Artemis Krallığı Efsanesi (Mini Seri)

BÖLÜM 13

- '' İstediğini getirdim Najwa ancak bunun için büyük riske giriyorum. Umarım ne yaptığının farkındasındır.'' Najwa kendisine uzatılan metal kutuyu alırken cevap verdi karşısındaki adama.

- '' Biliyorum, biliyorum merak etme. Karşılıksız bırakmayacağım bu iyiliğini, borçlu kalmaktan hoşlanmam bilirsin.'' Bu sözler üzerine manidar bir şekilde gülümsedi adam ve bir şey demeden uzaklaştı. Normalde de pek konuşkan biri sayılmazdı. Najwa ise elinde kutuyla hızla aracına bindi ve Myndos'un çıkışındaki ormanlık alana doğru yola koyuldu.

Ormanın içinde yer alan büyük gizli kasasında oturmuş, eski büyü kitaplarını karıştırıyordu Reneille. Elindeki kitapta yazan tılsımlı kara büyünün nasıl yapıldığını sonunda anlamıştı. Normalde druidler ettikleri yemin sebebiyle kara büyü yapamazlardı ancak Reneille mecburi bir istisnaydı. Gücünün çok büyük bir kısmı buradan geliyordu ancak uzun zaman önce kara büyü yapmayı bırakmıştı. Önündeki kristal parçalarına bakarken derin bir nefes aldı ve bütün gücüyle odaklandı. Gözleri beyaza dönerken ellerinden çıkan mor ile siyah renk arasındaki duman, minik kristal parçalarından oluşan yığını sarmalayıp hafifçe havalandırmıştı. Tılsımları tekrar tekrar aklından geçirirken yaptığı kara büyünün şiddeti de artıyordu. Gözlerini kapattığında bu kristalin oluşturduğu son geçidin açıldığı boyutu düşündü. Zihnindeki ve vücudundaki baskı artarken büyük bir güç harcadığının farkındaydı ancak Najwa için onlara ulaşmak zorundaydı. Odaklanmaya devam ederken bazı sesler dolmaya başladı zihnine. Büyü sonunda işe yaramaya başlamıştı. Eğer zihni bir kere onlara tam olarak ulaşabilirse gerisini Najwa'nın yardımıyla kolayca halledebilecekti. Harcadığı güç bedenine ağır gelmeye başlayınca aniden dizlerinin üzerinde çöktü fakat odaklanmayı bırakmadı. Zihnine ilk görüntü ulaştığı anda kolları onun kontrolünde olmadan iki yana açıldı. Yüzü havaya dönerken gözleri tavana sabitlendi ve transa girdi. Görüntüler hızla akıp giderken hepsinin ruh bağıyla bağlı oldukları versiyonlarının boyutuna geçtiklerini anlaması zor olmadı ancak bu şekilde uzun süre kalamazdı. Zihni bağlantıyı koparırken kendine geldi ve aniden öne doğru eğilip derin nefesler almaya başladı. Bu sırada başka birisinin verdiği derin nefesi duyunca sesin geldiği yere doğru döndü ve Najwa'nın korkuyla kendisine baktığını gördü. Najwa onun ne yaptığını tabii ki anlamıştı ve onu buna mecbur bıraktığı için kendisini kötü hissetmişti. Hızla arkadaşının yanına çöktü. Onun neler düşündüğünü adı gibi bilen Reneille ise açıklama yapma ihtiyacı hissetti.

- '' Sorun yok Najwa, kara büyü konusunda en iyisi olduğumu biliyorsun. Sen kristali bulabildin mi?'' Najwa onun iyi olduğuna emin olunca hızla getirdiği kutuyu uzattı.

- '' Biraz uzun sürdü ama sonunda alabildim. Umarım geç kalmamışızdır.'' O konuşurken Reneille da kristali almış, bulduğu büyüyü tekrar gözden geçirmişti.

- '' Berta iyi Najwa, diğerleri de iyi durumda. Neyse ki hepsi aynı boyuta geçmiş. Geçidi tekrar açmadan önce onlarla iletişim kurmamız lazım ki portal kapanmadan içeri girebilsinler. Berta ile olan bağın sayesinde diğerlerine de kolayca ulaşabiliriz. Ancak burası hepsini geri getirmek için çok küçük, dışarı çıkarsak daha rahat hareket edebiliriz.'' Najwa onu başıyla onaylayıp büyü kitabını aldı ve kapıya yöneldi. Reneille de onu kristallerle takip ediyordu. Dışarı çıktıklarında elindekiler yere bıraktı ve Najwa'dan kitabı aldı. İkisi aynı anda kristallere odaklandığında, Najwa'nın ellerinden süzülen beyaz ışık hüzmesinin etrafını siyah ile mor arası ince bir duman sarmıştı. Reneille, sağ elini parçalanan kristalin üzerine getirip sol elini Najwa'ya doğrulttu. İki kadın da gözlerini kapatmış, boyutlar arası iletişim kurmaya çalışıyordu. Reneille az önce büyük bir güç harcadığı için zorlanıyordu ancak Najwa, sahip olduğu yüksek enerji ile ona iyi destek oluyordu. Kısa süre sonra Najwa zihninde Berta'nın sesini duydu. Biriyle konuşuyordu kızı. Acele etmeliydi. Onunla arasındaki ruhsal bağın, geçide çekilen herkese yayıldığını düşündü. Hepsinin sesini teker teker duyduktan sonra onlara seslenmeye hazırdı...