6

3.1K 336 80
                                    

6

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

6.Bölüm
*Prenses...*


Kayra : 17 yaşında
-Kartal Şimşek : Kayra'yı nüfusuna aldı , 33 yaşında.
-Keskin Şimşek : 29 yaşında.
-Ekin Şimşek : 26 yaşında.
-Ceyhun Şimşek : 25 yaşında.
-Ömer Şimşek : 24 yaşında.
-Ulaz Şimşek : 17 yaşında.

"Günaydın!" Diyerek salona giren Ulaz ile gözlerim televizyondaki haber kanalından ona dönmüştü.

Ben yaralanalı tam 1 hafta olmuştu. Bu bir haftada benimle gerçek kardeşi gibi ilgilenmişti Kartal Bey Abi.

Ulaz da beni hiç yalnız bırakmamış ve o gece konuştuğumuz hiçbir şeyin konusunu tekrar açmamıştı.

Diğerleri de aynı şekilde beni defalarca kontrol etmişlerdi.

Benden hazetmeyen Ceyhun Bey bile gelip bir ihtiyacım olup olmadığını sormuş ve çekinmeden ona söyleyebileceğimi söylemişti.

Sanırım yaralandıktan sonra beni bir teslimatçı olarak değil de yardıma ihtiyacı olan bir genç kız olarak görmeye başlamışlardı.

Davranışlarındaki değişimi buna bağlıyordum.

Tabii bir de onları tehdit etmek için beni yaralamalarının da büyük bir etkisi vardı. Kendilerini suclu hissediyor olmalılardı.

"Günaydın." Dediğimde abileri de ona aynı şekilde karşılık vermişti.

Onun dışında herkes erkenden inmişti salona. Geldiğimden beri bu durum böyleydi.

Ulaz benim yanımdaki boş yere geçip otururken ondan fazlasıyla çekinmemi gözardı edemiyordum.

O gün ateşin verdiği duygusallık ve sersemlik ile ona çoğu şeyi anlatmış olmam benim için huzursuz ediciydi.

Hayat hikayemi , bazı ayrıntılar dışında , anlattığım ilk ve tek insan olabilirdi.

O benim aksime fazlasıyla enerjikti. Ya da bu onun duygularını saklama , bastırma yöntemiydi.

Ulaz benim çözemediğim insanlardan biriydi. Çok mutlu görünüyor , hayatında hiçbir problem yok gibi davranıyordu. Ama ne zaman gözlerine baksam kırık bakışlarını görüyor gibiydim.

Küçük Kayra'yı görüyordum gözlerinde. Acı çeken ama kendini avutmaya , kandırmaya çalışan Kayra'yı.

"Naber güzellik?"

"Bana şu kelimeyi kullanma."

Güzellik kelimesi hayatında duyduğum en rahatsız edici kelimelerden biriydi benim için.

Güzel olmadığımı , hatta iğrenç göründüğümü bildiğim için bu kelime çirkinliğimi tekrar hatırlatıyordu bana.

"E kızım güzelsin ne yapayım?"

MASKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin