Clara son robotuda hallettikten sonra gülümsedi. Bu işte fazlasıyla iyiydi.
"İyi işti abla." Clara kulaklığından gelen erkek kardeşinin sesiyle birlikte alt dudağını dişledi.
"Sağol tatlım. Biliyorsun işim bu." Büyün işin bittiği emin olmuştu. Gitmek için arkasını döndüğünde yüzünde derin bir açı hissetti. Yüzünde hissettiği acı ile geriye doğru sendeledi. Elleri burnuna götürdüğünde hissettiği sıcaklık ile yüzünü buruşturdu, kesinlikle burnu kırılmıştı. Başını yerden kaldırdığında karşısında gördüğü kişiyle birlikte kan beynine sıçradı.
"Beni özledin mi Clara Elizabeth Bloss?" Adamın sinsi gülümsemesi ile Clara hızla belinde ki silahı adamın alnına doğrulttu.
"Aşağılık herif! Seni hayatımda istemediğimi kaç kere söyleyeceğim Daniel!" Daniel genç kadının alnına yasladığı silaha karşı iki elini de havaya kaldırdı.
"Sakin ol Blackstrom." Daniel'ın sinsi ve sinir bozucu gülüşü ile Clara dişleri sıktı.
"Siktir git hayatımdan budala!" Daniel kaşlarını çattı.
"Benim olamıyorsan kimsenin olmazsın bebeğim, üzgünüm." Daniel hızla Clara'nın elinde ki silahı kavradı ve yere fırlattı. İki parmağınıda genç kadının alnına dayadığında Clara gözlerinin kapandığı hissediyordu. Vücudu isteği dışında çalışıyordu sanki.
"Abla! Abla cevap ver lütfen!" Kulaklığından kardeşi George'un telaşlı sesine bile cevap veremiyordu. Buz mavisi gözleri yavaş yavaş kapanırken altında bir deliğin açıldığı hissetti. Sonrası ise karanlıktı.
_________________________________
Clara gözlerini yavaş yavaş araladığında başka bir yerde olduğunu hissetti. Gözlerini sonunda bulanık olan görüntüyü netleştirdiğinde donakaldı. Şu anda kendisine meraklı gözlerle bakan altı göz vardı. Zırh giymiş bir adam, elinde kalkan olan bir adam, kızıl saçlı elinde silahları olan bir kadın, üzerinde değişik kıyafetleri olan ve elinde çekiç olan bir adam, elinde bir yay ve sırtında oklar olan bir adam ve son olarak diğerlerine göre daha normal görünen gözlükle ve önlüklü bir adam. Clara ona merakla bakan kişilerin arasından hızla fırladı ve belinde ki silahlarını onlara doğrulttu.
"Kimsiniz siz? Burası neresi?" Kalkanlı adam sakince öne çıktı.
"Dakin ol biz sana zarar vermeyiz."
"Nereden bileceğim!" Kızıl saçlı kadın kalkanlı aramın yanına geldi.
"Sadece kim olduğu merak ediyoruz." Zırh giyinen adam da tam onların sağına geçti.
"Evet. Yani tamda koca bir delikten zırhımın üzerine düşen bu kadın kim?" Clara kaşları çattı.
"Zırhının üzerine mi düştüm?"
"Elbette. Neyseki mükemmel zırhımda fazla bir hasar yok." Clara yavaşça silahları indirdi ve kostümünün beline yerleştirdi. Etrafına göz gezdirdiğinde burasının neresi olduğunu oldukça merak ediyordu.
"Neredi burası?" Kızıl saçlı kadın gülümseyerek cevap verdi.
"Burası Shield." Vlara siyah saçlarını geriye attı ve etrafı incleyemeye başladı.
"Peki siz kimsiniz?"
"Asıl sen kimsin?" Diye öne atıldı zırhlı adam. Steve onu durdurdu.
"Pekala ben Yüzbaşı Steve Rogers."
"Ben Natasha Romanoff."
"Clint Barton." Clara Clint denen adamın oklarına baktı. Kendiside yıllardır bunun eğitimini alıyordu.
"Okların güzelmiş Barton."
"Teşekkür ederim. Belki bir gün denersin. Tabii biliyorsan." Clara sahte bir kahkaha attı.
"Aklını başından alacak derece iyi biliyorum Barton." Clint sırttı. Bu kadın fazla iddalıydı. Çekiçli adam bir afım öne çıktı.
"Thor, Gök Gürültüsü Tanrısı. Asgard'tan." Clara gözlerini kıstı. Bir tanrı harika.
"Peki sen kimsin demir herif?" Clara kollarını göğsünde çaprazladı ve sarılı kırmızılı zırhı izlemeye başladı.
"Dahi, milyarder, zampara ve hayırsever Tony Stark." Clara tatmin olmuş gibi dudaklarını sarkıttı.
"Harikaymış." Steve kalkanı sırtına taktı ve konuşmaya devam etti.
"Sıra sende. Oeki sen kimsin?" Clara sıranın kendin gelmesine sevinmiş gibiydi.
"Clara Elizabeth Bloss. Kısaca Blackstrom."
"Blackstorm?" Clara arkasını döndü ve boylu boyunca dışarıyı gösteren cama baktı.
"Takımda ki adım." Steve anladığı göstermek için gülümsedi.
"Ağzının suyu aktı Amerika'nın poposu." Steve sinirle Tony'e döndü.
"Kes sesini Tony." Tony kıkırdadı. Clara ise ağız ucuyla gülümsedi. Amerika'nın poposu gerçekten harika bir lakaptı. Fakat artık asıl konuya gelmesi gerektiğini hissediyordu
"Burası tam olara neresi? Ben neredeyim?" Natasha konuşmaya başladı.
"Burası New york." Clara iki adım geri çekildi. Kendisi en son California'daydı. Elini kulağına götürdüğünde yerinde olmayan kulaklık ile kaşlarını çattı. Kardeşine nasıl ulaşacaktı? Aniden açılan kapılarla gözleri oraya döndüğünde refleks olarak ellerini yumruk yaptı. İçeriye tek gözünü bantlı, kel bir adam girdiğinde hâlâ elleri yumruk şeklindeydi. Adam yavaş yavaş ona yaklaştı.
"Sakin ol. Ben Nick Fury" Clara ellerini iki yana indirdi.
"Neler oluyor yoksa bunların hepsi bir oyun mu?" Nick başını iki yana salladı.
"Hayır değil henüz bizde ne olduğu anlamış değiliz ama eğer tahminimde ki şeyse fazlasıyla başımız belaya girebilir." Clara gözlerini kıstı.
"Seni şu anda 190 farklı şekilde öldürebilirim emin ol ki asla ama asla sorun olmaz, hatta her bir saniyede bu miktar artmaya devam ediyor." Nick başını iki yana salladı.
"Üzgünüm bu mümkün değil." Clara üzerindeki siyah bluzu düzeltti.
"Ben burada kalamam Fury." Nick anladığı belli etmek için başı aşağı yukarı salladı.
"Clara burası başka bir evren." Clara duyduğu cümleyle tekrar gözlerinin karardığını hissetti. O başka bir evrendeydi, herhangi bir yerde değil. Başka bir evrende.Aklıma fikir geldikçe kitap yazıyorum. Kesinlikle yıllardır aklımda olan bir kurguydu umarım beğenilir. İlk bölüm zevk ile sunar🖤🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Different Universe/Tony Stark
Science FictionAvengers kulesine başka evrenden açılan bir portal herkesin hayatını değiştirmişti. Clara Bloss bu portaldan gelen bir kadındı. Harika dövüş yeteneklerine sahipti. Kendi evreninde düşmanı Daniel tarafından 616 evrenine gönderildiğinde 6 kişi ile ta...