5

75 11 6
                                    

Damian ve Harry Hogwarts'a başlayalı bir ay olmuştu. İlk haftalarda tanıştıkları Neville ve Simon da onların grubuna dahil olmuştu. Üç Slytherin ile takılmak Neville'in özgüvenini kazanmasına yardımcı olmuş ve derslerdeki başarısını artırmıştı. Bu arkadaşlık Gryffindor ve Slytherin arasındaki düşmanlığı biraz olsun azaltmıştı. Öyle ki çoğu zaman Damian, Harry ve Simon Gryffindor masasında oturan Neville'in yanına oturmuşlardı. Kimse de ağzını açmaya cesaret edememişti. Profesör McGonnagal bile durumdan şikayetçi değildi.

Damian ve Harry zamanlarının çoğunu kütüphanedeki kitapları yalayıp yutmakla geçirseler de ara sıra onları rahatsız eden öğrenciler oluyordu. Düşünüldüğünde bu oldukça normaldi. Harry hala yaşayan çocuk olarak biliniyordu ve Slytherin'e seçilmesi büyük bir şaşkınlık yaratsa da henüz kötü hiçbir şey yapmamıştı. Bu yüzden öğrenciler yanına gitmekten çekinmiyordu. Uzun süre gevezelik eden öğrenciler olduğunda yardımına Damian koşuyordu. Basitçe Harry'i sürükleyerek o öğrencilerden uzaklaştırdı.

Harry, kara gölün yakınlarındaki bir ağaca yaslanmış oturuyordu. Neden orada olduğuna gelince. Günlerdir odaklanamıyordu ve bu cidden sinirini bozmaya başlamıştı. Bu yüzden sessiz bir yerde meditasyon yaparak ya da biraz dinlenedek zihnini tazelemek istiyordu. Bahçenin bu kısmında kimsenin olmamasıyla burayı dinlenmek için mükemmel bir yer kılıyordu. Uzaktan ona doğru gelen seslerle arkasına döndü. Simon ve Damian ona doğru geliyordu ve görünüşe göre tartışıyorlardı. Günlük yaptıkları bir şey olduğu için Harry pek bir şey demedi.

"Neden sadece bizden uzak durmuyorsun seni lanet dağ gelinciği!"

"Laflarına dikkat et seni kara köpek!"

"Bana diyen gelinciğe bak! Neden sadece beni ve Harry'i rahat bırakmıyorsun!"

"Ne yapacağımı ben seçerim ve ben bunu yapmak istiyorum!"

Harry daha fazla iki çocuğun kavgasını dinlemek istemiyordu. Bu yüzden araya girdi.

"Kavganız bitti mi? Bitmediyse ben gideyim siz devam edin."

İki çocuk anında sustu. Ama birbirlerine öfkeli bakışlar atmayı bırakmadılar. Harry daha fazla ikisiyle uğraşmak istemedi. Bu yüzden oturduğu yerden kalktı ve Hogwarts'a doğru yürüdü. Bunun üzerine Simon ve Damian birkaç saniyelik bir bakışmadan sonra Harry'ye yetişmek için koşmaya başladılar. İçeri girdiklerinde Harry çoktan gözden kaybolmuştu. Damian buna alışkın olduğundan ortak salona dönme kararı aldı. Simon ise Harry'yi bulmak üzere kalede bir yürüyüşe çıktı.

Yarım saat sonra tam da Damian'ın beklediği gibi Harry ortak salondan içeri girdi. Yüz ifadesi iyi bir ruh halinde olduğunu belli ediyordu.

"Hey Damie." Harry kırmızı gözlü çocuğa taktığı lakapla seslenirken kıkırdadı.

"Harry, nerelerdeydin?" Diye merakla sordu Damian.

"Sadece eski bir tanıdıkla konuşmaya gittim o kadar."

"Eski bir tanıdık mı? Ama Harry, bu kalede yaşayan herkes şuan senin için bir eski tanıdık, bunu biliyorsun."

Harry kıkırdarken Damien'ın yanına oturdu.

"İki kelime; Sırlar Odası." Diye bir ipucu verdi yakut gözlü çocuğa.

"Sakın söyleme..." Damien'ın sesi fısıltı şeklinde çıkmıştı. "Basilik'i mi ziyaret ettin?"

"O basilisk'in bir adı var Damie. Nyderrath'a öylece basilik diyemezsin."

"Peki, peki. Üzgünüm. Yani, Nyderrath'ı ziyaret ettin öyle mi?"

Harry başını sallayarak onayladı.

"Her neyse, biraz büyü çalışmaya ne dersin Damie?"

"Memnuniyetle." Dedi Damien yüzünde engellemeye bile zahmet etmediği bir gülümsemeyle.

Denge'nin Koruyucusu | Harry Potter Fanfic Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin