Evett Sanzu'ya olan hislerimi buraya döktükten sonra hikayeye geçebiliriz.
Aki bakış açısı
Gözlerimi açtım. Yatakta yatıyordum. Kendi evimde değildim. Kafamı toparlamaya çalışırken içeri biri girdi. Hayır iki kişi girdi. Gözümü açmaya çalışırken tanıdık sesleri geldi.
?:Oi uyandın mı prenses?
?:Bu kadar uykucu bi kedi olmak zorunda mıydın?
Gözlerimi açınca gördüğüm kişilerle çok sevindim ve üstlerine atlayıp ikisine de sarıldım.
Aki:Ran Rin sizi ne kadar özledimm!
Ran:Oi prenses sakin boğacaksın beni ühşühlvlhlh.
Ran geri çekilirken saçımı öptü. Sonra Rin şakacıktan sinirli bi yüz yaparak bana seslendi.
Rindou:Tokyo'ya geldiğini ne zaman söylemeyi düşünüyordun?
Aki:Ben mi, bu günlerde biraz meşguldüm de çıktığınızı öğrendiğimden beri iki gün falan geçti zaten.
Ran:Biz çıktık da sen biraz daha dikkatli olmalısın, bu gidişle oraya geri gitmek zorunda kalacaksın.
Aki:B-ben üzgünüm bir an kendini kaybettim.
İkisine de sıkı sıkı sarıldım.
Rindou:Tamam geçti, sakin.
Ran:Bu arada o pembe kafalı eleman neydi öyle, senin sevgilin olduğunu iddia ediyordu.
Pembe kafalı eleman mı?
Bi dakika Sanzu'yu mu kastediyor....
Ben - ben ne yapmıştım öyle...
Şimdi yavaş yavaş hatırlamaya başlıyorum....
Bu olaydan sonra nasıl yüzüne bakarım....
Pisliğin tekiyim.....
Aki:Ş-şey o zaten benim sevgilimdi. Ama bundan sonra yüzüme bakacağını sanmıyorum.
Ran:Oww öyle miydi bilmiodum gerçekten.
Rindou:Evet kafasına sopanı geçirirken de öyle demiştin.
Ran:RINDOU!
Aki:N-ne kafasına sopa mı geçirdiniz?
Rindou:Şaka maka abim gerçekten bilmiyordu kusura bakma.
Aki:Ben bu olaydan sonra onunla nasıl barışacağım, barışmayı bırak yüzüne nasıl bakacağım?
Ran:Bence abartılacak bi şey yok.
Aki:Nasıl yok! Düşünsene gözüm döndü adamları dövdüğüm gibi ona da vurdum. Onu tanımadım. Üstelik siz beni alıp gittiniz. O daha sizinle tanıştığımı bilmiyordu. Nasıl açıklayacağım şimdi.
Ran:Tamam sakin ol prensess, hem bak bugün doğum günün birlikte kutlayalım.
Rindou:Evet abim haklı,neşelen biraz.
Akü:Ne benim bugün doğum günüm mü yarın değil miydi?
Rindou:Dünden beri uyuyorsun ya normal hani.
Aki:Şey ama benim Sanzu'nun yanına gitmem lazım.
Ran:Bundan önce en son dürtün olduğu zamanı hatırlıyor musun?
Yutkundum. Çok iyi hatırlıyordum. Dürtüm ortaya çıktıkınca birkaç gün boyunca zıvanadan çıkabiliyordum. Sadece onların yanında sakin kalıyordum. Ne kadar Sanzu'nun yanına gitmek istesem de onun da benim de açımdan birkaç gün burda kalmam daha iyi olurdu. Şimdi gitsek tartışma çıkabilir ve daha yeni sakinleşmiş dürtüm tekrar çıkabilirdi. Sanzu'ya zarar vermeyi göze alamazdım. O yüzden ona yazmaya karar verdim.
Aki'nin WhatsApp'ı
Aki:Haru
(iletilemedi)
Aki:Haru iyi misin?!
(iletilemedi)
Aki:H-haru-kun çok özür dilerim lütfen cevap ver. Kahretsin çok özür dilerim.
(iletilemedi)
Evet ona ulaşamamıştım ya beni engellemiş ya da telefonu kapalıydı, kaç kez aramıştım ulaşılamıyordu. Umarım başına bir şey gelmemiştir. Ne kadar istesem de iyiliği için şuan yanına gidemem.
Timeskip
Aki bakış açısı
Ran:Hadi ama prenses doğum gününü kutluyoruz neşelen birazz.
Rindou:Hadi Aki-chann şurda beyaz bir kazak var onu alalım, altına da mavi kot pantalon sana çok yakışacakk.
Aki:Tamamm.
Haitaniler beni neşelendirmek için her yolu deniyorlardı. Pastaneye gittik, restoranda yemek yedik, lunaparka gittik, alışveriş merkezinde gezdik, bir sürü fotoğraf çekildik...
Tabi moda tutkunları olan bu kardeşler her beğendikleri kıyafeti bana giydiriyorlar ve ben seversem alıyorlardı. Ne kadar içim içimi yese de onların benim için kutladıkları doğum gününü bozmamak için bozuntuya vermedim, neşeli davrandım. Hatta iyi vakit geçirmiştim. Ama en yakın zamanda Sanzu'nun yanına gitmem gerekiyordu....
Haitani kardeşlerle tatlı arkadaşlığınız<3
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
