giriş: kaeya, her şeyim...

684 43 23
                                    

Kaeya benim her şeyimdi. Beni bilen dünyadaki belki tek kişiydi, ya da sadece ben öyle sanıyordum. Kaeya benim toz pembe hayallerimden çıkıp gelmişçesine kusursuzdu, sahip olmayı istediğim her şeye sahip, kendimde nefret ettiğim her özellikten muaftı. Kaeya... Kaeya'yı severdim. Kaeya da beni severdi, ya da en azından öyle söylemişti. Evet, Kaeya bana beni sevdiğini söylemişti bir gece, öylesine içerken, biraz yayvan konuşarak ve çakır keyif, elindeki kadehi döndüre döndüre bayık gözlerini üzerimde gezdirirken söylemişti hatta. Seni seviyorum, demişti. Belki yalandı, belki sarhoşluğunun verdiği aklını toparlayamama hissi yüzünden öylece söylemişti.

Ama söylemişti.

Kaeya bana beni sevdiğini söylemişti, sarhoş veya aklı başında, fark etmeksizin, sadece bir kez...

Lakin ben ona hiç onu sevdiğimi söylemedim.

Sarhoş veya aklı başında olarak, yalandan da olsa, öylesine de olsa...

Ben Kaeya'ya seni seviyorum demedim hiç. Hep senden nefret ediyorum dedim, kastettim sevdiğimi, anlar diye bekledim çünkü o Kaeya idi, anlamalıydı. Beni deli ediyorsun da dedim ona, seni düşünmekten delireceğim diyemedim. Anlar diye düşündüm, anlamasını umdum ancak Kaeya da, her ne kadar kusursuz olsa da, bir insandı.

Kaeya, ne yazık ki, onun anlamasını beklediğim hiçbir şeyi anlamamıştı.

Hayal kırıklığına uğramış olabilirdim, ancak onu hiçbir zaman suçlamadım ve onun da bunu bilmesini isterdim.

söylenenler ve söylenemeyenler | kaelucHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin