2.bölüm

2.6K 74 3
                                    

Aradan 1 hafta geçmişti bu 1 hafta içinde her şeyi halletmişlerdi berdel olduğu için zaman bile verilmemişlerdi bu akşam kınam olacaktı yarında düğünüm daha evleneceğim adamın yüzünü bile görmemiştim sadece hakında Töreyle bağlı gattar biri olduğunu söylüyorlar ha bir de çok yakışıklı bir ağaymış ne kadar beli etmemeye çalışsamda çok korkuyorum bilmediğim bir ev ve insanlar bana nasıl davranacaklar beni seveceklermi bu evlilik üstesinden gelebilirmiyim off çok gerginim düşüncelerle boğuluyorken kapım çaldı hemen toparlanıp açtım.
Gelen annemdi "kızım bindalını göndermişler kuaförde yarım saate gelir hadi kalk hazırlan" dediğinde gözlerim bindalıya kaydı çok güzeldi zelal hanım hiçbir masraftan kaçınmamıştı nede olsa Mardinin en büyük aşiretinin ağası evleniyor hemde ağa kızıyla "tamam anne ben duş alıp hazırlanıyım" dediğimde bana gülümsedi ve gelip yanağıma kokulu bir öpücük kondurdu "seni çok seviyorum bunu sakın unutma kuzum olurmu" dediğinde gözlerim doldu. "bende seni çok seviyorum annem" gözyaşlarım akmaya başlayınca annem silip "hadi sen git hazırlan" diyip banyoya soktu beni banyo mu yaptıktan sonra kurulanıp bindalıyı giydim o sırada kuaför de gelmişti saçımla makyajımı çok sade istemiştim onlar başta itiraz eder gibi oldular ama net olduğumu görünce bir şey diyemediler her şey bittiğinde aynaya baktığımda sade bir makyaj ve saçlarımıda dağınık bir topuz yapmışlardı
Çok güzel bir kız değildim beyaz tenli yeşile kaçan ela gözlerim küçük orta arası bir burnum küçük ama dolgun dudaklarım vardı saçlarım en sevdiğim kalçamdan biraz aşağıda bitiyorlardı siyah ve hafif dalgaları vardı.
Kapının açılmasıyla kendime geldim annem ve Sultan ablaydı "çok güzel olmuşsun yavrum" dediğinde annem gülümsedim sultan abla gözlerini kapatmış dua okuyup üflüyordu "maşallah sana Allah nazarlardan korusun güzel kızım" dediğinde annem amin demişti saate baktığımda 6 yı geçmişti dışarıdaki seslere bakılırsa insanlarda gelmiş olmalılar annem "hadi çıkalım insanları bekletmeyelim" kalktığımda koluma girdi annem avluya çıktığımda herkes bana bakmaya başladı aralarında fısıldaşmalar başladı sultan abla bunu bozmak için zılgıt çalmaya başladığında kadınlarda ona katıldı beni herkesin görebileceği bir yere oturtular etrafımı izlemeye başladım herkes kendi arasında eğleniyordu dışarıdan silah ve zılgıt sesleri geldiğinde içime bir korku düştü ellerim terlemeye başladı onu daha önce hiç görmedim istemede de düğün alışverişinde de şehir dışında olduğunu söylemişlerdi bu akşam geldiyse eğer onu ilk defa görecektim gelen kadınlardan kaynanam zelal hanım ve görümce ezrayı tanıyordum ikisinde gelip bana sarıldılar tanımadığım bir kaç kadında gelip sarıldılar beni bir sandalye te oturtup etrafımda dönüp bir yandanda türkü söylüyorlar yine gelmemişti beni istemiyordu bende onu istemiyordum ama bu evliliğe alışmamız lazım ama o bu 1 hafta içinde istemediğimi bir çok kez yüzüme vurmuştu gözyaşlarımı tutamıyordum artık Ezra duvağımı kadırdığında ağladığımı görünce gülümseyerek "gelin ağlıyor yeter" dediğinde bir kadın elime kına yakmak için elimi tutunca açtım hemen açtığımda eliyle yapatıp "gelin elini açmıyor" diye bağırdı kaynanama hitaben kaynanam gülümseyerek altını elime koyduğunda zılgıt çalmaya başladılar. Saat 12 ye yaklaştığında her kez yavaş yavaş dağılmaya başladı
Yerimden bir iki kez kalkmama rağmen çok yorulmuştum eda ve esranın yardımıyla odama çıktım makyaj masasına oturunca saçımı açmama yardım edip gittiler üstümü çıkarıp banyo yaptıktan sonra yatağıma oturdum o kadar düşüncelere dalmışımki annemin geldiğini bile fark etmedim annem yanıma gelip beni koynuna aldı "bu gece baba evinde bir genç kız olarak son gecen istemediğin bir evlilik biliyorum abin çok pişman senin yanına gelip senden özür dilemek istiyor ama çok utanıyor bir anne olarak çocuklarımın bu halli beni mahfediyor seni en iyi ben anlarım o yüzden sana affet diyemem ama onu dinle en azından Baran ve beydan yüzüne bakmıyor zaten şu an çok yalnız hissediyor onu dinle yavrum " dediğinde anneme daha çok sokularak" korkuyorum"dedim annem gülümseyerek "şu an sende yıllar önceki halimi görüyorum ben senden daha küçük yaşta evlendirikdim babam para için sattı beni kaynanam desen gaddar kadındı çok çektim ondan sabretmek zorunda kaldım kızdığım zaman kapıyı çarpıp gidecek bir ailem yoktu arkamda sabretmekten başka çarem yoktu ali ağa desen o görmüyordu beni 2 yıl boyunca birbirimize yabancıydık sanki o annesinin eziyetlerini görmüyordu bende ona söylemekten çekiniyordum kaynanam benim adımı kısıra çıkartı sesimi çıkarmadım üstüme kuma almak bile istedi ama ali ağa istemedi bana bile zor katlanıyorken bir kadın daha çekemezdi Allahın hikmetimi bilmiyorum ama o sıra baranıma hamile kaldım ali ağa çok sevinmişti bir anda ona görünür olmuştum üstüme titriyordu o kadar mutluydumki sana anlatamam annesini bile karşısına alıyordu artık benim için aramızda ki bağlılık günden güne artı şu an çok güzel bir ailem var bana sorsan tekrar yaşarmıydın sonucun böyle olacağını bildiğim sürece yine yaşardım"derin bir nefes aldıktan sonra "yani anlıyacağın yuvayı dişi kuş kurar sen sabret önüne çıkan engellerde düşüp ağlama kocana saygılı ol sen o evde bizi temsil edeceksin sakın pes etme bu evin kapısı sana her zaman açık arkada olduğumuzu unutma ama bizim arkanda olduğunu bildiğinden evliliğin için çabalamasan o zaman ben senin karşında olurum sen çabaladıkça kocan seni sevecektir. Hele bir de evlat verdinmi o zaman dünyalar senin olur sen bir ağa karısı olacaksın seni seven kadar sevmeyende çok yerinde gözü olanlar olacak onlara fırsat verme bu söylediklerim kulağına küpe olsun her düştüğünde bunları hatırla sen doğan aşiretinin kızısın güçlü ol ve bizi temsil ettiğini unutma"dediğinde gülümsedim "uğraşıcam anne bana güven" dediğimde "ben sana güveniyorum yavrum sen ne istersen başarırsın" kulağımda kalan son sözlerdi hangi ara uyudum hangi ara uyanıp gelinliği giydim hatırlamıyorum şu an her şey bitiyor artık bir doğan değil bir demir olucam kapımın açılmasıyla o tarafa döndüm boran abimdi gözleri ağladığını beli ediyordu yanıma geldiğinde beni süzdü "çok güzel olmuşsun bir melek gibisin" cevap vermedim "ben çok özür dilerim senin hayatını mahfetim biz kaçacaktık bizi bulamayacaklardı ama başaramadık affet beni nolur" gözümden yaş düştü "niye abi niye istemedin niye kaçtınız"

"başkalarına söz vermişler Mardini biliyorsun sözlerinden dönmezler Elifi başkasıyla görseydim ölürdüm anla beni mirza ağa yasaklamış benle elifin o konağa girmesine seni belki son görüşüm ben kendimi asla affetmiycem bunu bil" diyip arkasına döndüğünde "abi" dedim tekrar bana döndüğünde koşup boynuna sarıldım"ben seni affettim abim "dediğimde kapı açıldı babam abilerim ve annem gelmişlerdi abim anlıma bir öpücük kondurup geri çekildi babam yanıma geldiğinde" seni koruyamadım affet beni ama hep senin arkandayım bunu sakın unutma bu kapı sana her zaman açık" diyip sarıldı bana dışarıdan korna sesleri gelmeye başladığında onların geldiğini anladım Baran abim kuşağımı bağlayıp sarıldı "sakın kendini ezdirme" dediğinde başımı saladım beydan abim öyle bir sarıldıkı içim gitti en son anneme sarıldığımda boran abimim kolunda çıktım çıkışımızla davullar zurnalar çalmaya başladı

Merdivenlerden inmeye başladığımızda merdivenlerin sonunda bizi takım elbise içerisinde bekliyordu duvaktan net seçemesemde heybetli bir cüsesi vardı
Yanına vardığımızda abım kulağına bir kaç şey söyledi ne söylediğini duyamıyorum seslerden abim beni onun koluna bıraktığında gerildim kolundan fark ettiğim kadarıyla o da gergindi kapıdan çıkmadan çocuklar kapıyı tutu mirza kafasını yukarı kaldırıp ya sabır çektiğini hisetim onun cebinden çıkardığı bir deste parayı çocuklara verdi.
Kapı açılınca arabaya binmeme ezra yardım etti yanıma mirza önde ezra ve genç bir adam vardı yanımdaki adamın gerginliği beni korkutuyordu konağa kadar kimseden ses çıkmadı
Konağa vardığımızda arabadan yine ezranın yardımıyla indim kaynanam elime kırmam için testiyi verdiğinde tüm yaşananların acısını çıkartırcasına yere vurdum paramparça olduğunda yerlere para ve şekerler dağıldı içeri geçip nikah masasına oturduğumuzda nikah memuru sorularını sordu hangi ara evet dedim hangi ara imzayi atım farkında bile değildim etraftaki insanlar eğleniyor halay çekiyor ama ben sanki bir tiyatrodaymışım gibi hissediyorum sesler yok oluyor
Kaynanamın koluma girmesiyle kalktım kalktım bir odaya girdik

"imam nikahınız kıyılacak kızım abdestlimisin" dediğinde annemin abdest al dediğinde bunun için olduğunu anladım.

"evet abdestliyim" dedim beni minderin üstüne oturtuğunda imamla birlikte bir kaç kişi daha geldi.

yanımda bir çökme hisetiğimda onun olduğunu anladım hoca mehir olarak ne istediğimi sorduğunda bir an durdum ne isteyebilirim ki genelde buralardaki kızlar altın ister tam konuşacaken mirza

"bütün mal varlığımın yarısı dediğinde" şaşırdım ama bir şey demedim hoca nikahı kıydıktan sonra çıktı.

Kaynanamda kolumdan tutup en üst kata çıkardı büyük bir odaya girdiğimizde yatağa oturtup yüz kızartacak bir kaç şey söylediğinde sadece başımı saladım.

Allah ım yardım et bana bu gece hayırlısıyla geçsin sen beni utandırma kapının açılmasıyla ayağa kalktım gelinliği öyle bir sıkıyordumki canı olsa çoktan çıkardı.

ayak sesleri yanıma doğru geldiğinde gözlerimi kapattım.

   Soluğunu kulağıma doğru üfledi "benimle evlenmeye bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordum bir ağa kızı olmana rağmen yine gözün daha yüksekte " dediğinde vücudum buz tutu resmen, gözümden yaş akmaya başladı.
İçimden sadece ben bunu haketmedim geçiyordu..

Evet 2.bölüm geldi inşallah beğenirsiniz yorum yaptıkça bölüm gelicek sizi seviyorum

mardin rüzgarı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin