7.BÖLÜM

2 1 0
                                    

Genç kız nefesini tutup adamın kendisine doğru gelişini izler , her adımda kalbine ağır bir darbe iner gibi tekliyor ve bu daha da zora sokuyordu durumu . Adamın keskin bakışları altında  ona doğru adımlar attı yavaşça . Nisa gözlerine inanamadı bir an , adamın da saçlarında beyazlık vardı . Bir safire birde adama baktı , iki aşığın bir araya gelmesi gibi hissetti . O kadar ki adam adamın kendisini fark etmediğine bahse girebilirdi . ' bu bir tür bağlanma mı ' diye düşündü nisa ' ilk görüşte aşık oldukları kesin ' diye devam etti iç sesiyle . Safir ve adam yüz yüze geldiklerinde adam ağzını açtı
" Hoşgeldin " 
bu kelime safire nedense o kadar derin duygular hissettirdi ki , başka anlamları çağrıştırmıştı . Kendine gelmeye çalıştı ' o bir yabancı bunu unutma . Sen bu durumdan kurtulmaya bak , ama çok güzel . Neden , neden bu kadar anlamlı.'  kendine gelip gözlerini kaçırdı adamdan

" Biz sizden olan biteni ve bu olaydan nasıl kurtulabiliriz diye öğrenmeye geldik " dedi safir.
Kurtulmak sözcüğü genç kızın ağzından çıktığı andan itibaren adam kaşlarını çattmıştı . Adam ellerini buyur yaparak evi göstermişti , iki genç kız bir birilerine  endişeli bakışlar atarak yavaşça eve adım attılar . Adam önde onlar arkada evden içeriye girdiler .

" Büyük baba geldi " diye mutfağa doğru bağırdı adam safir gözlerini yumup bu sesin güzelliğine kaptırmamaya çalıştı k . Gözlerini açıp  nisayla  koltukta oturmuş merakla bakışlarla   mutfağın kapısına diktiler. İçerden ayak  sesi geldiğinde yaşlıca bir ses duydular .
" Geldim evlat geldim ". Adam gözüktüğünde kısa boylu elinde baston taşıyan gözlüklü bir dedeye benziyordu .

Adamın gözleri safiri bulduğunda safir kendini koltuğa gömmek istedi bir an  .  Dede sevinçle safire doğru yürüyüp ona sarıldı . Safir öylece dondu . Ayıp olmasın diye ellerini adamın omuzlarına bıraktı . O arada  genç adam onları izliyordu. 

Adam yavaşça çekilip " hoşgeldiniz " dedi nisaya ve safire bakarak . Tekrardan bakışları safirde kalıp " seni bekliyorduk bizde , çok ağrın var mı kızım ? " Safir duyduğu cümleyle öylece kalakaldı . Ellerinin titremesini engel olmak için sıktı .  Nisa ise şaşkınca dedeye bakıyor ' kim bu ihtiyar ya , oha Nasıl bildi . Bir şeyler dönüyor burda '  yaşlı adam safir cevap vermeden karşıda ki küçük tekli koltuğa oturup batonunu yanına yasladı  ve meraklı bir şekilde safire baktı . Genç adam da dedesinin yanındaki üçlü koltuğa oturup gözlerini safire dikti . O kadar dikkatli izliyordu ki genç kızı , her an bir şey kaçıracak mış gibi...

" Evet efendim benim kalbim çok ağrıyor , bazen nefes alamıyorum ve bu tuaf saç ve göz rengi . Gerçekten durum iyice tuaflaşmaya başladı . Lütfen açıklayın neler oluyor ?"  Safir nefes almadan olanı anlattığında yaşlı adam onu düşünceli bir şekilde dinledi .

" Bak kızım ben Hasan bana Hasan dede diyebilirsin buda " diyerek genc adamın omzun elini atmaya çalışarak , hasan dedenin yanında genç adam hayli uzun ve kalıplı yapısından dolayı elini bir omuzuna getirebilmişti. " Torunum  Uygar , neler olduğunu malesef bizde tam bilmiyoruz . Sadece " diyerek konuşmasına ara verip Uygura bakış atıp tekrar safire baktı

Safir " Sadece ne ? Diyerek yaşlı adamı tekrar eti .
Adam derin bir nefes alıp
" Çok çok eskiden bu daha  1000 yıl öncesine  dayanan bir mühür diye biliyoruz, atalarımızdan bize sözlü olarak anlatılan ve nerdeyse unutma derecesine bile geldiğimiz bir olaydır, emin de değildik bu hurafede olabilirdi .Hatta ailede inanmayanlar çok fazla vardır, taaki  bir gün torunum bu halde  gelene kadar "

Safir  " Anlayamıyorum ?"  Dedi şaşkın bir ifadeyle . Nisa da kalakmış bir şekilde arkadaşına destek çıkmaya çalışıyordu .

Dede konuşmasına devam etti " Eskiden atalarımızda bir mühürle ruh eşini bulabiliyormuş buda tabi beraberinde farklılar getiriyormuş , örneğin senin saçların gözlerin ve uygarın saçları ve gözleri . Elinizde birde dövme var diimi ? Dedi meraklı bir şekilde .
Safir yavaşça bileğini çıkartarak gözlerini uygara çevirdi aynı işaretin onda olduğunu biliyordu ama kendine bahane yaratarak adamı biraz izledi . Adamın yoğun bakışlarına dayanamayarak tekar hasan dedeye baktı  , Hasan dede konuşmasına devam etti. " Bak kızım bizde tam olarak bilmiyoruz bunu ama  en son mühürlenen  canına kıyarak vefat etmişti. Ondan sonrasını malesef bilmiyoruz , o zaman dan itibaren mühür ortadan kalkmış ve kimse kimseye mühürlenmiş ... şuana kadar."

İPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin