ŞEHADET YEMİNİ

36. Bölüm

-Batuhan KARADOĞU.Bende sana onu soracaktım poyraz.Soyadlarınız aynı pek araştırma vaktim olmadı ama sizin bi bağlantınız varmı?...
-Ben tanı...
Tık tık tık
"Gel"
-Albayım yerini tespit edemediğimiz bir yazılım dan Bi video daha geldi.
-Ne bekliyorsun! yansıt büyük ekrana!
-Emredersiniz.
Seherin ayakları bi kovanın içinde üzerinde atleti ve kamuflajindan kalan pantolonu kan içinde eli yüzü çok şişmiş kameraya bakıp birşeyler konuşuyordu fakat onun ne dediğini hiç anlamadım çünkü dinlemedim. Onun bu haline dayanamazdım.İzin isteyip dışarı attım kendimi.Bir an önce bulunmalıydı o.

Ben sinirden yerdeki taşlara tekme atarken,burak geldi yanıma sakinleşmemi söyledi.onun dediğine daha çok sinirlenip bağırdım;
-Ne sakin olması ya! Çok mu basit sanıyorsun sen! Elimden hiç birşey gelmiyor!
-Bilmiyorum mu sanıyorsun ha!Aynı şeyleri bende yaşadım! Bu haldeyken nasıl ona destek olabileceğini sanıyorsun!
-BAĞIRMA BANA!
-ŞUAN BANA BAĞIRAN SENSİN!
-İkinizde kesin sesinizi!
Poyraz bizi susturup yanımıza oturdu. Tek tek diğerleri de geldi. Herkes dağılmış bir durumda neler olacağını bilmezken albayın postası geldi yanımıza ve albayın bizi çağırdığını söyleyip gitti. Bizde birbirimize bakıp hızlıca albayın odasına geçtik. Albayın yanına vardığımızda yüzü gülüyordu;