç arama ve mesaj varken hepsini okumak istemediğim için direk Bay Oh'un mesajına tıkladım. Bugün öğlen 12.00 da şirkette olmamız gerektiğini,fikstürün açıklandığını ve bu yüzden artık sıkıca pratiklere başlamamızı istediğini söylüyordu.

Asansörden inip otelden çıktığımda kenarda bekleyen taksilerden birine binip evimin adresini vererek camdan dışarıyı izlemeye başlamıştım. Dün gece olanlar tekrardan aklımda canlanırken istemsiz bir şekilde elimi boynuma çıkarıp öptüğü yerlerde parmaklarımı dolaştırdım. Tanrım gerçekten bundan sonra ne yapmak gerektiğini bilmiyordum, ben ondan deli gibi etkilenirken hatta hoşlanırken bunlar karşılıksız mıydı yoksa o da bir şeyler hissediyor muydu? Artık daha fazla düşünmemek için kafamı iki yana sallarken çalan telefonumu arayana dikkat etmeden açmıştım.

"Günaydın kızım." Ah babamdı...

"Günaydın baba."

Sesimi olabildiğince normal tutmaya çalışıyordum, yoksa babam en ufak bir tını değişiminden dahi bir sorun olduğunu anlayabilirdi.

"Sabah sabah rahatsız ettim güzelim fakat annen son birkaç gündür sırt ağrılarından şikayetçi olduğunu söylemişti, bugün en seyrek günün diyebilirim. Bana uğrar mısın?"

" Ah babacım, öğlen gibi şirkette olmam gerek malum turnuva tarihleri vs açıklandı. Pratikler çok sürmez aslında, çıkışta gelsem?"

"Tamamdır, senin için 15.30 saatini ayarlıyorum. Görüşürüz bebeğim."

"Görüşürüz."

Telefonu kapatırken baş parmağım ile alnımı hafifçe kaşıdım. Taşınma sürecim başladığından beri sırt ağrım da başlamıştı fakat son birkaç gündür ara ara olsa dahi dayanılmaz hâle gelmeye başlamıştı,annemin babama bahsetmesi çok iyi olmuştu.

Taksinin durması ile camdan dışarı baktığımda tanıdık apartman ile karşılaşmıştım. Çantama attığım nakit paraları -ki sanırım tutan ücretten biraz fazlaydı- adama uzatıp bir şey demesine fırsat dahi vermeden inmiş ve apartmana girmiştim. 15.katta olan asansörün düğmesine basıp beklerken tekrardan çalan telefonum ile bu sefer arayana bakmayı akıl edebilmiştim.

Sooyoung abla arıyor.. 

"Efendim abla?"

"Dün aniden nereye kayboldun ya da neredesin diye sormayacağım, iki saat içinde hazır ol gelip seni alacağım."

Cevap vermemi beklemeden telefonu suratıma kapatmıştı, gözlerimi anın verdiği şaşkınlık ile kırpıştırırken gelen asansöre binip dairemin olduğu katın düğmesine basarken saate bakmıştım, 09.30 du ve hazırlanmam için 2 saatim vardı. Derin bir nefes alıp başımı asansör duvarına yaslarken sayıların akıp gittiği sayaca bakıp içimden saymaya başlamıştım. Sonunda dairemin olduğu kata geldiğimde, asansörden inip hemen karşısında bulunan daireme adımladım. Kapıyı açıp, içeri girdiğimde ayakkabılarımı çıkarıp bir kenara atarak odama geçtim. Çantamı yatağa bırakırken aynadan bedenimi süzmeye başlamıştım. Dün gece toplu olan suçlarım şuan dağınık ve salıktı, giydiğim elbise oldukça kırış kırışken boynumda ve köprücük kemiklerimde onun oluşturduğu moruklar vardı.

Idol But Gamer Love || JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin