Korku.
Vücudumu etkisi altına alan şey korku muydu? Neden korkuyordum? İstediğim şeye ulaşmıştım neden korkuyordum.
Gözlerimi karşımda ki rengi solmuş kırmızı kapılı eve çevirdim. Pencereler perde yerine gazete kağıdı ile kapatılmaya çalışılmış yıkık bir ev. Yapmam gereken tek şey eski kapıya bir darbe vurup içeriye girmekti. Neden korkuyordum!
Kulağımda ki kulaklıktan gelen cızırtı seslerine katlanamayacak gibi olduğumda hızlıca kulağımda ki ufak kulaklığı söküp rastgele fırlattım.
Derin bir nefes almaya çalıştığımda sanki aldığım o nefes göğüs kafesimde sıkışıp ruhuma işkence ediyordu.
Küçük bir adım attım. Parmaklarım benden izinsiz açılıp kapanmaya başlamıştı.
Bir, iki, üç ve dört.
Bir,iki, üç ve dört...Dörtten sonra tekrar başa sardım ve birden başladım. Kendimi kırmızı kapının önünde bulduğumda parmaklarımı sıkarak yumruk yaptım ve kapıyı hızlıca vurdum. Kalbime vurulmuş gibi vücudum kasıldım.
Tekrar kapıya sertçe vurdum. Sessizce evin içersini dinledim. İçimde büyük bir umut vardı çünkü yıllar sonra ilk defa bu kadar yaklaşmıştım.
Nefes sesim evin içersinde ki sesleri duymamı engelliyor gibiydi, o an nefessiz kalmak istedim tek bir ses için.
Ses gelmediğinin farkına varınca içimde ki umudun ufak bir parçası kırılmış gibi oldum. Kapıya bu kez sert bir tekme atıp kapının kırılmasını bekledim. Tekmem o kadar güçlü olmasa bile kırılmıştı kapı.
Kapı yere düşerken arkasından havaya hızlıca kalkan toz yığınları öksürmeme neden olmuştu. Hızlıca cebimde ki telefonumu çıkarıp ışık açmaya çalışıyordum ama elim o kadar titriyordu ki bir türlü açamıyordum.
Omzumda ki elle hafifçe irkilerek arkamı döndüm. Herkes buradaydı ve beni bekliyorlardı.
"Bu fener işini görür." Alperen elinde ki ufak feneri elime sıkıştırıp elimde ki telefonumu aldı.
Minnetle gülümseyen yüzüm tekrar kapıya dönene kadar sürdü sadece. Elimde ki feneri sıkıca tutarak içerye doğru bir adım attığımda arkamdan gelen hışırtılı seslerle diğerlerinin de arkamdan geldiğine emindim.
Karanlık ve tozlu evde ışığın gösterdiği kadarıyla ilk önce küçük bir mutfak karşıladı. Etraf oldukça pis ve küflenmiş yiyeceklerle doluydu. Mutfağın içerisinde başka bir kapı vardı oraya ilerlediğimde bu kez küçük bir oturma odası karşıladı. Bir koltuk ve bir sehpa dışında başka bir şey yoktu ve eski oldukları çok belli oluyordu. Ev bu kadardı başka bir kapı veya bir odası yoktu. Mutfak ve bir odadan oluşuyordu. Evin dışından bakışınca daha büyük duruyordu ama içerisi şaşırtmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanayanlar ve Kanatanlar
حركة (أكشن)Ölmediği halde öldü bilinen çocuklardık biz. Gökay'ı sinirlendirecek kadar tehlikeli olmalıydı bu adam. Kimdi? Gökay sinirle elini yüzüne götürerek sıvazladı. "Bu adam, Ahlas Valzahir!"