Köye varmıştık, arabadan inip rahat bir nefes almıştım. Bizimkiler toparlanırken herkes eline birşeyler alıp dedemlerin evine doğru yürümeye başlamıştı. En önde ben yürüyordum, kapıda ananem çamaşır yıkıyordu, bizim geldiğimizi henüz farketmemişti, ta ki bahçe kapısını açana kadar. Ananem bizi görünce, özelliklede beni görünce bi dili tutulmaklı, ağlamaklı olmuştu. Nasıl sevinmişti kadıncağız. Torunuuuum diye elindekileri bırakıp üstüme koşmuştu, ananeee diye sarılmıştım bende, sarılırken laptop çantasını yere düşürmüştüm ama olsun, ananem sırtımı sıvazlıyordu, kokumu içine çekip "nerede kaldınız gözüm yollarda kaldıı" diye söyleniyordu. Sanırım dedemde içeride küçük ekran televizyonuyla takılıyordur diye düşündüm, adam sürekli çizgi film izlerdi.
Ananem bana sarılmayı bırakıp "çok özledim sizi" diye babama sarılmaya gittiğinde bende yerden laptop çantamı alıp içeriye doğru geçtim. Alt katta dedemi bulamamıştım, yavaşça üst kata doğru çıkıp "dedeee" diye seslendiğimde ses alamadım, bende aynı şekilde aşşağı indim. Eşyalarımı bir kenara bırakıp bahçede bizimkilerin yanına gidip ananeme "Anane dedem nerde ?" diye sormuştum.
-He deden mi oğlum aşşağıdaki dereye gitti balık tutmaya" dedi. Bende heyecanlıca köye geldiğim gibi dedemle derede balık tutmanın mutluluğu içinde "tamam ben gidiyorum dedemle döneriz" diye koşa koşa gittim, aşşağıda dere biraz görünüyordu..
Koşmaktan akciğerlerime kramp girecekti neredeyse, derenin yakınına ulaştığımda nefessizlikten durup dinlenmiştim bir iki dakika, ardından dereye doğru tekrar yürümeye başladım.
Biraz yürüdükten sonra aşşağıda, derenin kenarında yaşlı bir adamın balık tuttuğunu gördüm, dedemi pembe şapkasından ve üstündeki BEN10 lu tişörtünden tanırdım, çocuk gibi adamdı, heyecanlı bir şekilde "dedeeee" diye bağırarak yanına koştum, ben koşarken dedemde elindeki oltayı yere atıp beni görmenin şaşkınlığı içinde kala kalmıştı öylece. Hızlıca gelirken ona atlayıp sarılmıştım, adam blade for man parfüm kokuyodu abi yaa yok böyle bişey, tarzını sevdiğimin adamı ya... Biraz sarıldıktan sonra
-Napıyosun dede ben geldim, dedim heyecanlı bir şekilde.
+Ohohoo kanka, hiç haber vermiyosun ne iş ?" dedi. Bi nevi arkadaşımdı adam. Çok mutluydum lan, cidden.
-Dede ya telefon kullanmıyon ki sen nasıl haber veriyim, ama bak geldim işte" diye gülmüştüm. Bu arada dedem eskiden telefon kullanıyordu ama televizyonda çıkan Sıcak Sohbet hatlarını ararken ananem yakalayınca telefonu kırmış ve bidahada aldırtmamış.
+Nasıl telefon kullanmıyorum ? Ehehe kim beni engelleyebilir toruun" diye sevinçli bir sesle kot pantalonundan beyaz bişey çıkardı, ilk önce ne olduğunu anlamakta zorluk çektim ama, bi dakka;
-D-dede, bu i-phone 5 mi yoksa ben mi yanlış görüyorum ? dedim.
+Yok len ne yanlış görücen, bu telefonu böyle gece eve sokuyorum kanka şarj ediyorum sabahta balık tutmaya çıkıyorum, yorulunca hoop sıcak sohbet numaraları, yelda diye bi kız var kanka görcen bana almanyadaki aşna fişne anılarını anlatıyo çok fena hatun bak arıyalım istersen ?
-Ahaha tamam arayalım" diyerek güldüm, açtı telefonu harbidende i-phone 5, çakma falan değil, bu adama hastayım ya. Rehbere kaydettiği "YELDARAMCIĞIM" numarasını ararken ben yere yatıp gülme krizlerine girmiştim, öyleki toprağı yumrukluyordum o derece.. Dedem telefonu hoparlöre vermişti;
+Öhöhm, yeldacım nasılsın" demişti.
-Geç kaldın erkeğim, daha erken arardın normalde ?
+Yeldacım balık tutuyodum ya, ee neyse şimdi boşver boş muhabbeti dakkası 1 lira bunun biliyosun, amın ne durumda onu anlat." diyen dedeme karşın kadının duyamayacağı bir biçimde gülme krizine girmiştim yeniden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Paranormal Şizofreni
ParanormaleGerçeklik kavramını sorgulamaya ne dersiniz? Peki ya.. aslında bu yazıyı hiç okumamış olmayı.. düşündünüz mü? Düşündünüz, ama bilmiyordunuz, ve bilmeyeceksiniz..