0.4

73 7 10
                                    

Dördüncü bölüm ile herkese merhaba!

-------

Uçakta yapılan anons ile birlikte aralamıştım gözlerimi. Yaklaşık 19 saat süren uçak serüvenim bitmişti. Her ne kadar yolculukları sevsem de bu yolculuğu tek başıma yaptığım için oldukça sıkıcı geçmişti.

Yerimden kalkıp sırt çantamı alarak uçaktan inmiş bavulumu almak adına Icheon havaalanına doğru adımlıyordum. İçeriye girip bavulumu almak için beklerken bir robot edasıyla kendimi Korece konuşmaya ayarlıyordum resmen. Bu kocaman ülkeye ara ara özel günler dışında hiç gelmemiş olsam da babam memleketim olan bu ülkenin dilini öğrenmem için oldukça çabalamıştı ki iyi ki yapmıştı diye düşünüyordum artık zamanında ne gerek var diye isyan etsemde.

Sonunda bant(?) gibi yerde yanıma aldığım orta boy bavulumu alıp çıkışa doğru adımladım. Yüksek ihtimal bugün veya yarın eşyalarım evimde olacaktı. Annemlerle yaşamayı istemediğim için onlara çok yakın bir siteden bu sefer 3+1 bir daire satın almışlardı bana. Lakin evime yerleşmeden önce özlem gidermek adına bir kaç gün aile evimde kalacaktım. Ailemi gerçekten çok özlemiştim.

Havaalanından çıktığımda bir süre etrafıma bakındım. Babam beni alacağını söylese de şuanlık asla etrafta gözükmüyordu. Derin bir nefesi içime çekip bavulumu büyük kolanlardan birine yaslayıp üstüne oturarak etrafıma bakıyordum. Koşturan insanlar komiğime gitmiş olacak ki yüzümdeki anlamsız gülüşle izliyordum koşturmalarını.

Sonunda önümde duran tanıdık araba ile içime dolan tatlı heyecanla yerimden aniden kalkıp, arabasından inip bana doğru gelen babama koşarak sıkıca sarılmıştım.

"Maja'm!"

Kalın,boğuk ve neşeli sesiyle konuşan babam bana sımsıkı sarılırken gözlerim dolmuştu. Gerçekten... Çok özlemiştim onu.

"Babacım!"

Sıkı kucaklaşma faslımız bittiğinde babam benden ayrılmış yanaklarıma ve alnıma kocaman öpücükler bırakırken gülümseyerek onu izliyordum.

"Tanrım! Benim güzel Eva'm görmeyeli çok çok güzelleşmişsin. Telefon görüşmelerimizden daha da güzelsin biriciğim."

Bana oyundaki adımla seslendiğinde kıkırdayıp parmaklarım üzerinde kalkarak yanaklarına öpücük kondurmuştum.

"Abartmayalım Junghyun-ie! Hala aynı kızınım."

Babamla bir süre ayak üstü şakalaşarak muhabbet ettiğimizde babam bavulumu alıp bagaja koyarken ön koltuktaki yerimi almış, emniyet kemerimi takıp arkama yaslanmıştım.

Babam arabayı çalıştırıp sürmeye başladığında radyoya uzanıp açmıştım. Açtığım gibi çalan BTS-Butter ile neşeyle arkama yaslanıp şarkıyı söylemeye başlamıştım. Babam bu halime gülerken o da bana eşlik etmeye başlamıştı. Yol boyunca bir çok BTS ve diğer grubun şarkılarını yüksek sesle söyleyerek geçerken evimizi görmemle yerimde kıpırdandım. Annemi göreceğim için içime dolan hüzünle dudaklarımı büzmüştüm. Aileme oldukça düşkün bir kızdım ve annemi 1.5 yılın üzerine canlı görecek olmak, sarılacak olmak bir garip hissetmeme neden olmuştu.

