BÖLÜM DÖRT
Kalbe Düşen Korku•
11 Mart, Perşembe.
Canı sıkkındı.
Abartıyorsun. Bunu kendisine dünden beri kaç kez söylediğini hesap bile edemezdi ama maalesef ki düşüncelerinin değişmesinde zerre etkisi olmuyordu.
Kafasından bin bir türlü şey geçerken korkularından ve endişelerinden kaçmak, onlardan sıyrılmak imkânsızdı. Ya da kendisi bunu yapamayacak kadar beceriksizdi ama umurunda değildi. Ne olduğu, neden böyle olduğu. Hiçbir şey.
Tek şey önemliydi.
O...
Hayır. Kendine gel.
Gelemedi.
Kısa bir anlığına, çok kısa bir anlığına kendisini yine ya, derken buldu. Ya korkularım gerçek olursa?
Ama Pınar, yapabilecek bir şeyin var mı? Bu birkaç yalan veya planla üstü kapanacak bir şey değil ki.
Yok olacak bir şey? Hiç değil.
Ah.
Güç almak isteyerek yanındaki demirlere tutundu ve öyle çok sıktı ki teni gerilip canını yaktı.
"Bırak orayı."
Kimin geldiğini, ne olduğunu bile algılayamasa da eli refleks olarak gevşemişti, hissetti. Normalde olsa buna şaşırırdı ama üstüne düşünmemişti.
"Seni her bulduğumda kendine zarar veriyor mu olacaksın artık?"
Pınar güldü ama çok da eğlenen bir ifade yoktu suratında. Merih bunu görünce kaşlarını daha çok çattı. "Peki sen beni her gördüğünde azar mı çekeceksin artık?"
Elleri havalanıp kızın elinin olduğu bölgeyi hayali bir yuvarlak içine aldı, "Kendine böyle davranmaya devam edersen evet ama inan bana sınırları zorlamak istemiyorum. Aramızın gergin olmasını da ama sana yalan söylemeyeceğim, bunlar olmaya devam ederse kendimi geri çekmeye daha ne kadar devam ederim bilmiyorum."
Pınar kaşlarını kaldırıp ona bak sen, bakışı atsa da Merih'in bakışları yumuşamadı. Karşı karşıya olduğu durumun değişmediğini görünce "Senden böyle konuşmalar beklemezdim." diye dürüstçe nasıl hissettiğini söyledi.
"Ben de," diye mırıldandı adam. "Ama sen beni cidden zorluyorsun."
Pınar başta ne diyeceğini bilemedi, o yüzden sessiz kalarak olduğu yere çökmeyi tercih etti. Merih de ona uyup çok geçmeden yanına geçmişti zaten.
"Ne oldu anlatmak ister misin?"
Az önceki tavrına tezattı belki sesindeki yumuşaklık ama genç kız nedense bunu garipsemedi. Çok kibar insanların bile gerilebileceğini biliyordu pekâlâ. Oturup şaşkınlıkla gerçek yüzü buymuş falan hiç demeyecekti ki bu düşünce aptallık olurdu, kötü hiçbir şey yapmamıştı. Ama aklından böyle bir şey geçseydi bile onun gerçek yüzünün hâlâ aslında hep bildiği o Merih'ten farksız olmadığını düşünürdü.
"Söylesem çok saçma olduğunu düşüneceğine eminim." dedi. Biraz da utanıyordu, hissettiklerinden. Onun da sıkıntısıyla parmaklarını avuç içlerine sürtmeye başladı. Merih kendisine hafifçe omuzuyla vurunca gülüp ellerini birbirinden ayırdı. "Söyle hadi, konuşmak istediğine eminim. Hem..." Ellerini dizlerine vurup hafifçe ritim tuttu. Bir şey düşünür gibiydi ama genç kız anlayamadı. "Saçma bulmayacağım konusunda garanti verecektim ama bulamadım. Ama sen takılma şimdi, bulmayacağım ben söz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eksik
General Fiction"Yapma..." • Belki de her öğle arası buraya gelme nedeni bu karanlığa her baktığında gözlerinin önüne gelen elalardı. Artık hiçbir bakış onunkilerden daha anlamlı, daha güzel gelmiyordu. |23.08.2022- 𝘤𝘰𝘴𝘦𝘥𝘪𝘷𝘢