selamlaaaaar 🫦💃🏻
naber nasilsiniz napiyonuz -ceyda kasabali mod on-
yari duz yari text bi bolum oldu, fazla sikilmayacaginiz bi seyler yazmaya calistim
SEE YOU IYI OKUMALARR*
*
*Üzerime geçirdiğim basit bir siyah eşofman altı ve sarı basic hoodienin ardından, evde olduğum için özen göstermediğim saçlarıma aynada öylesine bir bakıp düzene sokmaya çalışmış, kıvırcık ve doğal hali hoşuma gittiği için fazla uğraşmadan odadan ayrılıp kapıya yönelmiştim.
Kapıyı açar açmaz merdivenlerde oturan, üzerindeki kırmızı monta sarılmak ister gibi kollarını birbirine bağlamış olan sarı saçlı çocuğa bakmıştım. İlk başta kapıyı açıp onunla konuşmaya çalıştığımda şu anki pozisyonunu bozmamış, bırak konuşmayı, yüzüme bile bakmamıştı. Öğrendiğime göre de sebep baş belası kıskanç sevgilimden başkası değildi tabii.
Ancak Jungkook'tan kaptığım izinin ardından bir tık özgüvenle dolmuş, "Jimin." diye bir kez daha seslenmiştim sarı saçlı oğlana. "Jimin, ben Jungkook'la konuştum. Benimle konuşmana izin verdi, lütfen yüzüme bak artık."
"Beni kandırmıyorsun değil mi?" Hala oturma şeklini bozmamış ve kafasını bana doğru çevirmemişti. Yalnızca iletişim kurmayı sonunda kabullenmiş bir şekilde soğuk bir tonda konuşmuştu. Jungkook Jimin'in sevecen, samimi ve tam bir sosyal kelebek olduğunu söylemişti. O halde neden şimdi benimle soğuk konuşuyordu ki?
"İstersen Jungkook'a sorabilirsin."
Jungkook sayesinde kazandığım özgüveni yeniden kaybederken sesim kısık çıkmıştı bu defa. Jimin ise bana inanmadığını belli edercesine, yalnızca emin olmak istiyor da olabilirdi, cebinden telefonunu çıkartmış ve birkaç dokunuştan sonra kulağına götürmüştü. Muhtemelen Jungkook'u arıyordu ve hala yüzüme bakmamıştı.
"Alo Jungkook, Taehyung onunla konuşmam için bayağı bir ısrarcı ve söylediğine göre izin vermişsin. Ölmemek için emin olmak istedim."
Alaycı bir tavırla konuştuğu besbelli anlaşılıyordu ve ben ayağımdaki ayıcıklı panduflarıma rağmen kapıda dikildiğim için ayaklarımın üşümeye başladığını hissediyordum.
"Tamam!" Jimin muhtemelen Jungkook'tan aldığı onaylama cümlesine sevinmişti ki biraz heyecanlı bir tavır takınarak neredeyse bağırmış, birdenbire ayağa fırlamıştı.
Kendisinden beklediğimin aksine, parlak sarı saçlarını tek eliyle geriye doğru taradıktan sonra bana dönmüş, hızlı birkaç adım attıktan sonra birdenbire kollarını boynuma dolayıp bana sarılmıştı. Pekala, Jungkook'un bu konuda ciddi sıkıntıları vardı ancak bu seferlik görmezden gelebilirdik öyle değil mi? Jimin'e karşılık verip kısaca sırtını pat patladıktan sonra benden ayrılmış, inci dişlerini göstere göstere gülümsemişti. Tanrım, cidden çok güzel bir çocuktu. Eşcinsel olduğum için söylemiyordum kesinlikle ama Jimin birçok kızdan bile çok çok güzeldi.
Onu Jungkook'la olan fotoğraflarından ve biraz da merakıma yenik düşerek sosyal medyadan yaptığım stalkımdan dolayı biliyordum ancak onunla hiç bu kadar yakın bir şekilde yüz yüze gelmemiştim. Okulda bile onu hep çok uzaktan görürdüm ve hiç konuşmazdım. Sebebi ise, elbette Jungkook'tan başkası olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Jealous Boyfriend [TK]
Fiksi PenggemarKim Taehyung, dünyanın en kıskanç ve baş belası sevgilisine sahipti. Jeon Jungkook'a. [TaeKook] [Düz yazı+Texting]