Korenin gittikçe derinine yayılmaya başlayan Moi Noko adındaki suç örgütünü çökertmek adına içeriye sızan Lee Felix, kendini 'ağır oğlan' lakaplı bir ölüm meleği olan Hwang Hyunjin'in ağında bulur.
|140422|
Criminal!
Şiddet ve ağır cinsellik içeri...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Sağlam bir arka ama kırılgan kemikler." Michl, kill our way to heaven • Part X|Sin With Me
Hyunjin, cesedi ıslak ve yapışkan bir kıvama getirene kadar durmadı.
Onu ufaladı, tıpkı diğer cesetlere de yaptığı gibi boktan bir sıva haline getirene kadar defalarca kez öldürmeye devam etti ve içinden de defalarca kez minnet duydu. Gerçek öfkesini serpiştirdi fakat Chad'i erkenden cehenneme yollamak için yine de acele etmedi. Yüksek acı, kemiklerin parçalanmasıyla yırtılan sinirler ve teker teker iflas eden organlar...Hyunjin'i en çok uyuşturan da hasar gören kafatasının bir budalaya çevirdiği artık aklıselim olmayan ve çığlıklar atmayı kesen Chad'in yaklaşık on dokuz dakika boyunca süren ölümüydü. Zira vahşeti, gencin içini oymaya devam ediyor. Odağı, azraili kesildiği heriften sadece bir anlığına ayrıldığında ise yüzleşmek istemediği yanı kıvılcımlarını tam da göğsüne atıyor. Bakışları birleştiğinde Felix, bir an onun için her şeyi yapabileceğini sandı. Kurban psikolojisine korkunç bir hızla soyundu ve bu boku daha fazla sürdürmemek adına Hwang'a karşı bileklerini birleştirip diz çökmek istedi. Zira komutanın durduk yere o adamı öldürtmediğini biliyor.
Chris, Felix'in doğru yerde durduğundan emin olmak istiyor.
Hwang buz kesti adeta. Çocuğun irislerindeyse ona eşlik eder bir soğukluk var. Felix, en az kendisi kadar donmuş,
En az kendisi kadar üşümüş.
Genç, sertçe yutkunuyor ve işine geri döndüğünün sinyallerini sopayı yeniden kaldırışıyla veriyor. Gözünün önünden zorlukla silinen simanın sesi kulaklarını çınlatmaya başlarken öfkesi, gırtlağını yakıyor.
Yıllardır hapsolduğu bir döngüydü.
'Seni ben kurtaramam.'
Chris'in ulaştığını düşündüğü lakin elini bile değdiremediği bir noktadan geliyordu bu ses.
On dört yıldır bileklerine güç veren, hırsını taze tutan ses buydu belki de. Zayıf, korkak ve kaderine öylece boyun eğen bir adamın çaresizce çıkan sesi...
Kendisini bir an olsun korumayan bir adamın sesi.
Şimdi çok daha seri vuruyor sopayı. Boynunu zorluyor, kırpamadığı gözleri öfkesinin tesiriyle nemleniyor ve boğazından sessiz hırıltılar dökülmeye başlıyor. Kontrollü hareketleri, saniyeler içinde yerini salt öfke ve şiddette bırakıyor. Dıştan dokunulduğu anda,
Kendi fırtınasına kaptıracak kadar tehlikeli gözüküyor.
Komutan bunu fark etti ve sigarasını dudaklarının arasına yaslayıp yakıcı bir soluk çekerken Felix'e katılarak onu daha da dikkatli izlemeye koyuldu. Bir öfkenin sınırsızlığına yeniden şahit olurken yine de hiçbir şey yapmamaya devam etmişti. Gözlemlemesi için bir fırsattı.
