(1)

46 12 1
                                    

-2013-

Depoda ki ölüm sessizliğini delip geçen çatıya çarpan yağmur damlalarından ibaretti. Herkez kasten yapıyormus gibi bu sessizligi koruyor cümlelerin anlatamadıgını bakışlarıyla anlatmaya calısıyorlardı.

Sakin ama bir o kadar da ürkütücü olan bu ölüm sessizliği Mina'yı korkutuyordu. Şüphesiz burada olmak istemiyordu. Bu sonu olmayan kuyuya girip abisinin kendisini daha da dibe çekmesini istemiyordu.

Anlamıyordu! Neden yapıyordu, neden yaşıtları gibi oda sınavlara hazırlanmak yerine bu işlere kalkışıyordu? Mina bunları iki senedir hep düsünüyor, kendini sorguluyor, abisinin ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordu. Ne kadar başarısız olsa da...

Aslında istediği cevabı almak için ilk başta abisine sormuştu ama abisi her zaman ki gibi sorusuna üstü kapalı cevaplar vermiş 'Bizim için' demişti. Mina kanacak yaşı çoktan geçmişti ama yinede bir şey dememiş abisine.

Babalarının bu işlerle uğraştığını biliyordu. Bir çok kez yanında bulunmuştu. ne kadar saygın bir iş adamı gibi görünse de o şirket Bu yollarla kurulmuştu. Ve bu yollarla ilerliyordu. Ama abisinin babasına ve Mina'ya ettigi onca sözüne rağmen sorun çıkarmadan velihattı olmayı kabul etmesi ve peşinden Mina'yı da sürüklemesi tek kelimeyle korkunç bir şeydi.

"şu adamlar ne zaman gelecek" diye homurdandı Mina. Buluşma süresini neredeyse bir saat geçirmişlerdi ve bu başta Mina olmak üzere tüm kadronun canını sıkmaya başlamıştı.

"Lanet olsun Melih ne işlere bulastırıyorsun bizleri senden de bu pis işlerinden de nefret ediyorum." Diye bağırdı. Abisi sessizliğini koruyarak kız kardeşine bakıyordu sert bir şekilde gözleriyle susmasını işaret ederek. Ama artık sabrı taşan genç kızın susmaya niyeti yoktu. "Keşke sende bu işlerinde yok olup gitseniz." Dedi sesinin cıkabildigi son şiddetine kadar bağırarak. Sesi boş Depoda alabildiğine yankılanmıstı fakat genç kız buna aldırmadı.

Ama az sonra bunu dilememeyi isteyecekti belki de. Deponun kapısı gürültüye açılırken ne olduğunu merak ettiklerini belirten nidalar yükselmeye başladı fakat dışarıdan öyle bir şey söylendi ki herkezin donup kalmasına sebeb oldu. "İçeridekiler Etrafınızda sarıldı! Teslim olun!" İşte o an Korkunç sonları gelirken Mina ilk kez söylediği şeye pişman oldu...

ÇETE ne olduğunu anlamaya çalışır gibi birbirlerine bakarken Melih çoktan harekete geçerek belinden namlusu tüten silahını çıkardı. aynı şekilde onu gören diğerleri de. Mina soğuk kanlılıkla dursada gözleri korkunun yansıyan aynası gibiydi. 'Korkuyorum' diye fısıldadı kendi kendine ama sonra bu düşüncesini kovmak amaçlı başını sağa sola sallayarak korku yok dedi kendini küçük bir çocuğu inandırmaya calışıyormuş gibi inandırmaya çalışarak.

Ama zaten Mina hala bir çocuk değil miydi sanki. Daha on altısına yeni girmiş biri olarak bunları kaldıra bilir miydi? Ayak sesleri hızlıca yaklaşırken Melih ve diğerleri bir çıkış yolu bulmaya çalıştılar ama lanet olsun ki Deponun çıkışı da girişi de polisin önünü sardıgı kapıydı. Burada ki hiç kimsenin teslim olmaya niyetleri yoktu. Aynı şekilde ölmeye de. Melih ve diğerleri depoyu taşıyan kolonlar arkasına saklanarak avını bekleyen Avcı misali içeri giren polislerin yaklaşmalarını beklediler.

"Melih" diye fısıldadı Mina. Abisinin ismi Mina'nın ağzında tuzlu bir tat bırakmıştı. Ona en son ne zaman abi dediğini bile hatırlamıyordu ki buna Melih bile alışmıştı artık. Melih oralı bile olmadı daha doğrusu işine öyle çok konsantre olmuştu ki Mina'yı duyamamıştı. Melih gözüne kestirdigi temkinli adımlarla ilerleyen polise namlusunu dogrulturken içeriye giren başka bir polisin "teslim olun" sesiyle bir anlıgına bakışlarını ondan ayırdı.

ÇETE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin