-2-
İç güdülerimin uyarılarına rağmen yapmıştım. O tehlikeli sularda dolaşmayacağıma dair kendime söz verdikten sonra yine de onu aramış ve burada çalışmasına izin vermiştim. Birden fazla kutu birayla akşamdan kalma olduğumda, diğer günün sabahında aldığım kararlar hiçbir zaman mantıklı olmuyordu zaten. Ve ben bunu bile bile yapmaya devam ediyordum. Sanki dışardaki hiçbir şey beni yeterince yormuyormuş gibi bir de kendime savaş açıyordum.
"Şimdi bunu dök içine-"
"Böyle mi?"
"Evet, güzel."
"Oh, biraz dışarıya aktı."
"Önemli değil."
Sakin ve derinden gelen ses. Herkesin dönüp bakmak isteyeceği güzel bir yüz.
Temiz tırnaklar. İtiraf ediyorum ki fazlasıyla çekici.
Ji Hyo'nun ona işi öğretmesini daha fazla bir aptal gibi izlemek istemediğimde, bakışlarımı sonunda kaçırabilmiştim. Neyi itiraf ediyorum ki? O sadece bir çocuktu ve burada bugün part time çalışmaya başlamıştı. Bizim yeterince limon konservemiz kalmış mıydı acaba?
"Bay Jeon!"
"Evet?" Sanki hesaplarla meşgulmüşüm gibi dalgın bir sesle Ji Hyo'ya döndüm. Dakikalarca onları izlediğimi anlamalarını istemiyordum haliyle.
Ji Hyo anlamadı. Genişçe gülümseyerek yanıma geldi ve iki elimi birden tuttu. "Hadi hep beraber yemek yiyelim!" dedi her zaman ki enerjik haliyle. Onun en çok bu bitmek tükenmeyen enerjisini özleyecektim sanırım. "Hem benim için hoşçakal, Taehyung için ise hoş geldin partisi olmuş olur."
"Bu gece mi?"
"Evet!"
Biraz düşününce aslında kulağa iyi fikirmiş gibi geliyordu. Her ne kadar bu akşam için hiç dışarıya çıkma hevesim olmasa da kabul etmek zorunda kaldım. En azından bunu yapabilirdim bir zamanlar patronu olarak. "Tamam, yapalım," dediğimde, Ji Hyo sevinçle sessizce yanımıza gelmiş olan Taehyung'a döndü.
"Taehyung, gördün mü bunu? Bay Jeon oldukça rahattır. Neredeyse her şeye evet der, eğer bir şeye ihtiyacın olursa direkt söyle ona!" Dirseğini genç adamın göğsüne geçirip güldü. "Senin için muhtemelen her şeyi yapacaktır!"
"Her şeyi mi...?" Taehyung'un bakışları yerde dolaşırken hafifçe mırıldanmıştı. "O zaman..." İkimize birden çok tatlı bir şekilde gülümsediğinde, karşısındaki omegalara ne yaptığından kesinlikle haberi yokmuş gibiydi. Belki bilerek yapıyordu.
"...Yakınlaştığımız zaman ona söyleyeceğim."
Pekâlâ...
Akşam her zamanki saatinde kafeyi kapatıp, üçümüz birlikte buraya oldukça yakın ve lezzetli yemeklere sahip esnaf lokantalarından birine gittik. Masanın ortasındaki küçük mangalda etleri kızartma işi Taehyung'a kalırken, ben ve Ji Hyo daha çok içici taraftaydık. Sınırımı bildiğim için dışarıdayken kolay kolay sarhoş olmazdım, belli bir noktadan sonra durmasını biliyordum. Ama aynı şey Ji Hyo için pek geçerli değildi. Oldukça güzel, alımlı bir omegaydı; gençlik enerjisiyle dolup taşıyordu. Aynı zamanda da işinde çok iyiydi. Bu zamana kadar hiç problem yaşamamıştık. Erkek arkadaşı için başka bir şehre taşınacak olması benim açımdan üzücü bir durum olmuştu bu yüzden.
"Bay Jeon, arada ziyaretinize geleceğim!" Sarhoş Ji bana sarılmaya çalışırken sırtına birkaç kere sıvazlayıp kendimden uzaklaştırdım. Rahatça yiyip, yeterince de içkileri içtikten sonra saatin geç olmasıyla partiyi sonlandırmak durumundaydık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙎𝙤𝙢𝙚𝙩𝙝𝙞𝙣𝙜 𝙅𝙪𝙨𝙩 𝙇𝙞𝙠𝙚 𝙏𝙝𝙞𝙨
Fanfiction"Daha önce hiç kimseyi öpmedim... Bu yüzden bana yardım et. Lütfen?" [SUMMER SOLSTICE POINT isimli webtoon'dan uyarlanmıştır.] *Tamamlandı. Bu hikayenin yazarı 'byyumii' olup, hikaye ile ilgili tüm haklar kendisine aittir.