"Uçağı saat sekizde mi kalkacakmış?" Baekhyun yaşadığı gerginlikten sonra hastaneden hemen ayrılamamış, kendini doktorun odasından attıktan sonra koridorun sonundaki bekleme koltuklarına oturmuştu.
Odadan çıktığında vücudu titriyordu ve uzun süre ayakta durabilecek gibi hissetmiyordu. Şimdi ise daha iyiydi ve hiç değilse sakinleşmişti.
Ama buradan ayrıldıktan sonra Chanyeol'un yanına gittiğinde ne diyecekti hiç bilmiyordu. Saat şu an dörttü ve yetişebilir miydi onu da bilmiyordu. Chanyeol'un gideceğini duyurdukları havaalanı en az iki buçuk saatti ve Baekhyun'un bir an önce yola çıkması lazımdı.
Ama oraya vardığında Chanyeol'a ne demeliydi hiç bilmiyordu. Resmen tükürdüğünü yalıyordu ve bu yüzden de morali çok bozuktu. Böyle olacağını bilemezdi tabii ama olan olmuştu. Chanyeol'un tek bir suçu bile yoktu. "Gerçekten ne yapacağımı bilmiyorum.." diye mırıldandı bakışlarını yere çevirirken.
Birkaç dakika öylece oturdu ve yeri seyretti, bu birkaç hafta içerisinde o kadar çok şey olmuştu ki Baekhyun bu durumdan çok sıkılmıştı artık. Olaysız bir hayat yaşamak istiyordu, normal bir öğrenci gibi üniversiteye rahat rahat gitmek istiyordu ama Yeri'nin yaydığı fotoğraflar yüzünden okuldaki belli bir kitle ondan nefret ediyor sürekli zorluk çıkarıyordu.
Baekhyun artık her şey bitsin istiyordu, eski yaşamına dönmek istiyordu. Sanırım bunun için de şu an oturmak yerine harekete geçip Chanyeol'a ulaşması gerekiyordu. Onu düşününce bile yüreği sızlıyordu ve onun bir yalanla yaşayıp hayatını kendine zehir etmesini, her gününü geçmişinin pişmanlığıyla geçirmesini istemiyordu.
Ve önemli birkaç nokta daha vardı, Chanyeol JSCX grubuna geri dönmeliydi. Onsuz grup eksikti ve uzun süre devam edemezlerdi, onlar Chanyeol'un dostlarıydı. Baekhyun bu düşünceye tutunup olduğu yerden kalkacak gücü buldu kendinde.
"Havaalanına gitmeliyim." mırıldanıp harekete geçti ve asansöre doğru koşmaya başladı. Asansöre yaklaştığında birinin binmiş olduğunu ve asansörün kapısının kapanıyor olduğunu gördü. "Durdurun lütfen!" diye bağırdı koşarken. Şansına asansöre ulaştığı an asansörün kapısı kapandı.
Baekhyun tam küfür etmeye hazırlanıyordu ki beklemediği bir şey oldu ve asansör kapısı geri açıldı. Baekhyun şaşkınlıkla içeri baktığında kendisine yardımcı olan doktoru gördü. Doktor ona içeri gelmesini işaret ettiğinde Baekhyun hızlıca asansöre bindi ve gideceği katı tuşladı.
"Nereye bu aceleyle?" dedi doktor meraklı bir şekilde. Baekhyun başını eğdi "Havaalanına yetişmem gerekiyor." dedi.
"Ciddi misin? Ben de iş seyahatinden dönen eşimi almak için havaalanına gidecektim. Bu yüzden erken çıkmıştım." Baekhyun şaşkınlıkla doktora baktı, aynı havaalanına gidip gitmediklerini öğrenmek için kadına havaalanının ismini söyledi ve kadın başıyla onu onayladı.
"Araban var mı?" diye sordu doktor hemen ardından. Baekhyun ise olumsuz anlamda başını salladı, arabası yoktu bu yüzden sürüne sürüne gitmek zorunda kalacaktı.
Tam o sırada asansör durdu ve önden doktor çıkarken hemen arkasından da Baekhyun çıktı. "Hadi gel benle." dedi kadın güneş gözlüğünü gözüne takarken, bir yandan da çıkışa doğru yürümeye devam ediyorlardı. Kadının söyeliği şeyin üstüne Baekhyun adımlarını hızlandırıp kadına yetişti. "Bunu cidden benim için yapar mısınız?"
"Özel olarak yaptığım bir şey yok ki, zaten oraya gidecektim." dedi kadın ikisi beraber çıkıştan geçerken. Baekhyun şu an şanslı oluşuna şaşırıyordu, böyle bir şey nasıl olabilirdi? Tesadüflerin en iyisini yaşıyordu şu an.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gitarist | ChanBaek
Short StoryBaekhyun çok sevdiği müzik grubunun gitaristi olan Park Chanyeol'a 'nasıl olsa bakmaz' diyerek mesaj atıyordu. Şans da buydu ya, Park Chanyeol'un o mesaj kutusuna giresi tuttu. Texting ⋆ 04.09.22