jun
jeongguk
naber nasılsınjeongguk
iyiyim
sen nasıl oldunjun
güzel bakmışsın bana
ayaklandım işte biraz aksıyorum ama iyiyim
geberteceğim o taehyung piçini
full bana çalıştı sikik
her yerim mosmorjeongguk
iyi olmana sevindim
taehyung'u sonra hallederiz
benim sana bir şey sormam gerekjun
tabii sor bakalımjeongguk
neden kavga ettiniz
bu kadar sert dalaşmıyoruz genelde
ama hepiniz kötü durumdaydınız
özel bi nedeni var mıydıjun
jeongguk
jiho hyung bu konu hakkında konuşmamızı istemiyor biliyorsunjeongguk
hm
yine aynı konu yani
peki bunu neden sadece ben bilmiyorumjun
sadece jiho hyung biliyor
nerden çıkardın sadece senin bilmediğini
biz senden bir şeyler mi saklıyoruz jeongguk
ne ima ediyorsun senjeongguk
sakin ol
bi şey ima ettiğim falan yok
merak ediyorum sadece
minho ile ilgili olduğunu biliyorum başka bir şey söylemiyorsunuzjun
jeongguk
sakın
bir daha onun adını ağzına almayacaksın
konuyu eşeleme diyorum sana
söz dinlejeongguk
emir veremezsin sen banajun
veririm
veriyorum da
bu dediklerinden jiho hyunga bahsetmemi istemiyorsan uzatmajeongguk
siktir ordan
sen beni tehdit mi ediyorsun
bu ne cesaret lanjun
bak sen
sen büyüdün de bana kafa mı tutuyorsun
elimde kalırsın jeongguk
akıllı ol
kapat konuyu
beni sinirkendirmejeongguk
bence jiho hyung benimle böyle konuştuğunu görmekten hoşlanmaz
zaten seni de pek sevmez bilirsin
bence ben onunla bir konuşayımjun
konuş tabii
zararlı çıkan ben olmamjeongguk
kes sesini
nasıl bir anda böyle iğrenç birine dönüşebildin
ben de sana dostum diyordumjun
ben seninle hiçbir zaman dost olmak istemedim
yazıyor...jeongguk
sus
duymak istemiyorumjun
tamam
özür dilerim gereksiz yükseldim
minho mevzusu beni geriyor hep biliyorsun
gitmeden önce çok yakındım onunlajeongguk
bu az önce bana sik gibi davrandığın gerçeğini değiştirmiyorjun
gerçekten çok özür dilerim
neredesin
sana bir kahve ısmarlayayım konuşalım
olur mujeongguk
dışarı çıkasım yok pekjun
tamam ben geleyim sana
bir şeyler de izleriz
hazırlanayım hemenjeongguk
minjunjun
çıkarken haber veririmm
görüşürüzjeongguk
görüldü:::
"Jun, tek başına nereye gidiyorsun kafayı mı yedin sen?"
Jun geleli yarım saat olmuştu. Halim ortadaydı, saklayamazdım. Yüzümü gördüğü an beni koltuğa oturtmuş, her şeyi anlatmadan da bırakmamıştı. Zaten en son Taehyung'un adını söylediğim an ayaklanıp kapıya koşturmuştu. Yalnızca yarım saat kadar önce beni susmam için tehdit eden arkadaşım, bana zarar veren adamın kapısına dayanmak için evden çıkmak üzereydi.
Kapıyı açmasına engel olamamıştım. Hala biraz sekerek yürürken ona yetişmem imkansızdı. Fakat ben henüz ona ulaşamadan kapıyı açtığı an duraksamıştı.
"Jeongguk içeride mi?" demişti oldukça tanıdık gelen bir ses.
Tüylerim anında diken diken olurken kapıya ulaştım, Jun'u kenara iteleyip dışarıya baktığımda o gece yolumu kesen üç kişinin şimdi kapımda, dizlerinin üzerinde beklediklerini gördüm.
Hepsinin yüzü kan içindeydi, biri kolunu sıkıca karnına sarmıştı. Üçünün de yüzünde ağlamaklı ifadeler vardı. O gün omuz attığım için deliren piç ortada duruyordu. Bakışlarını yavaşça gözlerime çıkardı.
"Çok özür dileriz. Lütfen affet bizi." dedi, sesi kısılmıştı.
Diğerleri ona onaylamak için hızlı hızlı başlarını salladılar.
"Yanlış yaptık. Bir daha görmeyeceksin bizi-"
"İstersen sen de döv- lütfen- özür dileriz..."
Ne diyeceğimi şaşırmıştım. Onları kim bu hale getirmişti de kapımda diz çöküp özür dileyecek konuma gelmişlerdi? Aklıma bir isim geliyordu ama ihtimal vermek istemiyordum.
"Kim gönderdi sizi?" derken konuşmayacağımı fark ettiğinden olsa gerek Jun arkamdan belimi yakalayıp benim ona yaptığımın aksine nazikçe kenara itti beni. Şimdi önüme geçmişti, görüş açım tamamen kapanmıştı. "Elimden bir kaza çıkmadan defolun gidin buradan! Ben sizinle sonra görüşeceğim."
Çocuklar yerlerinden kıpırdamadan kapının ufak aralığından bana bakmaya devam ettiler. "Jeongguk sizi affetmeden gelmeyin dedi." dedi birisi, kanlı dudakları hafifçe titriyordu.
Merakım ağır basıyordu artık. Üzerimdeki şaşkınlığı atmaya çalışarak öne atıldım. Jun onlara yaklaşmama engel olarak biraz daha önüme geçti. Konuşurken yüzüne bakmaya çalıştım. "Jun, çekil önümden."
Ne bana cevap verdi ne de dediğimi uygulamak için herhangi bir harekette bulundu. "Defolun lan!" diye bağırıp üçüyle birlikte benim de yerimden sıçramama neden olarak kapıyı yüzlerine çarptı.
Arkasını dönüp yanımdan sıyrılmaya çalıştığında gitmesini engelledim kolunu tutarak. Kaşlarını kaldırarak suratıma baktı, sanki anormal bir şey yapmışım gibi.
"Neden benim adıma konuştun?" dedim, sesim sitemliydi.
Jun bıkkınca iç geçirdi. Kolundaki elimi kendi elleri arasına alarak tamamen bana döndüğünde, "Bebeğim-" diye başladı konuşmaya. Midemin bulandığını hissettim. İğrenç bir histi.
Elimi sertçe geri çektim. "Bana bebeğim deme."
"Gerçekten karşımda beş yaşında bir çocuk var şu an."
Kendi kendime sinirle kıkırdadım. Kapıya gidip açtığımda ve suratına bakmadan, "Bence artık gitmelisin." dediğimde birkaç saniye duraksadı. Ardından omzuma çarparak kapıdan çıktı ve gitti.
*****
ay bu jun da manyak mı ne...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
lavender haze . taekook / slow update
Fanfiction"Bebeğim, sen benim için yaratılmışsın." taekook, texting+düz