...
"Ben seni aylardır ararken sen burada mıydın?!"
"Bağırmayı kes Minho! Bu evde bir bebek var!"
"Evet bir bebek var! Aylardır benden gizlediğin bebeğimiz var!"
Felix sinirle dişlerini sıkarken gelen ağlama sesiyle Minho'nun yüzüne bakmadan hızlıca yukarı çıktı. Minik alfa bebeği uyanmıştı yüksek sesten dolayı.
Bebeğinin odasına girdiğinde beşikten kalkmaya çalışan bebekle güldü. Beş aylık bir kız olmasına göre çok çabuk hareketlenmişti, tabi bunda alfa olması da etkendi.
Alfa, omegayı gördüğü an ağlamayı kesmişti. Burun acıtan kokusu çekilirken ellerini annesine uzattı. Felix onu kucağına aldığında gülerek boynuna yattı.
Minik dudakları annesinin boynuna emerken Felix rahatlamaya çalışıyordu. Aşağıda aylardır görmediği, göremediği sevdiği adam vardı. Kucağında ise ikisinin bebeği.
Minik bebek emdiği yerin renk değiştirdiğini görünce kahkaha atarak başka yere geçti. Annesinin vücuduna iz bırakmayı seviyordu. Bu yüzden Felix'in görünen yerleri çoğunlukla kırmızı olurdu.
"Günaydın bebeğim. Rahat uyudu mu benim guzelim?
Minik alfa anlamasa da annesinin sesiyle yine kahkaha atmıştı. Neşeli olduğu uzaktan bile belli olurdu. Kızının sırtını okşayarak emdiği yeri rahat bırakmasını sağladı.
"Hyein, aşağı inelim mi güzelim? Seni biri bekliyor."
Hyein uyandığından beri evde kendisinden başka baskın bir koku daha alıyordu. Bu yüzden huzursuzlanmıştı ama kısa sürmüştü. Annesinin kokusu onu rahatlatmaya yetmişti.
Felix bebeğinin tepkisiz kalmasıyla iç çekti. Ne kadar alfa da olsa üşüme ihtimaline karşı beşiğinin kenarında ki battaniyeyi aldı. Üstüne atıp sırtını okşamaya devam etti.
Odadan çıktıktan sonra aldığı koku gözlerinin kapanmasını sağladı. Aşağıda ki delta yavrusunun kokusunu aldığı için harekete geçmiş, feromon yayıyordu ortama. Burnunu yakan acıyı bastırmak için kendisi de feromonlarını yaymaya başladı.
Bebek alfa annesinin yoğun kokusuyla mayışmaya başladığında minik minik sarsılıyordu. Merdivenler bittiğinde az önce aldığı koku tekrar burnuna doldu. Henüz alfası o kadar güçlü değildi ama kokuları ayırt edebiliyordu.
"Baskını kızımın üzerinden çek. Rahatsız ediyorsun."
"O bizim kızımız Felix."
"Ben onu senden kaçırdım Minho, o senin kızın değil. Sadece benim kızım."
Minho onu dinlemeden minik bebeğe ilerlediğinde Hyein kafasını kaldırmıştı. Mavi gözleri deltayla buluştuğu an annesinin kucağında durmak istemedi. Felix bunun içgüdüsel olduğunu bildiği için onu Minho'ya vermişti.
"Sen kabul etmesen de o biliyor, babası olduğumu biliyor."
"O değil, alfası biliyor. Hyein'in yanında senin adın anılmadı bile."
Bu Minho'nun canını acıtsa da fazla takılmadan kucağında ki bebeğe döndü. Hyein ona meraklı gözlerle bakarken gülümsedi burukça.
Deltası bir bebeğinin olduğunu biliyordu, hissediyordu. Minho ise bebeği olduğunu kızı doğduğu an öğrenmişti. Deltası kontrole ele alıp etrafı yıkıp geçmişti. Tek istediği kızına kavuşmaktı, Minho engel olmasa bulacaktı da.
Alfa, Minho'nun deltasını hissettiği an babasına daha çok yaklaşmıştı. Minho kızının kollarını boynunda hissettiğinde huzurla sarılmıştı ona. Felix sertçe yutkunup salona ilerlemeye başladı.
