Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
____________
Sarışının konumuna bakıyorum.
Çok az kalmış, göle yakın ancak dağlık alanda daha çok kalıyor. Daha yakın izlemek istediğinden olsa gerek gittikçe yükseğe çıkmak adına uğraşıyor.
Farkında olmaksızın bir gülümseme yerleşiyor yüzüme, bu farkına varmayışlar hayli çoğaldı son zamanlarda. Taehyung Samsa gerçekten de beni şaşırtıyor, onun için düşündüklerim, yaptıklarım, yapmak istediklerim kafamı kurcalasa da akışındayım her şeyin.
Ama biliyorum, artık onun gibi düşünüyorum.
Bir şeye bakarken onun perspektiftinden bakıyorum.
Aklıma ilk uzay geliyor; caddelerde dolaşırken, vitrinlere bakarken, arabamla yolculuk ederken, minimal evimde kendime çay demlerken bile düşündüğüm tek şey gördüklerimi astronomiye nasıl bağlayacağım.
Bana çok farklı bir kadraj sunduğu için ona minnettarım fakat bunu nasıl dillendirebilirim en ufak fikrim yok. Bazen onun gibi biletler hazırlamak ve buralardan beraber gitmek istiyorum, bazen astronomi ile ilgili kaç şarkı varsa hepsini ona söylemek istiyorum ve bazen de tüm odasını Samanyolu Galaksisi'ne boyamak istiyorum.
Kendi alanımla ilgili de düşündüklerim var fakat onun ilgisini hiç çekmemiş gibi geliyor. Onu biraz ön yargılı buldum, üzülmedim, felsefe tanındıkça kırar ön yargıları. Eğer tanışmak isterse ona en güzelini sunacağım ve kıracağım tahta çitlerini.
Şimdi de çitlerle çevrilmiş arazide yukarıya doğru çıkarken uçuşan, afro sarı saçlar görüyorum. Etrafında dönüp duruyor hafif serin havanın tadını çıkarmak istercesine.
Webb, yörüngen tam şu an Dünya'ya dönmeli ve onu çekmelisin.
Kırmızı bir tişörtü var üzerinde, dizlerine gelen kot şortu ve arkasına bastığı bağcıklı, bez ayakkabıları. Kolları çeşit çeşit bilekliklerle dolu, tişörtünün yakasına rozetler yerleştirmiş sanırsam, uzaktan pek anlaşılmıyor fakat bir şeyler olduğu belli.
Onun için bayağı renksiz kalıyorum, üzerim komple koyu gri. Bir tek ceketimin arkasındaki baskı mavi mürekkepli. Yine de sorun etmiyorum, gökyüzü gibiyim eminim ki beni çok sever.
Adımlarımı hızlandırıyorum, saat sekize gelmek üzere. Hava tam kararmamış, uzaklarda gün batımı. Son ışıklar saçlarına vuruyor, cidden saçlarına zaafım olduğunu yeni yeni fark ediyorum. Kıvır kıvır, kocaman, pofuduk ve çok tatlı kokuyor. Beni görmeye geldiği gün tam karşıma oturduğunda aldım kokusunu, saçları uçuştukça burnuma ince ince sızdı.
Taehyung çok.. çok tatlı bir oğlan.
Saçlarını sevmek istiyorum.
Otuz yıllık hayatımda daha önce hiç istemediğim bir şey bu. Saçlar bana çok sıradan gelir, dikkat etmem, baktığım tek şey gözler. Ama şimdi Taehyung'un gözlerindense en çok sarı saçlarını düşünüyorum.