Sonunda babam arabayı park ettiğinde kemerimi çözüp arabadan hızlıca inmiştim. O sırada annem evin kapısını aralamış kollarını iki yana açarak ona sarılmamı bekliyordu. Gözlerim dolarken koşarak annemin sıcacık kollarına atmıştım kendimi.

"Maja... Benim güzel kızım."

Annem başını saçlarıma gömüp kokumu içine çekerken gözlerimfen firar eden bir damla yaş ile ikimizde gülümsemiştik. Birbirimizden ayrıldığımızda annemin yanaklarına ufak ufak öpücükler bırakmıştım.

Sonunda annemi incelemek aklıma geldiğinde giydiği beyaz elbise içerisinde ne kadar meleksi gözüktüğünü düşünüyordum.

"Eh, burada dikilmeyi planlamıyorsunuzdur umarım hanımlar."

Babamın sesiyle birlikte kendime geldiğimde annem koluma girmiş tatlı bir heyecanla beni oturma odasına doğru çekiştiriyordu. Sonunda salona geldiğimizde sırtımdaki sırt çantamı tekli koltuğa resmen fırlatıp üçlü koltuğun tam ortasına oturarak iki yanımı pat patladım. Mesajı alan ailem hızla yanıma kurulurken sıkı bir aile kucaklaşması gerçekleştirmiştik.

"Tanrım,küçük kızımıza sonunda kavuştuk. Anlat bakalım bebeğim bizden ayrı geçirdiğin süre içerisinde neler yaptın?"

Arkama yaslanıp fazla beklemeden annemin sorusunu cevaplamıştım.

"Pek farklı bir şey yapmadım anne. Ofisle ev arasında mekik dokumam dışında sadece sınavlarımı verip mezun olmak için okula gidip geldim. Gerisi tamamen aynıydı."

Dudaklarımı büzüp maraton gibi geçen 1.5 yılım gözlerimin önünden film şeridi gibi geçmişti. Babam çalan telefonu ile ayağa kalkarken annemle birlikte yalnız kalmıştık.

"Eh, hayatına yeni birileri de mi eklenmedi?"

Annem gülümseyerek sorusunu sorarken gözlerimi devirmeden edememiştim. Bahsettiği bir sevgiliydi.

"Hayır anne. O kadar yoğundum ki buna fırsat dahi ayıramadım."

Annemle bir süre daha laflarken babam gelmiş,hastanede bir sorun olduğunu ve erken geleceğini belirterek çıkıp gitmişti.

Annem mutfağa girip bana bir şeyler hazırlarken odama çıkmış, sonunda açmayı akıl edebildiğim telefonuma gelen mesajları okumaya çalışıyordum. Lakin bildirimler o kadar fazlaydı ki telefonum kasmaya dahi başlamıştı.

Mesajlarımı kontrol etmeyi sonraya bırakarak telefonu yatağımın üzerine bırakmış, üzerimi hızla çıkararak banyoya girip güzel bir duş almıştım.

Banyodan çıkıp üzerime bornozumu geçirerek ayna karşısına geçip saçlarımı olabildiğince hızlı bir şekilde kurutarak odaya gelmiştim.

Üzerimi giyinmeden yatağa oturmuş,telefonumu alarak Sombra'nın kurduğu gruba girerek mesajlara hızla göz gezdirmeye başlamıştım.

Kısaca benim gelmemden,takımın daha da iyi yerlere geleceğinden ve yarın yeni ofise yerleşeceğimizden bahsediyorlardı.

Yeni bir ofis mi? Bundan gerçekten haberim yoktu işte. Acaba mail atılmış mıdır diye düşünürken hesabıma girip mailleri kontrol etmeye başladım.

Gözüme çarpan mesaj ile yutkunup üzerine tıkladım.

Kimden: Hybe Ent.

"Sizleri aramızda görmekten oldukça memnuz olduğumu belirtir,yeni sezonunuzda başarılar dileriz."

Ne yani biz şimdi Hybe bünyesinde miydik?

Tam o sırada gelen bildirime baktım.

Eul: Ne yani BTS ile aynı şirkette miyiz artık?

Idol But Gamer Love || JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin