Korenin gittikçe derinine yayılmaya başlayan Moi Noko adındaki suç örgütünü çökertmek adına içeriye sızan Lee Felix, kendini 'ağır oğlan' lakaplı bir ölüm meleği olan Hwang Hyunjin'in ağında bulur.
|140422|
Criminal!
Şiddet ve ağır cinsellik içeri...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lana Del Rey • Serial Killer • Part XXI|Pain
Gözleri tüm o kalabalığa rağmen birbirlerini bulduğunda, fark etti Minho. Sürelerinin git gide daraldığını, müdahale etmesi gerektiğini...
Yoksa sonucunun çok ağır olacağını fark etti.
Kısacık saniyeler, uzadı. Uzadıkça onun soğukkanlılığına bir kez daha tanık oldu. Hoş, amirin alışıldık- pervasız suratında yakaladığı o belirgin ifadeyi es geçmesi mümkün değildi zira bir aptal bile dönen dümeni çakabilirdi. Amirin arkasını dönmesiyle Minho, Beyaz gömleğinin sıkıca sardığı sırtını duvardan ayırdı hızla. Kemik gözlerini parmaklarının ucuyla düzeltirken yarı çarparak geçtiği insanlara karşı özür mahiyetinde başını eğdi fakat bu, hızını bir an olsun kesmemişti. Adımları aceleciydi kapının ağzında onu yakalayana kadar. "Amir Han!" Dönen kapıdan çıktı ve olduğu yerde durdu. Jisung, adının seslenişiyle emniyetin önündeki merdivenlerin ortasında duraksamıştı önce. Ardındansa sağ avucunda rulo halde duran kağıt tomarını buruşturacak raddede sıkmıştı yumruğunu. Savcıya bakmıyordu bile. Siyah filmli aracına odaklıydı.
"Bugün değil, Lee Minho..."
Tek ayağı indi merdivenden. Araba anahtarını tuttuğu elini yukarıda kalan bacağının üzerine oturtmuş, Minho'ya işte o zaman çevirmişti başını. Korkunç bakıyor. Bu bir işbirliği değildi. En başından beri,
"Bugün karşıma sakın çıkma."
Yalnızlardı.
Savcının duyduklarıyla kaşları çatılıyor. Amir ciddi şeyler bulmuş olmalıydı. Hoş, çevresine öylesine güvenmiyordu ki..
Usul usul yaklaşmaya başlıyor Minho. Amirin ne derecede önemli bir şey bulduğunu bilmiyordu. Hayati olabilirdi, çok ama çok yakında olabilirdi. Bunu en kısa sürede Wong'a bildirmesi gerekiyordu fakat niyeti bu değildi. Birkaç saniyeliğine bakıştıklarında hızlı bir düşünce seli yaşamıştı savcı. Söyleyecek miydi? Görevi en nihayetinde ne kadar gelişme kat ettiklerini Chris'e bildirmekti.
"Şimdi git ve onlara bizi bulmalarında yardım et."
Bulmak üzereler, sana haber vermeli miyim Chris?
"Beni şehir hastanesine bırakır mısın, diyecektim."
Han Jisung için de sürpriz olduğu aşikardı. Anlamazca tek kaşını kaldırdıktan sonra gözlerini yere kaçırmış, çenesini sıvazlarken arkasına dönmüştü yeniden. İrisleri arabalarda gezinirken Minho'nunkini göremedi. Sorun olmazdı..
