Bölüm 17 (Berta Cassen 2)

23 3 27
                                    


Berta ve Nural'ın yaşadıkları şoku atlatmaları oldukça uzun sürmüştü. Berta, Lluvia sandığı kişinin aslında başka biri olduğunu öğrenince rahatlamıştı. Nural'ın yakın arkadaşlarından biriydi bu kız ve büyük ihtimalle Lluvia da şu an onun yanındaydı. Bir şekilde bağlantılı olduklarına emindi Berta. Nural ise güç bela kendine gelmiş ve zor da olsa Berta'nın gerçekliğine inanabilmişti. İkili, odadaki yatağın üzerine oturmuş sohbet ediyorlardı. Bu sırada gözü piyanoya kaydı Berta'nın. Bu hareket Nural'ın gözünden kaçmamıştı.

- '' Sakın bana piyano çalmayı da bildiğini söyleme!'' Berta bunun üzerine kıkırdayarak cevap verirken usulca ayağa kalktı ve piyanoya yöneldi.

- '' Olur, demem.'' Elini piyanoda gezdirirken Nural da yanına geldi ve oturması için koltuğu gösterdi. İkisi yan yana otururken Berta nedense heyecanlanmıştı.

- '' Ben geldiğimde hangi parçayı çalıyordun?'' Bu soru Nural'ın hafifçe gülümseyip ellerini usulca piyanoya koymasına sebep oldu. Berta bir yandan onu dinlerken diğer yandan da notaların ve sözlerin yazılı olduğu kâğıdı okuyordu. Nakaratı çaldığını fark ettiğinde sözlerini daha dikkatli okudu. Aynı anda müziğin ritmine de kapılmıştı. '' Beni böyle çaresiz, beni böyle derbeder...'' Bakışlarını Nural'a çevirdiğinde, gözlerinin hafifçe dolduğunu görmüştü. Çalmayı bitirdiğinde Berta'ya döndü.

- '' Bu şarkı fotoğrafta gördüğün arkadaşımın, ben çalarken bana eşlik ettiği ilk şarkı. O zaman o telefonda olduğu için senkronize olamamıştık. Onu biraz özlediğimi fark ettim bu yüzden içimden bunu çalmak gelmişti. Sanki ona çalıyormuşum gibi yapıyordum.'' Berta pamuk gibi olmuştu bu sözleri duyunca ve aklına annesi gelmişti.

- '' Ben de anneme bir şeyler çalmayı çok severim. Ara ara babam da dinler ama annem kendisi de çaldığı için daha farklı oluyor onun dinlemesi. Arada eşlik de ediyor bana. Kendi yaptığım besteleri ilk ona dinletirim. Sen de yapıyor musun beste? Eğer varsa bir tanesini çalar mısın bana, lütfen?'' Berta'nın son sözleri adeta yalvarır gibi çıkınca Nural, aniden aklına gelen ilk bestesini çalmaya başladı. O farkında değildi ancak parçaya girdiği andan itibaren Berta dolu gözlerle ona bakıyordu. Neler olduğunu fark ettiği andan birkaç saniye sonra Nural'ın elini tuttu ve onu durdurdu. Genç kız sorgulayan gözlerle ona dönünce ellerini piyanoya koydu.

- '' Parçanın devamı böyle mi?'' Cümlesi biter bitmez onun kaldığı yerden parçayı devam ettirmeye başladı. Nural onun ellerine öylece bakakalmıştı. Bu kadarı nasıl mümkün olabilirdi?

Berta çalmayı bitirdiğinde artık neler olduğunu sorgulamayı bırakmıştı. Yanındaki kızla bir şekilde bağlıydı ve bunu artık iyice anlamıştı. Tam ona da bundan bahsedecekti ki aniden başına giren ağrıya tepki olarak ayağa kalktı. Birisinin varlığını zihninde hissediyordu. Kısa bir süre sonra duyduğu sesle, güçlükle de olsa gülümsedi. Annesinin sesi zihnine dolduğunda müthiş bir rahatlık kapladı. Çok az vakti vardı. Hemen Nural'a döndü.

- '' Annemler geçidi açacaklar, gitmem gerekiyor!'' Hızla Nural'a sarıldığında genç kız ürperdiğini hissetmişti. Berta tam geçide girecekken Nural onu kolundan yakaladı.

- '' Lütfen babana ve annene sımsıkı sarıl olur mu?'' Gözleri buğulandığı için net olmasa da Berta'nın kendisini başıyla onayladığını görebilmişti. O geçide girdikten birkaç saniye sonra geçit, hiç açılmamış gibi yok olmuştu. Nural ise aklındaki düşünceler ve dolu gözleriyle panosunda asılı duran fotoğrafa bakıyordu... 

Artemis Krallığı Efsanesi (Mini Seri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin