...
Yeonjun karşısında kahkaha atan çocuktan gözlerini çekemezken kendisine seslenilmesiyle ufak bir mırıltı çıkardı. Daha sonra onları umursamadan aklına gelen şeyi sordu direkt.
"Şu kim?"
"Kimden bahsediyorsun?"
Beomgyu Yeonjun'un baktığı yere bakınca kimi sorduğunu anlamıştı. Diğerlerini herkes tanıyordu ama mor saçlıyı doğru dürüst kimse tanımıyordu.
"Ha o mu? Lee Felix, yeni geldi."
"Yani ilk senesi? Kaç yaşında?"
"Aslında 21 yaşında. Psikoloji üçüncü sınıf öğrencisi kendisi. Nasıl geldi hiç bir fikrimiz yok. Biz Soobin'in dersleri iyi olmasına rağmen aldıramamıştık buraya."
Yeonjun onu umursamadan susması için elini hafifçe salladı.
"Soobin umurumda değil şuan. Bu çocukla tanışmam gerekiyor."
Yeonjun gözlerini ondan alamazken bu bakışların biri farkındaydı. Ve Yeonjun'un üstüne atlamamak için zor duruyordu kendini.
Taehyun göz devirirken Beomgyu'nun dudaklarına minik bir öpücük bırakıp o ortamdan ayrılmıştı.
"Yeonjun, sevgilin var. Saçmalama."
"Sadece eğlence ya. Niye kastın bu kadar?"
"Eğlence arıyorsan bunu sevgilinle yap. Ha onunla da yapmak istemiyorsan ayrıl. En azından onu aklınla bile aldatmadan bitir."
Beomgyu üzerlerinde ki bakışı hissedince o tarafa döndü. Keskin bakışların altında ezildiğini hissetti bir an. Hızla arkadaşına dönüp kafasını çevirdi zorla.
"Bana bak! Felix kimin sevgilisi haberin var mı senin?"
"Malın tekinin sevgilisidir kesin. Beni görünce onu bırakıp benim kollarıma gelir, eminim."
Beomgyu daha da uzatmak istemediğinden hemen konuya girdi. Daha fazla söylemezse arkadaşı Felix'e yavşayarak kendi sonunu hazırlayacaktı.
"Felix, Hyunjin'in sevgilisi Yeonjun!"
Yeonjun bir an Hyunjin'in kim olduğunu hatırlayamadı. Daha sonra arkadaşı ona arkasını gösterdi. Hyunjin'in keskin bakışları ona da ulaşırken sertçe yutkundu.
"Siktir! Ben az önce Hwang Hyunjin'in sevgilisine mi yükseldim?!"
"Aynen öyle yaptın!"
Fazla uzaktan gelmeyen sesle tekrar yutkundu. İki kere yutkunmasına rağmen boğazı yanıyordu.
"Şimdi o gözlerini eline vermeden siktiğimin okuluna gir!"
Beomgyu arkadaşının kafasına vurup okula soktu onu. Bütün bunlardan haberi olmayan Felix ise Jisung ile kahkahalarla sohbet ediyordu. Jisung durmadan Hyunjin'in küçüklüğünü anlatıp ortamı neşelendiriyordu.
Hyunjin bakışlarını okula giren bedenlerden çekip ağacın dibinde en yakın arkadaşıyla konuşan bedene döndü. Miniği ve arkadaşının bu kadar iyi anlaşması onu mutlu ediyordu. İkisini tanıştırmadan önce çok korkmuştu.
Ya Jisung ile arası bozulacaktı ya da Felix ile. Düşündüğü buyken ikili tanıştıkları anda çok iyi anlaşmıştı. Buna içten içe seviniyordu çünkü ikisinden de vazgeçemezdi.
Biri çocukluk arkadaşıyken diğeri aşık olduğu adamdı. İkisi içinde canından vazgeçebilirdi. Ki bu onun için hiç sorun olmazdı.
Yavaş adımlarla kahkaha atan ikiliye yürümeye başladı. Biraz daha Felix'in gülüşlerini görmek istiyordu çünkü. Felix çok sevecen bir insan olsa da kahkaha atmayı sevmezdi. Bunun sebebini söylemiyordu ama ailesi yüzünden olduğunu az çok tahmin ediyordu Hyunjin.